15 milyon kişi bu ağrıyı çekiyor
Kardiyovasküler Cerrahi ve Varis Uzmanı Opr. Dr. Arzu Ercan, dünyada 4 kişiden birinin varis rahatsızlığı çektiğini, bu sayının Türkiye'de 15 milyonu bulduğunu söyledi
16.12.2017 00:00:00
Kardiyovasküler Cerrahi ve Varis Uzmanı Opr. Dr. Arzu Ercan, Türkiye'de 15 milyon kişinin varis rahatsızlığı çektiğini söyledi.
Günümüzde hayat şartlarının bizi daha çok oturmaya ve daha az yürümeye zorladığına dikkat çeken Op. Dr. Arzu Ercan, "Varis çağın hastalığı olarak adlandırabiliriz. Dünyada 4 kişiden birinde varis rahatsızlığına rastlanmaktadır. Türkiye etkilediği düşünülen kişi sayısı ise 15 milyondur. Ailede varis olması riski gelecekte çocukları da etkilemektedir. Sadece annede varsa risk yüzde 50 iken, anne ve babada da varsa bu oran yüzde 70'lere kadar çıkmaktadır.
Kadın olmak risk faktörlerinin başında gelmektedir. Çünkü her ay yaşanılan hormon değişiklikleri, gebelik, doğum kontrol hapı, topuklu ayakkabı, dar ve beli sıkan kıyafetler, korseler giyinmek riski artırmaktadır" dedi.
Her hastalıkta olduğu gibi variste de kiloların çok büyük önemli olduğuna işaret eden Ercan, "Uzun süre ayakta kalmak, sabit oturarak iş görmek, öğretmenler, cerrahlar, aşçılar, kuaförler, bankacılar gibi iş sahibi olanlar bu riski taşımaktalar.
Kaplıca alışkanlığı olması veya sıcak suyla banyo alışkanlığı da varisleri tetiklemektedir. Özellikle yürümek, yüzmek, bisiklete binmek, doğru giysi seçimi ve 5 santimetreden yüksek topuklu ayakkabı giymemek varis oluşumunu engellemektedir. Ofis çalışanları için en az yarım saatte bir kalkıp hareket etmekte fayda var" diye konuştu.
Varisin tedavisinde yeni yöntemler
Varis tedavisinde en güncel tedavinin endo venöz girişimler, yani damar içinden yapılan girişimler olduğunu ifade eden Opr. Dr. Arzu Ercan, "Bu yöntem US eşliğinde yapılır. Kateter damar içine yerleştirilir.
Kaçak olan bölgeye gelinir. Radyo frekans veya yapıştırıcı ajanlarla kaçak kaynak kapatılarak varisin tedavisi sağlanır. Müdahaleden kısa süre sonra günlük yaşama dönmeniz mümkündür. Bacaklarda görülen yeşil veya mor damarlar cilt varisleridir. Bu da skleroterapi veya iğne tedavisi dediğimiz tedavi ile kurtulması mümkün olur. Bu varisleri yok etmek zararlı değil.
Çünkü bu damarlar sağlam damarlar değil işlev yapmayan, bacağın asıl olan damar sistemine yük getiren ve onların hayatını riske atan damar konumundadır. Hastalıklı damarın içine çok ince bir iğne ile girilerek az miktarda damar kurutucu ilaç verilir. Kullanılan ilaçlar genellikle yüksek konsantrasyonlu tuzlardan oluşur. Bu çözeltiler hasta damarın iç cidarını bozarak damarın kapanmasına sebep olurlar. Estetik olarak varisli damar yok edilmiş olur" şeklinde ifade etti.
Cilt üzerinden uygulanan radyofrekans ile artık bacaklarımızın doğduğumuz gibi hem sağlıklı, hem estetik göründüğünü belirten Opr. Dr. Ercan, "Radyo frekans adıyla anılan bu cihaz ince ve orta kalınlıkta kılcal damar tedavisinde kullanılır.
Deri üzerinden direk damara dokunularak uygulanır, cihazın ucu damara değdiği an varis yok olur. Çok pratiktir ve etkilidir. Uygulama genellikle tek seansta tamamlanır, ancak çok yaygın vakalarda seans gerekebilir. Kılcal varis tedavisinde en son gelinen noktalardan biridir" dedi.
İHA
Günümüzde hayat şartlarının bizi daha çok oturmaya ve daha az yürümeye zorladığına dikkat çeken Op. Dr. Arzu Ercan, "Varis çağın hastalığı olarak adlandırabiliriz. Dünyada 4 kişiden birinde varis rahatsızlığına rastlanmaktadır. Türkiye etkilediği düşünülen kişi sayısı ise 15 milyondur. Ailede varis olması riski gelecekte çocukları da etkilemektedir. Sadece annede varsa risk yüzde 50 iken, anne ve babada da varsa bu oran yüzde 70'lere kadar çıkmaktadır.
Kadın olmak risk faktörlerinin başında gelmektedir. Çünkü her ay yaşanılan hormon değişiklikleri, gebelik, doğum kontrol hapı, topuklu ayakkabı, dar ve beli sıkan kıyafetler, korseler giyinmek riski artırmaktadır" dedi.
Her hastalıkta olduğu gibi variste de kiloların çok büyük önemli olduğuna işaret eden Ercan, "Uzun süre ayakta kalmak, sabit oturarak iş görmek, öğretmenler, cerrahlar, aşçılar, kuaförler, bankacılar gibi iş sahibi olanlar bu riski taşımaktalar.
Kaplıca alışkanlığı olması veya sıcak suyla banyo alışkanlığı da varisleri tetiklemektedir. Özellikle yürümek, yüzmek, bisiklete binmek, doğru giysi seçimi ve 5 santimetreden yüksek topuklu ayakkabı giymemek varis oluşumunu engellemektedir. Ofis çalışanları için en az yarım saatte bir kalkıp hareket etmekte fayda var" diye konuştu.
Varisin tedavisinde yeni yöntemler
Varis tedavisinde en güncel tedavinin endo venöz girişimler, yani damar içinden yapılan girişimler olduğunu ifade eden Opr. Dr. Arzu Ercan, "Bu yöntem US eşliğinde yapılır. Kateter damar içine yerleştirilir.
Kaçak olan bölgeye gelinir. Radyo frekans veya yapıştırıcı ajanlarla kaçak kaynak kapatılarak varisin tedavisi sağlanır. Müdahaleden kısa süre sonra günlük yaşama dönmeniz mümkündür. Bacaklarda görülen yeşil veya mor damarlar cilt varisleridir. Bu da skleroterapi veya iğne tedavisi dediğimiz tedavi ile kurtulması mümkün olur. Bu varisleri yok etmek zararlı değil.
Çünkü bu damarlar sağlam damarlar değil işlev yapmayan, bacağın asıl olan damar sistemine yük getiren ve onların hayatını riske atan damar konumundadır. Hastalıklı damarın içine çok ince bir iğne ile girilerek az miktarda damar kurutucu ilaç verilir. Kullanılan ilaçlar genellikle yüksek konsantrasyonlu tuzlardan oluşur. Bu çözeltiler hasta damarın iç cidarını bozarak damarın kapanmasına sebep olurlar. Estetik olarak varisli damar yok edilmiş olur" şeklinde ifade etti.
Cilt üzerinden uygulanan radyofrekans ile artık bacaklarımızın doğduğumuz gibi hem sağlıklı, hem estetik göründüğünü belirten Opr. Dr. Ercan, "Radyo frekans adıyla anılan bu cihaz ince ve orta kalınlıkta kılcal damar tedavisinde kullanılır.
Deri üzerinden direk damara dokunularak uygulanır, cihazın ucu damara değdiği an varis yok olur. Çok pratiktir ve etkilidir. Uygulama genellikle tek seansta tamamlanır, ancak çok yaygın vakalarda seans gerekebilir. Kılcal varis tedavisinde en son gelinen noktalardan biridir" dedi.
İHA