AB'ye derin darbe!

AB'nin en güçlü ülkelerinden olan Fransa'da iki haftadır devam etmekte olan anarşi olayları, önce Fransa'yı sonra da tüm Avrupa ülkelerini derin bir çıkmazın içine sürükledi.Fransa olaylarını ve bu olayların AB'ye olası etkilerini değerlendirmeden önce AB'nin göçmen yapısı konusunda bazı bilgiler vermek istiyorum.2004 yılı itibarıyla en çok göçmen kabul eden AB ülkelerinin göçmen sayıları şöyle;İngiltere 2,7 milyon  (%5)Fransa 3,3 milyon (%6)Almanya 7,3 milyon (%9)İtalya 1,3 milyon (%2)İspanya 2,7 milyon (%7)Hollanda 700 Bin (%4)Avrupa'nın en büyük göçmen barındıran bu altı ülkesinin toplam göçmen sayısı 2004 yılında 18 milyonu bulmaktaydı. 2005 yılı itibarıyla AB'deki göçmen sayısının 20 milyonu geçmiş olduğu tahmin edilmektedir.Fransa'daki olayların başlamasını, yıllardır zaten aşağılanmakta olan göçmenlerin bastırılmış bir tepkisinin açığa çıkması olarak değerlendirenler olduğu gibi AB'ye zarar vermek isteyen güç ya da güçler tarafından provoke edilerek anarşinin maksatlı olarak başlatıldığını düşünenler de bulunmaktadır.Nasıl ve kimler başlatmış olursa olsun Fransa'daki olaylarla AB, tarihinin en büyük darbesini almıştır. AB'nin başı derde girmiştir. 20 milyon göçmeni topraklarında barındıran AB, hiç beklemediği bir zamanda, hiç beklemediği bir şekilde ve hiç ummadığı bir yerden büyük ve derin bir darbe almıştır.Planlayarak organize edilerek AB'ye bir darbe vurulmak istense bundan daha etkili bir darbe herhalde vurulamazdı.AB, Fransa'daki önlenemeyen ve diğer AB ülkelerine de bulaşan bu olaylar karşısında büyük bir ikilem içerisine girmiştir. Göçmen nüfustan vazgeçmek gibi bir lüksü olmayan AB bundan sonra ne yapacaktır? Göçmen nüfusu gözden çıkarmak AB için ne kadar mümkün değilse göçmenlerle bir arada yaşamak ta giderek daha imkânsız hale gelmektedir.AB göçmenleri ihtiyacı olduğu için kabul etmiştir. Göçmenlerden vazgeçemez. AB'nin çalışan nüfusa ihtiyacı artmakta olduğundan buna paralel olarak her yıl daha fazla sayıda göçmene ihtiyaç duymaktadır.AB nüfusunun büyük çoğunluğu artık emeklinin yaşını aşmış bulunmaktadır. Doğum oranı da çok düşük olan AB'de sosyal imkânların devam etmesi için çalışan nüfusun sayısının artması gerekmektedir. AB bu açığı göçmenlerle kapatmaktadır. Bundan dolayıdır ki, AB göçmenlere muhtaçtır. AB, göçmenler olmadan ayakta kalamayacağının farkındadır. Peki, AB göçmenlerden vazgeçemeyeceğine göre ne yapacaktır? Bu anarşi olaylarından sonra göçmenlerin daha fazla özgürlük kazanacaklarını beklemek yanlış olacaktır. Bilakis Fransa'daki olaylar gerekçe gösterilerek tüm Avrupa ülkelerinde göçmenlere baskı ve asimilasyon daha da artacaktır. Göçmenler AB için ne kadar vazgeçilmezse, AB de göçmenler için en az o kadar vazgeçilmezdir. Çünkü göçmenler kendi ülkelerinden para kazanmak için Avrupa ülkelerine gelmek zorunda kalmışlardır. Kendi ülkelerindeki ekonomik sıkıntılar devam ettiğinden Avrupa ülkelerine gidip çalışmak için milyonlarca göçmen de sırada beklemektedir. Bundan dolayıdır ki, AB eylemleri gerekçe göstererek uyum sorunu yaşayan yabancıları sınır dışı edecektir. Fransa'da benzer açıklamalar gelmeye başladı bile. AB bundan sonra göçmenler konusunda çok daha seçici olacaktır. Ama AB hangi tedbirleri alırsa alsın artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.