10 yıl sonra büyüyeceksin (!)

Konu Avrupa ve Avrupa'dan Türkiye ile ilgili iyi (!) bir haber olunca medyanın ne yandaşı kalıyor, ne millisi, ne de az millisi. Hepsi büyük bir kıvançla o haberi birinci sıradan övgüyle veriyorlar. Öyle de bir makyaj yapıyorlar ki insanın inanası geliyor.Yine benzer bir olayı birkaç gün önce yaşadık. Dünyanın ikinci büyük finansal danışmanlık şirketi PWC (PricewaterhouseCoopers) bir araştırma yapıyor ve Türkiye'nin önümüzdeki on yıl içinde G7 ülkelerini geride bırakacağını yazıyor. Türkiye E7'ler içerisinde gösteriliyor. Yani ekonomisi yükselen yedi ülkeler.Hani dünyada bir G7'ler var, E7'ler var, bir de N7'ler var. Tabi bu N7'ler (ne yedileri) kimse araştırmıyor. Hâlbuki dünya nüfusunun yüzde seksenini bu N7'ler oluşturuyor.Neyse konuya gelelim. Türkiye'yi Brezilya, Çin, Rusya, Hindistan, Endonezya ve Meksika'nın içinde bulunduğu 'Yükselen ekonomiler' grubu (E7) içinde gösteren PWC'nin raporuna göre, E7 ülkeleri 2020 yılından önce G7 ülkelerini geçecek. "2050 yılında Dünya" adlı raporda PWC, E7 ile G7 ülkelerinin ekonomik verilerini karşılaştırarak, bu ülkelerin içinde bulundukları ekonomik durumu ve gelecekteki öngörüleri dikkate aldı. Gayrisafi yurtiçi hâsılası ve satın alma paritesine göre E7 ülkelerinin 10 yıl içinde dünyanın en gelişmiş ülkelerini yakalayacağına dikkat çekildi.Rapordaki istatistiklerde dünyanın en gelişmiş ve refah ülkesi olarak bilinen Kanada ile karşılaştırılan Türkiye'nin, gayrisafi yurtiçi hâsılası ve satın alma gücü paritesine göre bu ülkeyi 2020 yılında geride bırakacağı öngörülüyor.Tarih 2011 ve Sayın Başbakan bu ülkede bir kişinin 15 bin dolar kazandığını söylüyor. Herhalde tarih 2021 olunca yine böyle bir başbakan bulup bu ülkede bir kişinin 65 bin dolar kazandığını açıklayacaklar ve bu varsayımlarla Türkiye'nin değil Kanada'yı G7'leri geçeceğini hesaplamaktalar. Dilin kemiği yok. Söyleyen söylüyor. Avrupa aşığı insanlarda gülücüklerle bu boş hayali sahipleniyor.Hadi bu varsayımı bir anlık kabul edelim. Bu varsayımı Haçlı Avrupa ve Amerika kabul edip, "tamam adamlar çalışıp, önümüze geçtiler" derler mi? Asla. Bunu düşünmek bile istemezler. Yüzyıllardır neyin mücadelesini veriyor bu adamlar? Senin iyiliğini ister mi? Artı şu ilahi gerçeği hiçbir zaman aklımızdan çıkarmayalım; "siz onlardan olmadıkça onlar, sizden asla razı olmazlar" Onlardan olmak isteyen varsa buyursun?Sonra bizim millet olarak on yıl değil, bir ay bile beklemeye tahammülümüz yok artık. Öyle bir insan çıktı içimizden ki, ne on yılı ne yirmi yılı, "iktidarımızın birinci yılında Avrupa'yı, ikinci yılında Amerika'yı geçeceğiz" diyor. Şimdi sen kendi insanına inanmayacaksın, elin gavurunun sözüne inanacaksın, hayallere dalacaksın. Ve yine şunu anlamamız lazım, bizim toprağımızda gözü olanların, bizim medeniyetimizle hesabı olanların, bizim dinimize kin besleyenlerin bize yaklaşımları samimi olabilir mi? Bakın;"Deniliyor ki, 'Bizim hukukumuz onlarla iyi olması lazım'. Ne yaptı ki iyi olacak? Türkiye'nin hukukunun bir milletle iyi olması için, o milletin Türkiye coğrafyası üzerinde hesabı olmaması gerekir. Bu coğrafyada gözü olmayacak ülke olacak. Bunlar kimlerdir? Uzakdoğu'da, o benim dostum. Bunlar Hindistan, Tayland, Tayvan, Kore, vesairedir... Niye bunları sayıyorum. Bu adamların bizim ülkemiz üzerinde şu ana kadar hesabı olduklarını duymadım. Siz duydunuz mu? Peki, Avrupa'yı duydunuz mu? Evet, duydunuz... Hem toplu halde, hem de teker teker hesapları var...  Sonra Avrupa kim oluyor. Nedir bunlar? Benim anlamadığım nokta bu... Hangi yönleri bizim üstümüzde." (Prof. Dr. Haydar Baş yeni Mesaj Gazetesi  07.06.2010)