Seçim erken mi olur, zamanında mı olur şartlar gösterecek.
İktidarda 20 yıllık kadrolu siyasetçiler var. Z kuşağı başka bir iktidar göremedi ömürlerinin en güzel, en pırıltılı çağlarında. Öyle oldu geldiler, böyle oldu geldiler! Bu faslı yeniden bir kere daha açmaktan ben de yoruldum, ülke insanı da.
Güya milleti huzura kavuşturmak için yola çıkılmıştı. Yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklara karşı bayrak açacaklardı. Hak gelecek, batıl zail olacaktı. Halka ekonomik olarak en iyi günleri yaşatacaklardı…
Tabi bu ancak, samanyolu galaksisinde olursa olacaktı. Ancak, halkın neye inanması istenmişse senaryo da ona göre yazılmış. Mühendislik harikası olan bu proje ve senaryo, sınırların dışında kurgulanmış ve yazılmış, yüzde yüz isabet sağlanmıştı. Her şey bu kadar mı mükemmel planlanabilirdi!
Oyunun içine dahil olan sivil-asker ve siyaset dünyası, projede kusursuz oynadılar. Öyle bir iklim oluşturuldu ki, boş ceket asılsa seçilecek, ne söyler ve yaparsa omuzların üstünde taşınacaktı.
2. Dünya Savaşı sonrası dünya ve Türkiye böyle bir etki altına girmedi işin doğrusu. 1. Dünya Savaşı'ndan önce ve daha da öncesi oluşmuştu aslında bu güç odakları. 1700'lü yıllardan bu tarafa aslında bütün dünya, bu güç odakları tarafından şekilleniyordu. Halkın bunu fark etmesi ne mümkün olabilirdi, ne de böyle bir güç karşısında durabilirdi.
Bu gücü fark etmesi ve buna göre pozisyon alması gereken unsur, devletti.
Osmanlı bu güce karşı borcu dolayısıyla boyun eğmiş ve sonunda paramparça edilmişti. Denebilir ki bu güce karşı dünyada 'tam bağımsızlık' karakteriyle dimdik ayakta durabilen tek bir insan vardı. O büyük deha, Mustafa Kemal Atatürk'tü.
Ve yine denebilir ki, bu gücü alt eden dünyadaki tek lider, yine Mustafa Kemal Atatürk'tü.
Para babalarıydı bunlar. Osmanlı'ya borç verenlerdi. Tabi Osmanlı da almam demedi. Tüm dünyayı şekilden şekle, renkten renge sokan bu odaklara karşı Anadolu'nun bağrından çıkan bir yiğit "dur" demiş, haddini bildirmişti.
Ancak, 1938 itibariyle Türkiye aynı güçler tarafından yeniden ameliyat masasına yatırıldı. Ekonomik olarak boyunduruk altına alındı. Borç verildi. Emirler ardı sıra geldi. Halk bu sayede çok kolay manipüle edilir kıvama sokuldu. Derken 12 Eylül, 24 Ocak kararları.
Kapitalist sistemin çarkları döndürülmeye, milletin emek ve üretimi de bu çarklarda öğütülmeye başlandı. 2000'lere gelindiğinde bir sorun çıkmıştı. ABD'nin tüm baskılarına karşı o günün iktidarı Irak'a girilmesine müsaade etmedi. Ve bildiğimiz hikaye…
Bir yazar kasa mucizesiyle devrilen bir iktidar.
Kural koyucular artık kiminle uzun mesafede yol alınacağını analiz etmiş ve çoktan karar vermişlerdi. İstenilen, iş başına getirilmişti. Ve sonrası, imtiyazlar imtiyazlar…
İyi anlaştılar ilk 10 yıl aslında. Her şey tıkırındaydı. Her iki taraf da istediğini alıyordu. Millet hariç! 2014-2016 milat olmuştu. Artık işler başladığı günlerdeki gibi iyi gitmiyordu. Her şey ters yüz olmuştu. "Ne istedilerse" alanlar ihanet etmiş, tılsım bozulmuştu. Herkes herkesin tüm açıklarını, en ayrıntılı bir şekilde biliyordu. Onun için bir taraf mutlaka fena dayak yemeli, bertaraf edilmeliydi vs.
Neyse…
Şimdi halk 20 yıl aradan sonra mutlak bir değişime karar vermiş görüntüsünde.
Eyy iş başına gelmeye namzet siyaset!
Sen de eğer gelir ve aynı güçlerle kol kola girersen, Allah senin de belanı verir!
Beddua etmiyoruz!
Ağzı sütten yanmış bir milletin asla ve kat'a yeni bir maceraya tahammülü yok!
ABD ile stratejik ortak olamazsınız! Liberal kapitalsit sistemle yola devam edemezsiniz. Serbest piyasa ekonomisi deyip, ipleri aynı adamların eline veremezsiniz.
Milli savunma sanayimiz güçlendirilerek ve tam destekle arkasında durularak, her şeyi üretecek konuma getirilmelidir. İster Millet İttifakı, İster Cumhur İttifakı iş başına gelsin, yeni bir ekonomik modele geçmesi hayat memat meselesidir. Yeni bir sisteme geçilmesi olmazsa olmaz şarttır!
Bu kusursuz ve deneyi üstün başarıyla test edilmiş olan yegane model; Milli Ekonomi Modeli'dir. Yazarı Prof. Dr. Haydar Baş'tır. Bu Model bugün tüm şifre ve gizli kodlarıyla BTP Lideri Hüseyin Baş Bey'in elindedir.
Yüce Türk milletinin takdirine…
- Türkiye devleti değil, TÜRK devleti! / 16.04.2025
- İslam düşmanı Muaviye, ABD’ye ilham oldu! / 15.04.2025
- Haydar Baş’ı anmak ve anlamak / 14.04.2025
- Kıbrıs Türk’ün tapulu malıdır / 13.04.2025
- Para yok ki ‘BOYKOT’ olsun! / 10.04.2025
- Boykotu bırak satılanlara bak! / 08.04.2025
- ‘Selçuklu ve Osmanlı’yı tarikatlar batırdı’ / 07.04.2025
- Para yok ki ‘BOYKOT’ olsun! / 06.04.2025
- “Kürt sorunu” ifadesi ‘SEVR’ in ürünüdür! / 02.04.2025