Aktütün Karakolu'na yapılan hain saldırıda 17 şehit verdik. Bir gün sonra Diyarbakır'daki hain saldırıda 4 polis, 1 teknisyenin şehit olmasının ardından 10 Ekim'de Ankara'da Başbakan'ın başkanlık ettiği terör zirvesi yapıldı. Terörle Mücadele Yüksek Kuruluna Başbakan, İlgili Bakanlar, Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ ve Kuvvet Komutanları, Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kağan Köksal, MİT Müsteşarı Emre Taner, Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala katıldı. Toplantı 6 saat sürdü. Toplantıda en yetkili ağızlar neler yapılması gerektiğini masaya yatırdılar. Çok önemli ve kritik zirvede komutanlar, önemli bir konunun altını çizerek iktidar kanadından terörle mücadelede AB uyum yasalarının getirdiği kısıtlamaların kaldırılmasını istemiş? Terör zirvesi iktidarın isteği üzerine Salı gününe ertelendi. AB uyum yasaları için gece saat 24.00 de alelacele vekillerin tatillerini yarıda keserek Meclis'i toplayıp karar aldıran iktidar, konu hayati ve kritik meselemiz terör olunca 5 gün müsaade istemesi terör konusunda ne kadar kararlı olduğunu gözler önüne sermektedir! AB isteyince TBMM'yi apar topar gece 24.00 de topla, ama TSK isteyince 5 gün müsaade iste! Olacak iş değil!Halkımız bir an önce terör konusunda bir sonuç beklerken Ankara değerlendirmeye devam etmektedir. Aciliyeti olan bir konunun lastik gibi uzatılması ülkemize fayda sağlamak yerine zarar vereceğini düşünüyorum. Çünkü; terör de 5 gün müsaade vermiyor.Komutanlar iktidardan neyin değiştirilmesini istedi. İsteseniz başka bir komutanın anlattıklarına beraber göz atalım. Aktütün'ün eski komutanı emekli Albay Erdal Sarızeybek AB uyum yasaları ile askerin elinin kolunun nasıl bağlandığını şöyle anlatıyor: "2004 Aralık'ta Avrupa Birliği Uyum Yasaları için değiştirilen yeni TCK ile ASKERİN GÖZALTINA ALMA YETKİSİ YOK." Bölgeyi de çok iyi tanıdığını söyleyen Sarızeybek şöyle devam ediyor: "Eskiden askerin, polisin ve jandarmanın gözaltına alma yetkisi bulunuyordu ancak şimdi 2004 Aralık'ta Avrupa Birliği Uyum Yasaları için değiştirilen CMUK'ta gözaltına alma yetkisi sadece savcılara verildi. Polise, jandarmaya, askere bir tane bile yetki yok. Askerin orada teröristi sağ olarak gözaltına alma yetkisi yok, ateş etse cinayet işleyecek. Mecburen çatışma çıkmasını bekleyecek. Asker ve polis basit bir tutanak memuruna dönüştürüldü. Örnek verecek olursak asker teröristle karşılaştı. Gözaltına alamıyor. Terörist kaçtı. Mesken olarak kullandığı bir ahıra girdi. Asker orayı arayamıyor. Çünkü savcıdan izin alması gerekiyor. Dağın başında gecenin yarısında savcıyı nereden bulacak asker. Terörist ateş açmadan askerin onlara ateş açma yetkisi yok. Sonradan bu 'teslim ol ihtarına uymazsa kullanılacak silahta denklik olmak kaydıyla ateş açabilir' diye değiştirildi. O G-3'le ateş açıyorsa, sen onu bombalayamazsın yani."Bu zirvede istişare edilecek başka bir merciinin olduğunu düşünmüyorum. Ülkemizin söz sahibi bütün yetkilileri zirveye katılmıştır. Olaylar hızlandırılıp bir an önce sonuca gidilmesi gerekmez mi? İktidarın meseleyi uzatması insanın aklına farklı soruları beraberinde getiriyor. Bir gün sonraya ertelese normaldir. Bu kadar uzun süre istemek bu kuruldan başka kişilerle de bu konunun istişare edileceği gerçeğini ortaya çıkarmıştır. İşin farklı bir boyutu da sıcağı sıcağına yapılması gereken eleştirilerini bir koz gibi saklayan İktidar kanadının zirve çıkışında TSK'yı eleştiri topuna tutması da altı çizilmesi gereken bir konudur. Olaylar kesinleştikten sonra yanlışa yanlış, doğruya doğru eleştiri yapmak veya cezası varsa vermek iktidarın görevi değil midir? İnsanın aklına acaba iktidar kanadı kozlarını biriktirip bu zamanlarda mı kullanma gereksini mi duyuyor, sorusu geliyor. İktidar kanadı tedirgin? Terör konusunda kararlıyız kelimesinden öteye gidemeyen iktidar, zirvede terör konusunda AB uyum yasalarından rahatsız ve haklı olan TSK'yı halka şikâyeti bu yolla mı buluyor? AB uyum yasaları diye ülkemizi perişan duruma getiren zihniyetin maskesi düşeceğe benziyor. Burada TSK aslında çok kritik bir meselenin altını çizdi. İktidara verdiği mesajda ya bu AB uyum yasaları masalından vazgeçeceksin ya da AB masalına devam edip ülkemizin parçalanmasına göz göre göre yumacaksın? İktidarı önümüzdeki salı günü çok büyük bir sınav beklemektedir. İktidar "PKK konusunda kararlıyız" cümlesini yıllardır dilinden düşürmemekteydi. Salı günü "Ak koyun, kara koyun belli olacak." Ya AB uyum yasalarından geri adım atılacak ya da terör pahasına da olsa "AB'den vazgeçemeyiz" mesajı verilecek. İktidarın terazisinde AB mi yoksa gencecik Mehmetçiklerimi şehit eden, ülkemizi tehdit eden terör mü ağır basacak? İktidarın iki ayağı bir pabuca girdi. Biz de iktidardan bize hiçbir şey vermeyen ama birçok değerlerimizi alan AB'yi elinin tersiyle itip terör konusunda olumlu olacak olan adımı atmasını beklemekteyiz. AB mi, terör mü? Bekleyip göreceğiz. Üst mercii olarak İktidar 'askere görev verdik' cümlesini hiçbir zaman dilinden düşürmemektedir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
İsmail Çetin / diğer yazıları
- Geç kalmadan İsmail Kartal gelmeli / 24.10.2024
- Alevilik yol, Bektaşilik tariki medeniyettir / 16.10.2024
- Atatürk’ümüzü de, dinimizi de rahat bırakın / 05.09.2024
- İmam Hüseyin Hak adına Kerbela’ya gitmiştir / 18.07.2024
- Fenerbahçe’miz kazandı / 11.06.2024
- Ülkemizin manevi başkenti Hacıbektaş’tır / 26.12.2023
- Asgari ücret zammından taraflar mutsuz oluyor! / 24.12.2023
- Dinci ve Kemalist aynı kapıya çıkar / 14.12.2023
- Türk Devletleri Ehl-i Beyt nefesiyle kurulmuş, yörüngeden çıkınca yıkılmıştır / 12.12.2023
- Türk devletleri niye yıkıldı? / 11.12.2023
- Alevilik yol, Bektaşilik tariki medeniyettir / 16.10.2024
- Atatürk’ümüzü de, dinimizi de rahat bırakın / 05.09.2024
- İmam Hüseyin Hak adına Kerbela’ya gitmiştir / 18.07.2024
- Fenerbahçe’miz kazandı / 11.06.2024
- Ülkemizin manevi başkenti Hacıbektaş’tır / 26.12.2023
- Asgari ücret zammından taraflar mutsuz oluyor! / 24.12.2023
- Dinci ve Kemalist aynı kapıya çıkar / 14.12.2023
- Türk Devletleri Ehl-i Beyt nefesiyle kurulmuş, yörüngeden çıkınca yıkılmıştır / 12.12.2023
- Türk devletleri niye yıkıldı? / 11.12.2023