Nasıl bir düzen, nasıl bir düzenleme ise her zaman ve zeminde, her hal ve şartta sular zenginlerin tarlasına akıyor.
Zenginlerin dönüm dönüm arazilerinin yanında yoksullara ait olan ancak birer bostan yeri, onlar da tıpkı sahipleri gibi güneşin karşısında, susuzluktan ötürü yanıp-kavrulmaktalar.
Ülkenin şarıl şarıl akan nehirlerinden, ırmaklarından, çaylarından ve derelerinden yoksulun payına düşen, sadece ölmeyecek kadar, boğazını ıslatacak kadar bir miktar.
Nasıl bir düzen, nasıl bir düzenleme ise ve kimler hangi akla hizmet için kurmuşlarsa bu düzeni, ülke nüfusunun büyük çoğunluğunu oluşturan yoksul kesim, zar-zor geçinen, geçim derdi ile sürekli dertli olan kesim, özel uçağı olan, milyar dolarlık yatı-katı olan zenginlere sürekli harçlık biriktirmek zorunda.
Sabah işe giderken, evden çıkarken çoğu zaman dolmuş, minibüs parasını çocuklarının kumbaralarından denkleştiren fakir-fukara, zenginlerin özel uçaklarına ve yatlarına yakıt parası ayırmak için, her gün sofradaki zeytininden, peynirinden, patatesinden, soğanından ve mercimeğinden kısmak, eksiltmek zorunda kalıyor.
Belki önceki yıllarda, daha önceki on yıllar boyunca bu düzen böyleydi ama, son yirmi yıldır bu acayip düzenin düzensizliği ve düzeysizliği kabak gibi ortaya çıktı.
Hem de İslami söylemleri sürekli kullanarak iktidara gelmiş olan ve bu yolla da iktidarını sürdüren mevcut kadro, bu düzensizliği, bu düzeysizliği ve gelir dağılımındaki bu dengesizliği nasıl izah ediyorlar, kendi vicdanlarını nasıl ikna ediyorlar bilemiyoruz.
Adaletten yana, haktan-hukuktan yana, tüyü bitmemiş yetimlerin de hissedar oldukları kamu malını titizlikle korumaktan yana tavır almaları beklenen mevcut iktidar kadrosu, en fazla da bu derslerden sınıfta kalmış durumdalar.
Günden güne, her gün biraz daha fakirleşmemizin, paramızın pul olmasının ve temel gıda maddelerinin hızla yükselmesinin sebeplerini anlamaya çalışıyoruz, hazinenin tamtakır hale gelmesinin nedenlerini araştırıyoruz ve sürekli karşımıza diz boyu yolsuzluklar, kamu malının çarçur edilmesi çıkıyor.
Yoksulluğun günden güne derinleşmesinin en baş sebebi ise, fakirin sofrasından, yoksulun kesesinden parça parça koparılarak zenginlerin kasasına aktaran bir düzenin kurulmuş olması.
Yoksul kitleler, yirmi yıldan beri süren bu bozuk düzenin, bu çarpık düzenlemenin değişmesini beklediler ama gördüler ki bir değişme var ama, kendilerinin aleyhine ve zenginlerin lehine.
Yoksulun sıfırlanmış bütçesinden zenginin kasasına aktaran bir düzen, bir düzenleme bütün hızıyla devam ediyor.
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025