Yine kriz, yine kaygı ve telaş, hatta panik yaşanıyor, ABD'de. İnsanlar iflas eden bankaların kapılarında uzun kuyruklar oluşturmuş durumdalar. Amerika'da daha birkaç ay önce yaşanan mortgage krizi, bu defa daha güçlü bir dalga olarak vurdu piyasaları. Hadisenin en önemli taraflarından birisi, bu dalga artçı bir dalga olmayıp, esas kriz dalgalarının bir devamı olması. Hatırlarsınız o zaman da bahsetmiştik. Tüketiciye mortgage sistemiyle uzun vadeli kredili ev satılmıştı. Tüketici, kredi borçları ve bunların faizinin altında ezilmişti. Borcunu bankalara ödeyemeyince bankalar ve bunların yan kuruluşları da ciddi anlamda sarsıntı geçirmişti. Bunun üzerine Bush, serbest piyasa ekonomisinin iflasını ilan edercesine, sistemin özüne aykırı tedbir paketleri uygulamıştı. Bu tedbirlerler Prof. Dr. Haydar Baş beye ait olan "Milli Ekonomi Modeli"nden alıntı tarzındaydı. Yani tüketiciyi güçlendirmeye, piyasaları hareketlendirmeye dönük, tedbirlerdi bunlar. Tüketim eksenli bir model olan MEM esas alınmıştı. Basında çıkan haberleri hatırlayın."Kredi değil, geri ödeme yok... ABD hazinesi halka para dağıtıyor. Tek şart "parayı harcamaları". Kişi başı verilecek para en az 600 dolar...ABD Başkanı George Bush'un tüketimi harekete geçirmek için başvurduğu bu yöntem birçok aileyi sevindirecek. Zira deyim yerindeyse halka "gökten dolar yağdıracak". Üstelik bu paranın geri ödemesi filan da yok. Tek bir istek var, parayı hemen harcamaları. Neye yatıracakları da çok önemli değil, önemli olan piyasada tüketim canlılığının sağlanması.
Plan çerçevesinde Amerikan hazinesinden çıkacak toplam miktar 100 milyar dolar civarında. Piyasaya girecek bu paranın, tüketimi özendirerek büyümeyi destekleyeceği umuluyor. Amerikan ekonomisi bu yolla, resesyon korkusunu aşmayı amaçlıyor."Biz, o zaman eğer çözüm aranıyorsa bunun yolunun "Milli Ekonomi Modeli" ni tam uygulamak olduğunu, yarım yamalak uygulamalarla ancak günün kurtarılacağını ifade etmiştik. Evet, beklediğimiz kriz dalgası Amerika'yı tekrar vurmaktadır. Bu bulgular yaşanan krizin likidite kaynaklı olmadığını, bizzat sistemle ilgili olduğunu bir kez daha göstermektedir. Çözüm geciktikçe krizin boyutu da artmaktadır. İpotekli konut finansmanında yaşanan çöküş süreci yalnız bu saha ile sınırlı kalmadı, kalmayacak. Otomotiv kredileri, kredi kartları ve benzeri tüketici kredilerinin tüketici tarafından geriye ödenememesinden dolayı kriz süratle yayılıyor. Bir sel gibi, bir yangın gibi önüne geçilemez şekilde yayılmaya; etki sahasını genişletmeye devam ediyor.
Bilindiği gibi ekonomilerde yaşanan durgunluk, enflasyonun yüksek olmasından daha tehlikeli sonuçlar doğurur. Bunu önlemek adına, ABD Merkez Bankasının (FED) faizleri indirmeye devam etmesi yaşanan ve yaşanması beklenen krizleri önleyememiştir. Üstüne üstlük ABD'de 26 yıldır ilk kez tüketici fiyatları bir ayda en yüksek artışı göstermiştir.Bu gün artık ekonomi daha da kötüleşerek yaşanmaktadır. Resesyon (durgunluk) ve enflasyon aynı anda yaşanmaktadır. Bir başka ifade ile yaşanan "stagflasyon"dur. Son günlerde ABD ve İran arasında yaşanan siyasi kriz de yükselme trendi içindedir. Yaşanan ekonomik ve siyasi kriz, Amerika'nın yaşadığı durgunluk ve enflasyonu daha da arttıracaktır. Yani stagflasyon tablosunu derinleştirecektir. ABD Ekonomisindeki bu gelişmelerin global piyasalara ve Türkiye'ye de menfi yansımaları olacaktır. Bu kaçınılmaz bir gelişmedir. ABD'de mali sektörde yaşanan kriz, reel sektörü de etkilemeye başlamıştır. Reel sektör, yani sanayi etkilendiği zaman iş te, aş aşta, ekmek te bundan etkilenecektir. Nitekim böyle de oldu. Dünyanın en büyük otomotiv üreticisi General Motors dar boğazdan kurtulmak için işçi çıkartma ve 4 milyar dolarlık varlık satma kararı almıştır. Serbest piyasa ekonomisi tam bir fasid dairenin içine hapsolmuştur.
Ekonominin dinamiklerini elinde tutamayan uluslar, her zaman kriz tehdidi ile karşı karşıyadır. Artık serbest piyasa ekonomisi iflas etmiştir. Globalizmin sömürüsüyle ekonominin motoru olan tüketici kesim de bitme noktasına gelmiştir. Dünya çözümün peşindedir. Son yıllarda dünyanın dört bir yanındaki akademik çevrelerin "Milli Ekonomi Modeli" ve "Sosyal Devlet Milli Devlet" tezine gösterdiği ilginin ve desteğin sebebi daha iyi anlaşılmaktadır. Rusya Bilimler Akademisinden Prof. Dr. Viktor Minin'in Bursa'da yapılan 4. Uluslararası "Sosyal Devlet Milli Devlet Kongresi"nde yaptığı konuşmasında ki "Çağ sizin çağınız; dünya çözüm için sürüne sürüne de olsa size gelecektir" sözleri yaşanan gelişmelerle daha iyi anlaşılmaktadır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Doç. Dr. Ahmet H. Kepekçi / diğer yazıları
- Trump, Netanyahu ve Türkiye: Bölgedeki yeni denge / 15.04.2025
- Hoş Geldin Atatürk penceresinden Haydar Baş / 14.04.2025
- O’nun ışığı her geçen gün daha parlıyor / 13.04.2025
- Ekonomik buhrana karşı çözümümüz var / 09.04.2025
- Adalet mi dediniz hakkaniyet mi? / 05.04.2025
- Yunan bayramı, Türk dersi / 29.03.2025
- Asıl rakip ne İmamoğlu ne Yavaş: Hükümetin en büyük sınavı geçim krizi / 24.03.2025
- Bozduğun kantar seni de tartacak / 23.03.2025
- Adaletin zarfı ve mazrufu: İmamoğlu olayı üzerine bir toplumsal okuma / 22.03.2025
- ABD açıktan İran’ı hedef olarak gösterdi / 20.03.2025
- Hoş Geldin Atatürk penceresinden Haydar Baş / 14.04.2025
- O’nun ışığı her geçen gün daha parlıyor / 13.04.2025
- Ekonomik buhrana karşı çözümümüz var / 09.04.2025
- Adalet mi dediniz hakkaniyet mi? / 05.04.2025
- Yunan bayramı, Türk dersi / 29.03.2025
- Asıl rakip ne İmamoğlu ne Yavaş: Hükümetin en büyük sınavı geçim krizi / 24.03.2025
- Bozduğun kantar seni de tartacak / 23.03.2025
- Adaletin zarfı ve mazrufu: İmamoğlu olayı üzerine bir toplumsal okuma / 22.03.2025
- ABD açıktan İran’ı hedef olarak gösterdi / 20.03.2025