10 milyon kişiyi ilgilendiriyor... Haraç mezat satılıyor
Şeker fabrikalarının haraç mezat satışa çıkarılmasına tepki gösteren TÜDEF Genel Başkanı Hasan Atak, "Cumhuriyetin simgesi şeker fabrikalarının satılması bu ülkenin can damarına vurulacak bir darbedir" dedi
05.03.2018 00:00:00
Şeker fabrikalarının satılmasına bir tepki de Tüketici Dernekleri Federasyonu TÜDEF'den geldi.
TÜDEF Genel Başkanı Hasan Atak, "Şeker fabrikalarının, Cumhuriyet'in ilk kalkınma hamlesi olarak kendi kendine yetecek sağlıklı bir ekonominin temelini oluşturan, kısaca 'üç beyazlar' olarak açıklanan; un, şeker ve pamuklu bez fabrikalarının en önemli halkası olarak 1926'da kurularak üretime başladığını" hatırlatarak; "Parasal olarak değeri ölçülemeyecek şeker fabrikaları sanki haraç mezat satışa çıkarılıyor. Devletin geçici para ihtiyacının giderilmesi için gerçek değerini asla bulmayacak olan ve Cumhuriyetin simgesi şeker fabrikalarının satılması bu ülkenin can damarına vurulacak bir darbedir. Geçmişte et ve süt sektörlerinde yer alan kamu işletmelerinin özelleştirilmesi sonucunda ortaya çıkan ve hala yaşadığımız sorunlar herkesçe bilinirken; yeniden aynı yöntemlerle halkın malı olan, öz be öz 'yerli ve milli olan' şeker fabrikalarımızın elden çıkarılması hiç bir haklı gerekçeyle anlatılamaz. Hem çalışanlar, hem pancar üreticisi ve hem de 80 milyon tüketici açısından bir dizi risk barındıran söz konusu özelleştirmelere sonuna kadar karşıyız" dedi.
10 milyon kişinin ekmek kapısı
Pancar tarımının hayvancılık, ilaç, et, süt, nakliye, alkol, yem, maya ve kozmetik sektörleriyle iç içe geçmiş durumda olduğunu açıklayan Hasan Atak şunları kaydetti: "Pancar şekeri sektörünün yıllık ekonomik büyüklüğü 4.8 milyar TL (3.2 milyar dolar) olup, doğrudan veya dolaylı olarak 10 milyon kişinin geçim kaynağıdır. Bir tarafta yüz binlerce küçük köylü tarımı yapan üretici, diğer tarafta ise beş altı glikoz şurubu üreten yatırımcı şirketler bulunmaktadır. İşte bu kapsamda TÜRKŞEKER'in, halkın malı, öz be öz 'yerli ve milli' olan 14 fabrikasının özelleştirilmesi sürecini biz tüketiciler olarak asla kabullenmeyeceğiz. Ayrıca, dünya doğala dönmektedir. Ülkemizdeki uygulamanın aksine, başta ABD olmak üzere batıda NBŞ kotalarının gün geçtikçe azaltılması sonucunda gelecek pancar şekerinin olacaktır. Dünya Gıda Örgütü verilerine göre Türkiye dünya şeker pancarı üretiminde yüzde 7'lik pay altıncı sırada yer alırken; son iki yıl kamu maliyesinin açık vermesi ile tekrar gündeme taşınan şeker fabrikalarının özelleşme sürecinin NBŞ üreticisi Cargill'in son raporu doğrultusunda hızlandığı şüpheleri yoğundur. Türkiye'de NBŞ üretiminin yüzde 90'nın bu şirketin tekelinde olması olayın özetidir. Kamu yararına aykırı bu özelleştirme sürecine demokratik yollardan sonuna kadar karşı çıkıp mücadele edeceğiz."
SELİM AYANOĞLU/İSTANBUL
TÜDEF Genel Başkanı Hasan Atak, "Şeker fabrikalarının, Cumhuriyet'in ilk kalkınma hamlesi olarak kendi kendine yetecek sağlıklı bir ekonominin temelini oluşturan, kısaca 'üç beyazlar' olarak açıklanan; un, şeker ve pamuklu bez fabrikalarının en önemli halkası olarak 1926'da kurularak üretime başladığını" hatırlatarak; "Parasal olarak değeri ölçülemeyecek şeker fabrikaları sanki haraç mezat satışa çıkarılıyor. Devletin geçici para ihtiyacının giderilmesi için gerçek değerini asla bulmayacak olan ve Cumhuriyetin simgesi şeker fabrikalarının satılması bu ülkenin can damarına vurulacak bir darbedir. Geçmişte et ve süt sektörlerinde yer alan kamu işletmelerinin özelleştirilmesi sonucunda ortaya çıkan ve hala yaşadığımız sorunlar herkesçe bilinirken; yeniden aynı yöntemlerle halkın malı olan, öz be öz 'yerli ve milli olan' şeker fabrikalarımızın elden çıkarılması hiç bir haklı gerekçeyle anlatılamaz. Hem çalışanlar, hem pancar üreticisi ve hem de 80 milyon tüketici açısından bir dizi risk barındıran söz konusu özelleştirmelere sonuna kadar karşıyız" dedi.
10 milyon kişinin ekmek kapısı
Pancar tarımının hayvancılık, ilaç, et, süt, nakliye, alkol, yem, maya ve kozmetik sektörleriyle iç içe geçmiş durumda olduğunu açıklayan Hasan Atak şunları kaydetti: "Pancar şekeri sektörünün yıllık ekonomik büyüklüğü 4.8 milyar TL (3.2 milyar dolar) olup, doğrudan veya dolaylı olarak 10 milyon kişinin geçim kaynağıdır. Bir tarafta yüz binlerce küçük köylü tarımı yapan üretici, diğer tarafta ise beş altı glikoz şurubu üreten yatırımcı şirketler bulunmaktadır. İşte bu kapsamda TÜRKŞEKER'in, halkın malı, öz be öz 'yerli ve milli' olan 14 fabrikasının özelleştirilmesi sürecini biz tüketiciler olarak asla kabullenmeyeceğiz. Ayrıca, dünya doğala dönmektedir. Ülkemizdeki uygulamanın aksine, başta ABD olmak üzere batıda NBŞ kotalarının gün geçtikçe azaltılması sonucunda gelecek pancar şekerinin olacaktır. Dünya Gıda Örgütü verilerine göre Türkiye dünya şeker pancarı üretiminde yüzde 7'lik pay altıncı sırada yer alırken; son iki yıl kamu maliyesinin açık vermesi ile tekrar gündeme taşınan şeker fabrikalarının özelleşme sürecinin NBŞ üreticisi Cargill'in son raporu doğrultusunda hızlandığı şüpheleri yoğundur. Türkiye'de NBŞ üretiminin yüzde 90'nın bu şirketin tekelinde olması olayın özetidir. Kamu yararına aykırı bu özelleştirme sürecine demokratik yollardan sonuna kadar karşı çıkıp mücadele edeceğiz."
SELİM AYANOĞLU/İSTANBUL
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.