Dolar kuru 4 liranın üzerinde?
Şeker fabrikaları 2'şer 2'şer satılıyor. Şimdi sıra kömür madenlerinde?
Millete ait kamu şirketleri 3-5 yıllık karına yabancılara devredilmişti, şimdi de "dolarla borçlanmayın, şirketlerinizi yabancılara satın" tavsiyesine uyularak dev özel şirketlerimiz yabancılara satılıyor.
Ülkemizin sayılı holdingleri borç yapılandırılması için bankaların kapısında, bir sonraki adım iflas?
Mazota 2 günde 2 zam geldi, litresi 5 liraya dayandı; benzin ise ilk defa 6 lirayı geçti.
Canlı hayvan, lop et ithalatı tam gaz devam ediyor, şimdi gümrük vergileri düşürülerek 500 bin kesimlik canlı hayvan daha ithal edilecek.
Meclis kararıyla akciğerlerimiz olan ormanlarımız bile satışa çıkartıldı.
Vatandaşın ekonomik halini anlatmaya gerek var mı? 22 milyon hanemiz var, 25 milyon icra dosyası? Ülkenin borcu 1 trilyon dolara dayandı, devlet borçlu, şirketler borçlu, vatandaş borçlu?
Cumhuriyetimizin kurucusu ulu önder Mustafa Kemal Atatürk bizlere, borçsuz, cari fazla veren, uçak üretip ihracat yapan, dört tarafı fabrikalarla donatılmış, tarım ve hayvancılıkta zerre ithalat yapmadığı gibi, dünyada kendi kendine yeten 7 ülkeden birisi olan bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti bırakmıştı.
Ama ne var ki şimdi geldiğimiz şu noktaya bakın?
O dönemlerde neden başardık, bugün neden başaramıyoruz?
O zor günlerde ceddimiz, Atatürk'ün etrafında kenetleşti, "Bu işi sen biliyorsun" dedi, "Sen öne geç, biz seninle beraberiz" dedi, o da emaneti aldı, milleti tek bilek tek yürek yaptı, düşmanı ülkemizden kovdu, Lozan'da da diz çöktürdü, ekonomiyi bağımsızlaştırdı, dünyaya örnek güçlü bir devlet, tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni kurdu.
Peki ya bugün? İçimizde işi bilen tek kişi Prof. Dr. Haydar Baş ve yıllardır siyasetiyle, milletiyle ona kulak vermediğimiz gibi üstünü örtmeye, onu gizlemeye çalıştık.
Hâlbuki O'nun eşsiz modeli Milli Ekonomi Modeli'ni 2006 yılından sonra madde madde uygulayan, 27 Şubat 2013 yılındaki Duma'da gerçekleşen tarihi MEM toplantısından bu yana da kanunlaştırarak tümüyle uygulayan Rusya'nın dünyanın zirvesine oturması bize ders olmalıydı.
5 Mart 2013 yılında gerçekleştirdiği Ulusal Halk Kongresi'nden bu yana Milli Ekonomi Modeli'nin projelerini uygulamasıyla milli parasını keşfeden Çin'in, bugün başta ABD olmak üzere kapitalist ülkeleri her yerde ekonomik olarak mağlup etmesi bizi ayıktırmalıydı.
Artık ispatlanmış bir gerçektir ki, Prof. Dr. Haydar Baş'ın çözümlerini dikkate alan, uygulayan ülkeler lider, görmezden gelenler ise köle oluyor.
Türkiye'nin siyasileri 2005'te dünyaya tanıtılan Milli Ekonomi Modeli'ni en azından Rusya kadar, Çin kadar ülkemizin ekonomi politikası olarak benimsemiş olsalardı emin olun ki, Türkiye bugün başta saydığımız ve sayamadığımız problemlerin hiçbirini yaşamayacaktı.
Ve emperyalistler, tam bağımsız, ekonomide güçlü bir Türkiye'nin bulunduğu bir Ortadoğu coğrafyasında asla bir damla kan akıtamayacaklardı.
Bu manada, Ortadoğu'da ve İslam ülkelerinde Batılı emperyalist güçlerin elini kolunu sallayarak gerçekleştirdiği işgaller, yaptıkları katliamlar, tecavüzler hep Türkiye siyasetinin ve milletinin Batılı ülkelerin yanında olma kararının bir yansımasıdır, sonucudur.
Afganistan'da, Irak'ta, Libya'da, Tunus'ta, Mısır'da, Suriye'de, Yemen'de, Somali'de, Lübnan'da, Pakistan'da, Filistin'de ve diğer İslam ülkelerinde her ne yaşandıysa, kimin haksız yere kanı aktıysa, hangi bacımız tecavüze uğradıysa, hangi Müslüman'ın evi, camisi yıkılıp, toprakları talan edildiyse emin olun ki millet olarak mesulüz.
Ve millet olarak başımıza ne geliyorsa ya da gelecekse bu, sebep olduğumuz tablodan dolayı gelecektir.
Prof. Dr. Baş'ın Milli Ekonomi Modeli, Mustafa Kemal Atatürk'ün, "yurtta sulh cihanda sulh" sözünün hayata geçirileceği tek formuldür.
Model'de ifade edilen kadın-erkek her vatandaşa 1000 TL Vatandaşlık Maaşı, her ev hanımına ayrıca 1500 TL Ev Hanımı Maaşı, 5000 TL asgari ücret, 15000 TL doğum parası, 250 TL çocuk parası vb sosyal devlet projeleri ülke içinde barışı tesis edecek projelerdir.
Yaşanan toplumsal olayların çoğunun ekonomik nedenlerden dolayı olması, bu projelerle tamamen huzurlu ve barış içinde yaşayan bir toplumun oluşacağını açıkça göstermektedir.
Modelin "Milli Paralarla Ticaret" formulü, ayrıca sosyal devlet uygulamasında olan "üzerimizde hesabı olmayan ülkelerle ilişkiler geliştirilecektir" politikası ve daha niceleri dünyada barışın tesis edilmesini doğal olarak sağlayacaktır.
Bu manada BRICS oluşumu örnektir. BRICS devletleri MEM'in Milli Paralarla Ticaret formülü ekseninde oluşmuş 4 milyar nüfusu kapsayan bir birliktir. Ve bu ticaret anlayışı bu devletlerin sadece ekonomide değil, siyasi, askeri her konuda birlikte hareket etmesinin kapısını açmıştır.
Esasen MEM'in "kaynaklar sınırsız, ihtiyaçlar sınırlıdır" temel anlayışı, başta kaynak savaşları olmak üzere bütün savaşların, çatışmaların önünü kesen bir yaklaşımdır.
Hangi açıdan bakarsanız bakın, MEM ülkede ve dünyada barışın tek adresidir.
"Savaşlara son" demek istiyorsanız, gelir adaleti, birlik ve beraberlik, barış ve huzur istiyorsanız dünyada tek vatansever ve insan merkezli model olan "MEM'e evet" demek ve modelin sahibi Prof. Dr. Baş'ı baş tacı yapmak zorundasınız.
Şeker fabrikaları 2'şer 2'şer satılıyor. Şimdi sıra kömür madenlerinde?
Millete ait kamu şirketleri 3-5 yıllık karına yabancılara devredilmişti, şimdi de "dolarla borçlanmayın, şirketlerinizi yabancılara satın" tavsiyesine uyularak dev özel şirketlerimiz yabancılara satılıyor.
Ülkemizin sayılı holdingleri borç yapılandırılması için bankaların kapısında, bir sonraki adım iflas?
Mazota 2 günde 2 zam geldi, litresi 5 liraya dayandı; benzin ise ilk defa 6 lirayı geçti.
Canlı hayvan, lop et ithalatı tam gaz devam ediyor, şimdi gümrük vergileri düşürülerek 500 bin kesimlik canlı hayvan daha ithal edilecek.
Meclis kararıyla akciğerlerimiz olan ormanlarımız bile satışa çıkartıldı.
Vatandaşın ekonomik halini anlatmaya gerek var mı? 22 milyon hanemiz var, 25 milyon icra dosyası? Ülkenin borcu 1 trilyon dolara dayandı, devlet borçlu, şirketler borçlu, vatandaş borçlu?
Cumhuriyetimizin kurucusu ulu önder Mustafa Kemal Atatürk bizlere, borçsuz, cari fazla veren, uçak üretip ihracat yapan, dört tarafı fabrikalarla donatılmış, tarım ve hayvancılıkta zerre ithalat yapmadığı gibi, dünyada kendi kendine yeten 7 ülkeden birisi olan bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti bırakmıştı.
Ama ne var ki şimdi geldiğimiz şu noktaya bakın?
O dönemlerde neden başardık, bugün neden başaramıyoruz?
O zor günlerde ceddimiz, Atatürk'ün etrafında kenetleşti, "Bu işi sen biliyorsun" dedi, "Sen öne geç, biz seninle beraberiz" dedi, o da emaneti aldı, milleti tek bilek tek yürek yaptı, düşmanı ülkemizden kovdu, Lozan'da da diz çöktürdü, ekonomiyi bağımsızlaştırdı, dünyaya örnek güçlü bir devlet, tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni kurdu.
Peki ya bugün? İçimizde işi bilen tek kişi Prof. Dr. Haydar Baş ve yıllardır siyasetiyle, milletiyle ona kulak vermediğimiz gibi üstünü örtmeye, onu gizlemeye çalıştık.
Hâlbuki O'nun eşsiz modeli Milli Ekonomi Modeli'ni 2006 yılından sonra madde madde uygulayan, 27 Şubat 2013 yılındaki Duma'da gerçekleşen tarihi MEM toplantısından bu yana da kanunlaştırarak tümüyle uygulayan Rusya'nın dünyanın zirvesine oturması bize ders olmalıydı.
5 Mart 2013 yılında gerçekleştirdiği Ulusal Halk Kongresi'nden bu yana Milli Ekonomi Modeli'nin projelerini uygulamasıyla milli parasını keşfeden Çin'in, bugün başta ABD olmak üzere kapitalist ülkeleri her yerde ekonomik olarak mağlup etmesi bizi ayıktırmalıydı.
Artık ispatlanmış bir gerçektir ki, Prof. Dr. Haydar Baş'ın çözümlerini dikkate alan, uygulayan ülkeler lider, görmezden gelenler ise köle oluyor.
Türkiye'nin siyasileri 2005'te dünyaya tanıtılan Milli Ekonomi Modeli'ni en azından Rusya kadar, Çin kadar ülkemizin ekonomi politikası olarak benimsemiş olsalardı emin olun ki, Türkiye bugün başta saydığımız ve sayamadığımız problemlerin hiçbirini yaşamayacaktı.
Ve emperyalistler, tam bağımsız, ekonomide güçlü bir Türkiye'nin bulunduğu bir Ortadoğu coğrafyasında asla bir damla kan akıtamayacaklardı.
Bu manada, Ortadoğu'da ve İslam ülkelerinde Batılı emperyalist güçlerin elini kolunu sallayarak gerçekleştirdiği işgaller, yaptıkları katliamlar, tecavüzler hep Türkiye siyasetinin ve milletinin Batılı ülkelerin yanında olma kararının bir yansımasıdır, sonucudur.
Afganistan'da, Irak'ta, Libya'da, Tunus'ta, Mısır'da, Suriye'de, Yemen'de, Somali'de, Lübnan'da, Pakistan'da, Filistin'de ve diğer İslam ülkelerinde her ne yaşandıysa, kimin haksız yere kanı aktıysa, hangi bacımız tecavüze uğradıysa, hangi Müslüman'ın evi, camisi yıkılıp, toprakları talan edildiyse emin olun ki millet olarak mesulüz.
Ve millet olarak başımıza ne geliyorsa ya da gelecekse bu, sebep olduğumuz tablodan dolayı gelecektir.
Prof. Dr. Baş'ın Milli Ekonomi Modeli, Mustafa Kemal Atatürk'ün, "yurtta sulh cihanda sulh" sözünün hayata geçirileceği tek formuldür.
Model'de ifade edilen kadın-erkek her vatandaşa 1000 TL Vatandaşlık Maaşı, her ev hanımına ayrıca 1500 TL Ev Hanımı Maaşı, 5000 TL asgari ücret, 15000 TL doğum parası, 250 TL çocuk parası vb sosyal devlet projeleri ülke içinde barışı tesis edecek projelerdir.
Yaşanan toplumsal olayların çoğunun ekonomik nedenlerden dolayı olması, bu projelerle tamamen huzurlu ve barış içinde yaşayan bir toplumun oluşacağını açıkça göstermektedir.
Modelin "Milli Paralarla Ticaret" formulü, ayrıca sosyal devlet uygulamasında olan "üzerimizde hesabı olmayan ülkelerle ilişkiler geliştirilecektir" politikası ve daha niceleri dünyada barışın tesis edilmesini doğal olarak sağlayacaktır.
Bu manada BRICS oluşumu örnektir. BRICS devletleri MEM'in Milli Paralarla Ticaret formülü ekseninde oluşmuş 4 milyar nüfusu kapsayan bir birliktir. Ve bu ticaret anlayışı bu devletlerin sadece ekonomide değil, siyasi, askeri her konuda birlikte hareket etmesinin kapısını açmıştır.
Esasen MEM'in "kaynaklar sınırsız, ihtiyaçlar sınırlıdır" temel anlayışı, başta kaynak savaşları olmak üzere bütün savaşların, çatışmaların önünü kesen bir yaklaşımdır.
Hangi açıdan bakarsanız bakın, MEM ülkede ve dünyada barışın tek adresidir.
"Savaşlara son" demek istiyorsanız, gelir adaleti, birlik ve beraberlik, barış ve huzur istiyorsanız dünyada tek vatansever ve insan merkezli model olan "MEM'e evet" demek ve modelin sahibi Prof. Dr. Baş'ı baş tacı yapmak zorundasınız.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025