Adı: İsyancı Soyadı: İşkence
Suriye'de kaçırılan 9 Lübnanlı Şii, AKP Hükümeti kurmaylarının sırf Esad'a karşı oldukları için desteklediği isyancıların 17 ay boyunca kendilerine son derece kötü muamelede bulunduğunu anlattı
22.10.2013 00:00:00
RECEP BAHAR / İSTANBULTürk pilotlar Murat Ağca ile Murat Akpınar'ın AKP Hükümeti'nin izlediği dış politika nedeniyle Lübnan'da alıkonulmasına ilişkin detaylar ortaya çıkmaya devam ediyor. Türk pilotlar Lübnan'da kendilerini alıkoyan gruptan iyi muamele gördüklerini anlatırken, pilotlarımızla birlikte eş zamanlı olarak serbest bırakılan 9 Lübnanlı Şii, Suriye'de 17 ay boyunca yaşadıkları dehşet anlarını Lübnan medyasıyla paylaştı. Lübnanlı Şiiler, isyancıların sürekli olarak kendilerine hakaret ettiğini, yemek vermediğini, ilaçlarını almalarına da müsaade etmediklerini aktardı. Rehineye ilaç yokÇoğu Lübnan'ın başkenti Beyrut'un güneyinde hayat şartlarının zor olduğu mahallelerde yaşayan serbest bırakılan rehinelerden Salih Cemil, yaşadıklarını şöyle anlattı: "Bizim için en zor anlar kaçıranların kapıları üzerimize kapatıp bizi bir odaya kilitledikleri zamandı. Dokumuz birden küçük bir odada uyumak zorunda kaldık. Birimiz hastalandığında doktora götürmediler ve ilaç da vermediler. Onlara dedim ki: Kapıyı açın da biraz güneşe çıkayım. Böylece biraz kendimi yenileyeyim. Ancak bize hiç bir zaman izin vermediler." Mayıs 2012'de Halep'in Azez kentinde kaçırılan rehinelerin en yaşlısı olan 65 yaşındaki Salih Cemil'in kaçırılmadan önce kalbinde rahatsızlık vardı. Salih Cemil, şöyle devam etti: "Onlara defaatle, 'Hastayım, çok sayıda sağlık sorunum var, ilaç almam lazım' dedim. Bana alakasız ilaçlar getirerek, 'bu seni iyi yapacak' diyerek benimle dalga geçtiler."İsyancıların kendilerini neden kaçırdıkları konusunda bilgi vermediğini aktaran Salih, "Onlara hiçbir siyasi partiye mensup olmadığımı söyledim. Sebebi neydi? Allah bizi kaçıranları bağışlasın ama neden bu işi yaptılar, hala çözemedim" şeklinde konuştu. Ebu Gureyb Hapishanesi gibiÇok zor şartlar içinde 17 ay geçirdiklerini ifade eden bir başka rehine Hammud ise şunları söyledi: "Yakınımızda cereyan eden çatışmalar çok şiddetliydi. Hatta İsrail'in 2006 yılındaki Lübnan'ı işgalinden de şiddetliydi. İsyancılar bir taraftan Esad yönetimi ile, öte yandan birbirleriyle savaşıyordu. İsyancılar devam eden çatışmalar nedeniyle Azez kasabasında bizi her 3 günde bir başka yere naklediyordu. Hepimiz aynı odada kalıyorduk. Üç kişi tek bir hasırda uyuyorduk. Bayat ekmek ile konserve yiyorduk." Hammud kaldıkları yeri Bağdat'ta işgalci Amerikan askerlerinin zulüm merkezi Ebu Gureyb Hpishanesi'ne benzetip kaldıkları yerden kaçmanın imkânsız olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti: "Bizi dövmediler ama sürekli olarak bize hakaret ettiler." Türkler iyi davrandıBir başka Lübnanlı rehine olan Arzuni ise nasıl serbest bırakıldıklarını şöyle anlattı: "Çarşamba sabahı gözlerimizi bağlayarak bizi otobüsle Azez'den Türkiye sınırına getirdiler. Türkiye topraklarına gözlerimiz kapalı girdik. Türkler bize çok iyi davrandı. Turist muamelesi gördük." Lübnanlı rehinler ayrıca isyancıların kendilerini birçok kere "sizi aniden öldüreceğiz" diyerek korkuttuğunu kaydetti. İsyancılar namus düşmanıAbbas Şuayip ise rehineler içinde işkence gören tek isimdi. Şuayip isyancıların kendilerine bakışını şu sözlerle anlatıyordu: "Durum sandığınızdan da berbat. Bizi kaçıranlar Beyrut'a gelirse, kadınlarımızın kendilerine helal olduğunu düşünüyorlar. Bu Şiilere karşı bir savaş." Şuayip'in erkek kardeşi Danyal, erkek kardeşinin durumu konusunda şunları aktardı:"Kardeşim şu an hastanede tedavi görüyor. Tüfekle defaatle olan vurmuşlar." Bir başka rehine Zügeyb ise isyancıların yanında bomba patlattığını ama bereket versin ki yaralanmadığını aktardı.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.