“İşte biz, işledikleri günahlardan ötürü, zalimlerden kimini kimine musallat ederiz.” (En’am: 129)
Bir zaman geldi, bir ortam oluşturdunuz, ittifaklar yaptınız, sırt sırta verdiniz, bir birinizin sırtını sıvazladınız, elde ettiğiniz her çeşit imkanı paylaştınız ve tepe tepe kullandınız…
Görünürde belki bir şeyler yapıyordunuz, yapar gibi görünüyordunuz ama bütün yapıp-ettikleriniz, şapkası altında birleştiğiniz küresel zalimlerin yollarını açmak, işlerini kolaylaştırmaktan ibaret idi…
Hal böyle olunca, sizin ittifakınız güya İslam kardeşliği kisvesi altında zulüm üzere ittifak idi ve sizin bütün söylemleriniz ve eylemleriniz zalimlere desteğe ve fakat mazlumlara kösteğe yönelik idi…
Hem sizin bir birinizle hem de küresel zalimlerle ittifakınızdan bil cümle tefeciler ve zalimler yararlandılar, vurmak istediklerini vurdular, kırmak istediklerini kırdılar, sayenizde kılıçlarının her iki tarafı da keser oldu ve nice katliamlara imza attılar…
Mazlumların göz yaşlarını görmediniz, iniltilerini, feryad ve figanlarını duymadınız, can ve mal kayıpları ise hiç umurunuz da bile değildi…
Sizin ittifakınız sayesinde küresel zalimler sömürülerini artırdılar, sömürdükçe semirdiler ve semirdikçe yeni yeni işgaller planladılar ve her defasında sizden destek aldılar…
Sizin ittifakınız sayesinde zalimlerin pençesine düşen mazlumların sayısı çoğaldı, can ve mal kayıpları çoğaldı, göz yaşları ve kanları sele dönüştü ve siz sırt sırta vererek, sırtlarınızı sıvazlayarak bu korkunç manzarayı seyretmekle yetindiniz…
Bir kez olsun yüz yüze dönüp te; “acaba biz yanlış mı yapıyoruz, bizim ittifakımız dönemi, bölgemizde işgallerin çığ gibi büyüdüğü dönem oldu, bunda bizim de bir payımız var mı?” diye sormadınız…
Bu devran hep böyle sürecek zannettiniz, böyle zannedenlerin akıbetlerinden de ibret almadınız, çünkü gırtlağınıza kadar zulme batmıştınız ve “Furkan”ınızı kaybetmiştiniz…
Zulüm üzere yapılan ittifakların hüsranla sonuçlanacağını söyleyenlere de kulaklarınızı ve kapılarınızı kapattınız…
Ve işte hüsran kapınızı çalmak üzeredir, size iyi uykular efendim!..
Bir zaman geldi, bir ortam oluşturdunuz, ittifaklar yaptınız, sırt sırta verdiniz, bir birinizin sırtını sıvazladınız, elde ettiğiniz her çeşit imkanı paylaştınız ve tepe tepe kullandınız…
Görünürde belki bir şeyler yapıyordunuz, yapar gibi görünüyordunuz ama bütün yapıp-ettikleriniz, şapkası altında birleştiğiniz küresel zalimlerin yollarını açmak, işlerini kolaylaştırmaktan ibaret idi…
Hal böyle olunca, sizin ittifakınız güya İslam kardeşliği kisvesi altında zulüm üzere ittifak idi ve sizin bütün söylemleriniz ve eylemleriniz zalimlere desteğe ve fakat mazlumlara kösteğe yönelik idi…
Hem sizin bir birinizle hem de küresel zalimlerle ittifakınızdan bil cümle tefeciler ve zalimler yararlandılar, vurmak istediklerini vurdular, kırmak istediklerini kırdılar, sayenizde kılıçlarının her iki tarafı da keser oldu ve nice katliamlara imza attılar…
Mazlumların göz yaşlarını görmediniz, iniltilerini, feryad ve figanlarını duymadınız, can ve mal kayıpları ise hiç umurunuz da bile değildi…
Sizin ittifakınız sayesinde küresel zalimler sömürülerini artırdılar, sömürdükçe semirdiler ve semirdikçe yeni yeni işgaller planladılar ve her defasında sizden destek aldılar…
Sizin ittifakınız sayesinde zalimlerin pençesine düşen mazlumların sayısı çoğaldı, can ve mal kayıpları çoğaldı, göz yaşları ve kanları sele dönüştü ve siz sırt sırta vererek, sırtlarınızı sıvazlayarak bu korkunç manzarayı seyretmekle yetindiniz…
Bir kez olsun yüz yüze dönüp te; “acaba biz yanlış mı yapıyoruz, bizim ittifakımız dönemi, bölgemizde işgallerin çığ gibi büyüdüğü dönem oldu, bunda bizim de bir payımız var mı?” diye sormadınız…
Bu devran hep böyle sürecek zannettiniz, böyle zannedenlerin akıbetlerinden de ibret almadınız, çünkü gırtlağınıza kadar zulme batmıştınız ve “Furkan”ınızı kaybetmiştiniz…
Zulüm üzere yapılan ittifakların hüsranla sonuçlanacağını söyleyenlere de kulaklarınızı ve kapılarınızı kapattınız…
Ve işte hüsran kapınızı çalmak üzeredir, size iyi uykular efendim!..
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025