Suriye'de ve Irak'ta vahşi cinayetleriyle gündemde olan IŞİD konusunda Türkiye'nin başının çok ağrıyacağı kesin?Bunu ABD'nin 2014 yılı için hazırlanan "Terörizm Ülkeler Raporu"nda görebiliyoruz.388 sayfalık raporun ana konusu IŞİD ve raporda bu küresel terörün ülkelere göre değerlendirilmesi var. 2014 yılında 90 ülkeden IŞİD'e katılım olduğu belirtilirken, Türkiye'nin bu terörist akışının "ana yolu" olduğu vurgulandı."Lokasyonu, uluslararası ulaşımdaki merkezi rolü ve Suriye ve Irak'la olan uzun sınırı nedeniyle Türkiye, yabancı savaşçılar için ana yol olarak kaldı" denildi.Ülkelere göre tasnif edilen raporun birçok bölümünde IŞİD'in faaliyetlerinin Türkiye'yi kapsayan boyutlarına değinildi.Almanya ve Avustralya'daki Türk kökenli kişilerin IŞİD bağlantıları ve Cibuti'de Türklerin de öldüğü El Kaide bağlantılı saldırılara ilişkin bilgiler yer aldı.Obama'nın geçen hafta Türkiye'ye getirdiği, yabancı savaşçı akışını önlemede "Türk yetkililerin gerekli kapasite artırımını yapmadığı" eleştirisine ilaveten, raporda, Libya gibi "yabancı terörist savaşçı" kaynağı sayılan ülkelere vize şartı getirmemesi nedeniyle Ankara Yönetimi eleştirildi."Türkiye sınırındaki zorluklar, Türkiye'nin Libya gibi yabancı terörist savaşçı kaynağı belli başlı ülkelere vize zorunluluğu uygulamadaki başarısızlığı nedeniyle kötüleşmeye devam ediyor" denildi.Normal şartlar altında, Türkiye siyaseti ABD'nin taşeronu değil de, Atatürk gibi milli bir devlet anlayışıyla bağımsız bir karaktere sahip olsa böyle bir rapor umurumuzda değil deriz.Ama maalesef Meclis içindeki partilerin tamamı başta AKP olmak üzere ABD'nin bir dediğini iki etmeyen icraatlar oraya koyuyor, ABD icazetiyle hareket ediyor.Durum bu olunca, ABD hem perde arkası talimatlarla IŞİD terörüne Türkiye'yi bulaştırıyor, hem de IŞİD'in ana yolu oldun diye suçluyor. Bizim taşeron siyasiler de bağımlılıkları sebebiyle, seçim önceleri aldıkları icazetlere hürmeten bu suçlamalara cevap veremiyor, ABD'nin tezgahını deşifre edemiyor.Bunun sonucu nedir? Elbette ki Türkiye'nin küresel terörle anılması, hatta küresel terörün ana güzergahı olarak vurgulanması, dahası diğer ülkelerdeki teröristlerle de Türkiye ile bağlantılar kurulmaya çalışılması Türkiye için büyük tehlikeler doğuracaktır.Aleni olarak resmi raporlarla yapılan bu suçlamalar yarın bir gün Türkiye'nin önüne hukuki zeminde de mutlaka gelecektir. Ve bizim taşeron siyaset nasıl en haklı davalarımız olan sözde Ermeni soykırımı davası, Kıbrıs davası gibi konular da bile aciz kaldıysa, bu konuda da hiçbir varlık ortaya koyamayacaktır.Diğer önemli bir tehdit ise, bilindiği gibi IŞİD tarzı terör unsurlarının hücresel olarak Türkiye'de de konuşlandığı birçok yetkili tarafından ifade edilmektedir.Bunun anlamı yarın bir gün Türkiye coğrafyası da IŞİDvari terör saldırılarına hedef olduğunda, teröre destek veren ülkelerin başında gösterildiği için yanında hiçbir ülkeyi bulamayacaktır, hatta "oh olsun" mantığıyla bakılacaktır.Kim ne derse desin, okyanus ötesi icazetine sarıldığın, ABD ipiyle kuyuya indiğin zaman bu tür acı faturalarla karşılaşmak mukadderdir.Milletin iradesiyle milli projelerle iktidar olabilmek elbette ki bir takım zorluklara sahiptir ama sonu hayırdır, huzurdur, birlik ve beraberliktir, güçlü bir devlettir.Yeter ki millet bu körlükten sağırlıktan kurtulup gerçek lideriyle buluşabilsin.Bu sebeple Rusya gibi, BRICS ülkeleri gibi içimizden çıkan milli modele Milli Ekonomi Modeli'ne sarılmalıyız ve Sahibi Prof. Dr. Haydar Baş'ı iktidara taşımalıyız.Taşeron anlayıştan kurtulup milli bir devlet anlayışına sahip olduğumuzda göreceksiniz ki ülkemizde bir tek terörist kalmayacağı gibi, terör, bize komşu olan ülkelere de asla bulaşamayacaktır.Ülkemizin ve bölgemizin selameti ancak Milli Ekonomi Modeli ile mümkündür.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- 23 Nisan neden çocuklara armağan edildi? / 23.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025