Ahalinin hali hal değil çünkü, endişeden hali değil, hüzünden hali değil, gamdan-kasavetten hali değil ve geçim sıkıntısından hiç hali değil.
Yıllar evvel, özelleştirme furyası tüm hızıyla devam ederken, devrin maliye bakanı "babalar gibi satacağız" çıkışları yapıp, üstüne üstlük "sata sata bitiremedik" şeklinde hayıflanırken, Bağımsız Türkiye Partisi merhum Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın uyarıları daha dün gibi kulaklarımızda çınlıyor:
"Devletin bütün gelir kalemlerini kurutuyorlar, pek yakında zamlar sağanak gibi yağmaya başlayacak."
O sıkıntılı günler kapımızı çalalı çok oldu.
Elektrik gibi, su gibi, doğalgaz gibi olmazsa olmaz temel ihtiyaç maddelerine yapılan zamların zamanını ve miktarlarını takip edemiyoruz artık.
Enerjiye, akaryakıta zamların otomatiğe bağlandığı ülkemizde artık her alana ve her kaleme yapılacak zamların da otomatiğe bağlandığı anlamına geldiğini yaşayarak, tadarak öğrenmiş bulunuyoruz.
Yoksulun külünü savuran, yoksulun tepesine tepesine zam yağmurlarını indiren rüzgar, her nasılsa belli bir kesimin, bir avuç mutlu azınlığın tepesine de sürekli çuval çuval, daima heybe heybe para yağdırıyor.
Yetimin yoksulun, çaresizin, ilaçsızın dertlerine katlayan ana sebeplerden biri de bu; kimileri deveyi hamutuyla götürüyor, ana kitleye, büyük çoğunluğa da devenin kulağı ile yetinmenin faziletleri anlatılıyor.
Ülkede sıkıntılar var ise, ekonomik dar boğazdan geçiliyorsa, malum pandemi sebebi ile her taraf yangın yerine dönmüş ise, buyurun hep beraber, yönetenler ve yönetilenler olarak kemer sıkalım, porsiyonları küçültelim, bağrımıza taş basıp bir çare, bir çıkış yolu arayalım.
Yönetim katındakiler, o dünyaya yakın olanlar külfetleri paylaşmaya asla yanaşmıyorlar, konforlarından asla feragat etmiyorlar, her gün yenileri ortaya çıkan, çift maaşlı, çifter çifter maaşlı bürokratlar hakkında kıllarını dahi kıpırdatmıyorlar.
Yetime-yoksula zam yağmuru, yukardakilere ise maaş yağmuru…
Geniş halk kitlelerine dar boğaz, geçim sıkıntısı, fakir sofralarına ve lokmalarına hortumlar bağlanması ama bir avuç mutlu azınlığa dört bir yandan akıtılan servet…
Özellikle iki aydan beri gündeme oturan yolsuzluklar, mafya-siyaset ilişkileri ve havalarda uçuşan milyar dolarlar, milletimizin huzurunu, olmayan huzurunu tamamen kaçırmıştır.
Ahalinin hali hal değil vesselam.
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025
- Tuttuğumuz oruç bizi tutamıyorsa… / 06.03.2025
- Merhaba ey Hak’tan ferman merhaba! / 04.03.2025