Biz millet olarak AB'ye girmedik, ama en azından AB konusunda en hevesli politikacılarımızdan olan bir kişiyi AB'ye sokmayı başardık.
Herhalde kimden bahsettiğimi anlamışsınızdır. Başbakan Erdoğan'dan bahsediyorum.
Geçtiğimiz hafta Erdoğan, Brüksel'de yayınlanan European Voice (Avrupa'nın Sesi) adlı dergi tarafından "Yılın Avrupalısı'' seçildi. KKTC Başbakanı Mehmet Ali Talat da aday gösterilmişti, ama yeterince "Avrupalı" olamamış olsa gerek ki ödülü Erdoğan'da kaptırdı.
Artık Erdoğan'ın keyfi yerine gelmiştir herhalde. Avrupa'nın yerinde olsam ben de Erdoğan'ı yılın Avrupalısı seçerdim. Neden mi?Müzakere tarihi verilmese bile biz "Kopenhag Kriterleri'nin adını "Ankara kriterleri" olarak değiştirip aynen yolumuza devam ederiz" diyen Erdoğan, elbette yılın Avrupalısı seçilir. Genel seçimler sonrası ilk ziyaretini Vatikan'ın bulunduğu İtalya'ya yapmış olduğu ve AB'ye üyeliği Türkiye'nin AB ile kıyacağı "Katolik nikâhı" ifadesiyle anlatmış olduğu için Erdoğan yılın Avrupalısı seçilmiştir.
Türkiye'nin AB'ye girişini "milli ideal" olarak ifade eden genel başkan yardımcıları olduğu için Erdoğan yılın Avrupalısı seçilmiştir.
Çıkarılan imar yasasında "cami" ifadesi yerine "ibadethane" kavramı getirilerek bugüne kadar 33 binden fazla kilise evinin açılmasını sağlayan hükümetin başı olduğu için Erdoğan yılın Avrupalısı seçilmiştir.
Fransa ziyaretinde kalabalık bir grupla birlikte Notre Dame kilisesinin içine girerek yapılan akşam ayinine katıldığı için Erdoğan yılın Avrupalısı seçilmiştir.
Güney Kıbrıs'ın tek taraflı olarak AB'ye girmesine ses çıkartmadığı için Erdoğan yılın Avrupalısı seçilmiştir.
Patrik Bartholomeos'un ruhban okulu açma çalışmalarına destek verdiği için yılın Avrupalısı seçilmiştir.
Yine patriğin Ekümenlik sıfatı kullanmasına göz yumduğu için Erdoğan yılın Avrupalısı seçilmiştir.
Başbakan Erdoğan'ın yılın Avrupalısı ödülünü hak eden bu ve benzeri icraatlarını çoğaltmak mümkün, ama maksat hasıl oldu ve neden Erdoğan'ın yılın Avrupalısı seçildiğini okur anladı sanırım. Yakın zamanda Başbakan Erdoğan'ı yılın değil "yüzyılın Amerikalısı" seçerlerse hiç ama hiç şaşırmayacağım. Neden mi?
"Tezkereyi geçirmek bizim misyonumuz" diyen bir maliye bakanına sahip olduğu için Erdoğan'a yüzyılın Amerikalısı ödülü verilebilir.
Büyük Ortadoğu Projesinde "Diyarbakır bir yıldız olabilir. Bunu başarmamız lazım" dediği için Erdoğan'a yüzyılın Amerikalısı ödülü verilebilir.
Irak'ın İşgali başladıktan sonra "kahraman(!) Amerikan askerlerinin sağ salim ülkelerine dönmeleri için dua ediyorum." şeklinde duada bulunduğu için yüzyılın Amerikalısı ödülü verilebilir.
11 Eylül saldırının ardından, "Tanrı Başkan ve kongre üyelerini, İsa Mesih'in yolundan ayırmasın. İsa der ki; kendin için istemediğini başkası için de isteme" ( 18 Eylül 2001 - Akşam gazetesi) şeklinde dua ettiği için Başbakanımıza yüzyılın Amerikalısı ödülü verilebilir.
ABD eski başkan yardımcısı Paul Wolfowitz'in yaptığı açıklamadan anlaşıldığı üzere "Biz ırak'a müdahale konusunda tereddüt ediyorduk, Tayyip Erdoğan bize cesaret verdi." Irak konusunda ABD'yi cesaretlendirdiği için yüzyılın Amerikalısı ödülü verilebilir.
AKP milletvekillerine ABD politikalarını eleştirmeyi yasakladığı için yüzyılın Amerikalısı ödülü verilebilir.
Bu misalleri de çoğalmak mümkün.
Son sözü Üstad Necip Fazıl söylesin;
"Biz, Avrupalıların hoşuna gittikçe ve alkışını topladıkça, böbürlenmek yerine başımızı taştan taşa vursak daha iyi ederiz. Zira bizim, hangi siyasî zümreyle olursa olsun, Avrupalının hoşuna gitmemiz ve alkışını toplamamız, ancak kendimizi tahrip ve inkârımız nispetinde kabildir. Şu yüzden ki, biz Avrupalının kendi familyasından sandığı bir millet değiliz. İstediğimiz kadar ondan olduğumuzu iddia edelim, onun kılığına bürünelim ve harfleri ile yazalım, Avrupalı bu iddiamızı, hatta bu iddiada muvaffakiyetimizi alkışlarken, için için bize gülecek, bizden tiksinecek ve tuzağa kendi ayağıyla düşen bu safdil avı kaçırmamak için her şaklabanlığı yapacaktır."
Başka söze hacet yok...
Herhalde kimden bahsettiğimi anlamışsınızdır. Başbakan Erdoğan'dan bahsediyorum.
Geçtiğimiz hafta Erdoğan, Brüksel'de yayınlanan European Voice (Avrupa'nın Sesi) adlı dergi tarafından "Yılın Avrupalısı'' seçildi. KKTC Başbakanı Mehmet Ali Talat da aday gösterilmişti, ama yeterince "Avrupalı" olamamış olsa gerek ki ödülü Erdoğan'da kaptırdı.
Artık Erdoğan'ın keyfi yerine gelmiştir herhalde. Avrupa'nın yerinde olsam ben de Erdoğan'ı yılın Avrupalısı seçerdim. Neden mi?Müzakere tarihi verilmese bile biz "Kopenhag Kriterleri'nin adını "Ankara kriterleri" olarak değiştirip aynen yolumuza devam ederiz" diyen Erdoğan, elbette yılın Avrupalısı seçilir. Genel seçimler sonrası ilk ziyaretini Vatikan'ın bulunduğu İtalya'ya yapmış olduğu ve AB'ye üyeliği Türkiye'nin AB ile kıyacağı "Katolik nikâhı" ifadesiyle anlatmış olduğu için Erdoğan yılın Avrupalısı seçilmiştir.
Türkiye'nin AB'ye girişini "milli ideal" olarak ifade eden genel başkan yardımcıları olduğu için Erdoğan yılın Avrupalısı seçilmiştir.
Çıkarılan imar yasasında "cami" ifadesi yerine "ibadethane" kavramı getirilerek bugüne kadar 33 binden fazla kilise evinin açılmasını sağlayan hükümetin başı olduğu için Erdoğan yılın Avrupalısı seçilmiştir.
Fransa ziyaretinde kalabalık bir grupla birlikte Notre Dame kilisesinin içine girerek yapılan akşam ayinine katıldığı için Erdoğan yılın Avrupalısı seçilmiştir.
Güney Kıbrıs'ın tek taraflı olarak AB'ye girmesine ses çıkartmadığı için Erdoğan yılın Avrupalısı seçilmiştir.
Patrik Bartholomeos'un ruhban okulu açma çalışmalarına destek verdiği için yılın Avrupalısı seçilmiştir.
Yine patriğin Ekümenlik sıfatı kullanmasına göz yumduğu için Erdoğan yılın Avrupalısı seçilmiştir.
Başbakan Erdoğan'ın yılın Avrupalısı ödülünü hak eden bu ve benzeri icraatlarını çoğaltmak mümkün, ama maksat hasıl oldu ve neden Erdoğan'ın yılın Avrupalısı seçildiğini okur anladı sanırım. Yakın zamanda Başbakan Erdoğan'ı yılın değil "yüzyılın Amerikalısı" seçerlerse hiç ama hiç şaşırmayacağım. Neden mi?
"Tezkereyi geçirmek bizim misyonumuz" diyen bir maliye bakanına sahip olduğu için Erdoğan'a yüzyılın Amerikalısı ödülü verilebilir.
Büyük Ortadoğu Projesinde "Diyarbakır bir yıldız olabilir. Bunu başarmamız lazım" dediği için Erdoğan'a yüzyılın Amerikalısı ödülü verilebilir.
Irak'ın İşgali başladıktan sonra "kahraman(!) Amerikan askerlerinin sağ salim ülkelerine dönmeleri için dua ediyorum." şeklinde duada bulunduğu için yüzyılın Amerikalısı ödülü verilebilir.
11 Eylül saldırının ardından, "Tanrı Başkan ve kongre üyelerini, İsa Mesih'in yolundan ayırmasın. İsa der ki; kendin için istemediğini başkası için de isteme" ( 18 Eylül 2001 - Akşam gazetesi) şeklinde dua ettiği için Başbakanımıza yüzyılın Amerikalısı ödülü verilebilir.
ABD eski başkan yardımcısı Paul Wolfowitz'in yaptığı açıklamadan anlaşıldığı üzere "Biz ırak'a müdahale konusunda tereddüt ediyorduk, Tayyip Erdoğan bize cesaret verdi." Irak konusunda ABD'yi cesaretlendirdiği için yüzyılın Amerikalısı ödülü verilebilir.
AKP milletvekillerine ABD politikalarını eleştirmeyi yasakladığı için yüzyılın Amerikalısı ödülü verilebilir.
Bu misalleri de çoğalmak mümkün.
Son sözü Üstad Necip Fazıl söylesin;
"Biz, Avrupalıların hoşuna gittikçe ve alkışını topladıkça, böbürlenmek yerine başımızı taştan taşa vursak daha iyi ederiz. Zira bizim, hangi siyasî zümreyle olursa olsun, Avrupalının hoşuna gitmemiz ve alkışını toplamamız, ancak kendimizi tahrip ve inkârımız nispetinde kabildir. Şu yüzden ki, biz Avrupalının kendi familyasından sandığı bir millet değiliz. İstediğimiz kadar ondan olduğumuzu iddia edelim, onun kılığına bürünelim ve harfleri ile yazalım, Avrupalı bu iddiamızı, hatta bu iddiada muvaffakiyetimizi alkışlarken, için için bize gülecek, bizden tiksinecek ve tuzağa kendi ayağıyla düşen bu safdil avı kaçırmamak için her şaklabanlığı yapacaktır."
Başka söze hacet yok...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024