Zerre kadar vicdanı olan herkes, bu güzel ülkemizin, bu cennet vatanımızın, bu çilekeş milletimizin getirilip bırakıldığı bu uçurumda acaba benim de bir dahlim var mıdır diye derin derin düşünmelidir.
Yapılmaması gerektiği halde yaptım diye ya da yapılması gerektiği halde yapmadım diye bu korkunç sürece katkım olmuş olabilir mi?
Haksızlıklar karşısında susarak haksız iş yapanları cesaretlendirmiş olabilir miyim?
Eş-dost hatırına aralarına katıldığım siyasi partinin, cemaat yapılanmasının ya da başka bir teşkilatın bireyleri arasında "düşman seviciliğini, haçlı muhabbetini" fark eder etmez tavrımı koymadığım için daha nicelerinin bu uğursuz kervana katılmasına göz yummuş olabilir miyim?
Zalimler ve zalimlikler karşısında susup ses çıkarmayarak onları cesaretlendirmiş, onların zulümlerine zulüm katmış olabilir miyim?
Zulmü alkışlayanlar arasına katılarak, işin aslını esasını araştırmadan "uydum kalabalığa" hesabı ile el çırpanlara eşlik ederek acaba hangi cinayetlerin kapısının aralanmasına sebep olmuş olabilirim?
Yola beraber çıktığımız, beraber yürüdüğümüz, beraber ıslandığımız yol arkadaşlarımın çok kısa zamanda köşeyi dönmeleri, yükü tutmaları, tabanvaydan jiplere, kiracılıktan villalara transfer olmaları karşısında "ne oluyoruz, bu hal neyin nesi, bu değirmenin suyu nereden?" demediğim için, kul hakkı ve helal-haram çizgilerini kaybettiğim için bu korkunç çürümeye omuz vermiş olabilir miyim?
Sen, her hangi bir yerinde görev aldığın siyasi oluşumun, on yıldır ülkeyi yöneten kadronun işin başından beri her dönem yaptığı hataları görmeyerek, şuursuzca alkışlamaya devam ederek daha fazla hatalar yapmasına yol açmış olabilir misin?
Koltuğa oturduğu ilk aylardan itibaren Irak işgalinde haçlıların yanında yer aldıklarında kaşlarını çatmadığın, delikanlı bir tavır sergilemediğin için sonraki üst üste hatalarda da pay sahibi değil misin?
Anadolu coğrafyasının, şehit mezarlarının ecnebilere satılması karşısında, yüz yıllık el emeği göz nuru kuruluşların özelleştirme maskesi altında birilerine peşkeş çekilmesi karşısında sustuğun ve pustuğun için ardından sergilenen "Habur rezaleti, Arap baharı tiyatrosuna" doğrudan katkı sağlamış olabilir misin?
Ateş sizin şehire düştü, sizin kasabaya ulaştı, sizin köyde tutuştu, daha ne bekliyorsun muhasebe yapman için sizin eve ulaşmasını mı bekliyorsun?
Bu iktidar bu ülkenin yegane talihsizliğidir, hala anlamıyor musun?
Yapılmaması gerektiği halde yaptım diye ya da yapılması gerektiği halde yapmadım diye bu korkunç sürece katkım olmuş olabilir mi?
Haksızlıklar karşısında susarak haksız iş yapanları cesaretlendirmiş olabilir miyim?
Eş-dost hatırına aralarına katıldığım siyasi partinin, cemaat yapılanmasının ya da başka bir teşkilatın bireyleri arasında "düşman seviciliğini, haçlı muhabbetini" fark eder etmez tavrımı koymadığım için daha nicelerinin bu uğursuz kervana katılmasına göz yummuş olabilir miyim?
Zalimler ve zalimlikler karşısında susup ses çıkarmayarak onları cesaretlendirmiş, onların zulümlerine zulüm katmış olabilir miyim?
Zulmü alkışlayanlar arasına katılarak, işin aslını esasını araştırmadan "uydum kalabalığa" hesabı ile el çırpanlara eşlik ederek acaba hangi cinayetlerin kapısının aralanmasına sebep olmuş olabilirim?
Yola beraber çıktığımız, beraber yürüdüğümüz, beraber ıslandığımız yol arkadaşlarımın çok kısa zamanda köşeyi dönmeleri, yükü tutmaları, tabanvaydan jiplere, kiracılıktan villalara transfer olmaları karşısında "ne oluyoruz, bu hal neyin nesi, bu değirmenin suyu nereden?" demediğim için, kul hakkı ve helal-haram çizgilerini kaybettiğim için bu korkunç çürümeye omuz vermiş olabilir miyim?
Sen, her hangi bir yerinde görev aldığın siyasi oluşumun, on yıldır ülkeyi yöneten kadronun işin başından beri her dönem yaptığı hataları görmeyerek, şuursuzca alkışlamaya devam ederek daha fazla hatalar yapmasına yol açmış olabilir misin?
Koltuğa oturduğu ilk aylardan itibaren Irak işgalinde haçlıların yanında yer aldıklarında kaşlarını çatmadığın, delikanlı bir tavır sergilemediğin için sonraki üst üste hatalarda da pay sahibi değil misin?
Anadolu coğrafyasının, şehit mezarlarının ecnebilere satılması karşısında, yüz yıllık el emeği göz nuru kuruluşların özelleştirme maskesi altında birilerine peşkeş çekilmesi karşısında sustuğun ve pustuğun için ardından sergilenen "Habur rezaleti, Arap baharı tiyatrosuna" doğrudan katkı sağlamış olabilir misin?
Ateş sizin şehire düştü, sizin kasabaya ulaştı, sizin köyde tutuştu, daha ne bekliyorsun muhasebe yapman için sizin eve ulaşmasını mı bekliyorsun?
Bu iktidar bu ülkenin yegane talihsizliğidir, hala anlamıyor musun?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- İktidara düşen… / 22.04.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025