Medya zamları konuşuyor. Sosyal medya zamları konuşuyor. Sokak zamları konuşuyor. Muhalefette zamanları konuşuyor. Kısaca Erdoğan ve ittifakının dışında kalanlar zamları konuşuyor.
Sağlık ürünlerine zam gelmiş. Temizlik maddelerine zam gelmiş. Giyim ürünlerine zam gelmiş. Beslenme ürünlerine zam gelmiş. Ulaşım hizmetlerine zam gelmiş. Haberleşme hizmetlerine zam gelmiş. Eğitim hizmetlerine zam gelmiş.
Arabaya, telefona, pasaporta, ehliyete, sigaraya, tuvalet kağıdına, peçeteye kısaca var olanların tamamına zam gelmiş.
E! Ne bekliyorsunuz? 14 Mayıs ve 28 Mayıs'tan sonra gökten rahmet yağacak mı zannediyorsunuz?
28 Mayıs'tan sonra mübarek ezanımızı daha bir huşu ile dinleyeceğinizi mi zannediyor, Ayasofya'dan medet mi bekliyorsunuz?
Sahi ne bekliyorsunuz?
Babanızdan, dedenizden, 'ne ekersen onu biçersin' atasözünü hiç mi duymadınız!
Sayın Erdoğan, partisi ve ittifakı 21 yılda ne ekti bu ülkeye?
Daha fazla borç, daha fazla yabancı sermaye, daha fazla para stokçuluğu (bankalar, krediler, kredi kartları), daha fazla faiz.
Üstüne her şeyi sat. Yetmedi! Toprak altındakilerini de sattı.
E! Geriye ezan, bayrak, vatan kaldı. Sizin önünüze de bunları koydular, sizde okeylediniz.
Şimdi şikayet ediyorsunuz. Oysa o ezan bin yıldır bu coğrafyada yankılanıyor. O bayrak bin yıldır dalgalanıyor. Vatan ise candır, imandır. O zaman neden kandınız?
Devlet nasıl olmalıdır?
'Devlet alan el değil veren el olmalıdır'
'Yaşamak isteyen devlet, vatandaşlarını yaşatmak zorundadır'
'Devlet eğitimde, sağlıkta fakir çocuğu ile zengin çocuğu arasındaki fırsat eşitliğini sağlamak zorundadır'
'Devlet vatandaşına iş, üreticisine pazar bulmak zorundadır'
'Devlet, alt gelir gurubuna dahil insanlarına insanca yaşayabilecekleri bir ücreti (fakirlik sınırı üstünde) garanti etmek zorundadır' gibi daha nice sosyal devlet projelerini bütün kaynak ve planlamalarıyla anlatan bir lider geçti bu dünyadan. Prof. Dr. Haydar Baş geçti.
Ne yaptınız?
'Nereden verecek, nasıl verecek, verdirmezler, yaptırmazlar, kimin parasını kime veriyorsun' dediniz. Sahi şimdi neden şikayet ediyorsunuz?
Merhum Prof. Dr. Haydar Baş yanılmıyorsam vefatından 5 veya 6 ay önce bir konuşmasında, 'beni kaçırdınız, benden sonrakileri kaçırmayın' demişti.
Hüseyin Baş
Şimdi o bayrak Hüseyin Baş'ta. Ne diyor Hüseyin Baş?
Hüseyin Baş 2021'in son aylarında katıldığı bir yayında şöyle diyordu: "Dünyada ekonomik anlayış şu noktada kilitlenir ve derki, 'kaynaklar sınırlı ve ihtiyaçlar sınırsızdır'.
MEM ne diyor? Kaynaklar sınırsızdır, diyor. Kıyamete kadar yetecek kaynaklar dünyada vardır.
Örneğin güneşi ve rüzgarı bitiremezsin. Bu en basitinden verebileceğimiz kaynak örneğidir. Bunun gibi binlerce kaynağımız vardır. İhtiyaçlar ise sınırlıdır. Sınırsız olan insanların ihtiraslarıdır.
Milli Ekonomi Modeli (MEM), insanı merkeze alan bir modeldir. Sömürüyü merkeze alan modele biz, kapitalizm deriz. Çünkü insanları sömürür.
Ama MEM insanları güçlendirir, onların cebine para koyar ve tüketim kabiliyetini geliştirir. İnsan tüketebildikçe üretici üretmek zorunda kalır. Üretim böyle devreye girer.
Kapitalist ekonomi derki 'her arz, kendi talebini oluşturur'. Haydi bakalım niye oluşturmuyor?
Her arz kendi talebini üretmez. Talebi, sen üretirsin ve bunun karşısında arz edersin.
Bugün mesela Türkiye'de gayri safi milli hasıla karşılığı piyasayı dolaşan para ne kadardır? Yüzde 3 civarıdır. Dünya ülkelerine baktığımızda kimi yerde yüzde 30, kimi ülkelerde yüzde 50'dir.
Mesela Amerika gayri safi milli hasıladan fazla nakit para sürer piyasaya.
Şimdi biz Türkiye'de yüzde 3'ünü piyasaya sürüyoruz ve bu parayla bütün malı satın almaya çalışıyoruz. Niye? Her arzın kendi talebini karşılaması için.
Cebimde param yok, nasıl talep edip alacağım. Böyle bir imkan yok.
İşte MEM budur. MEM'in sosyal devlet projelerinde, vatandaşlık ve ev hanımlarının maaşı, doğum ikramiyesi ve sıralanabilecek birçok proje vardır.
Bunlar vaat değil ve alicenaplıktan verilmez. Bunlar sistemin gereğidir. Sistem bunu verir, piyasaya katar, piyasa bunun karşılığında iş ve hacim üretmeye başlar ve ticaret canlanır.
MEM'in temel modeli bunu söyler. Bugün Çin ve Rusya bunu yapıyor. Avrupa Birliği Merkez Bankası bir önceki başkanı döneminde 2012'den beri bunu yapar.
Nedir bu? MEM'de geçen senyoraj geliridir. Bu ilk defa 2005 yılında MEM'de Haydar Baş yazmıştır, 2008'de Stiglitz (Joseph E. Stiglitz) denen ekonomist benzer modeli ortaya koyarak Nobel Ödülü almıştır.
Halbuki bu 2005'te yazılan Haydar Baş'ın MEM kitabında var. Ve Avrupa bugün para basarak senyoraj gelirini devreye sokuyor.
Halklar, devletler ve ekonomistler şunu anladı, vatandaşı güçlendirmedikçe ekonominin içinden çıkılmaz. Buradaki mesele vatandaşın güçlenmesidir.
Bugün dünya evrensel temel gelirden söz ediyor. Nereden çıkmıştır bu kavram, MEM'den çıkmıştır.
Bugün dünyadaki birçok ülke buna Türkiye Cumhuriyeti de dahil, milli paralarla ticaretten söz ediyor.
Kim demiştir milli paralarla ticareti? MEM'de Haydar Baş demiştir.
Özet olarak demem şudur ki, MEM bizim tercih olarak sunduğumuz bir model değildir. MEM dünyanın kayıtsız, şartsız uygulamak için kendisine doğru koştuğu modeldir.
Bütün dünya şu anda buna geliyor. Bu bir gerçek. Bunun tartışılacak bir tarafı kalmadı. Türkiye adına gerekli olan şey, bizim bir an önce kendimize gelip ekonominin çarklarını buna göre döndürür hale getirmektir. Türkiye'de gerekli unsur budur."
Bir daha şikayetçi olmak istemiyorsan gerçekleri göreceksin…
- Ekonominin kitabını yazdılar / 26.04.2025
- 23 yıllık iktidarın her daim mazereti olabilir mi? / 25.04.2025
- Çatlayan sadece fay hatları değil ar damarıdır / 24.04.2025
- Bizim 23 Nisan’dan anladığımız / 23.04.2025
- Türkiye’ye ‘Escobar sistemi’ kurmuşlar / 21.04.2025
- ‘Erdoğan Amca adım Danya Ebu Muhsin’ / 20.04.2025
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025