Yedi yıldan beri hiçbir oylamaya katılmıyorsunuz, bu kadar dinlenmek yeter, lütfen buyurun "evetçiler" sizi bir kez daha çıra ile arıyor.
Ey kabirdekiler!
En son 2010 referandumunda malum ve meşhur FETÖ liderinin arzu ve temennileri istikametinde, bazı rivayetlere göre manen, bazı rivayetlere göre de isimlerinizle bizzat "evetçilerin" imdadına yetişmiştiniz.
Bugün milletin bütün dertlerini, acil çözüm bekleyen yığın yığın problemlerini arkaya atmış ve "başkanlıkla" yatıp kalkan iktidar partisinin yolları paralelcilerle henüz ayrılmamıştı, beraber yürüyorlar, beraber ıslanıyorlardı o yüzden FETÖ liderinin "keşke mezardakilere de 'evet" oyu kullandırabilsek temennisine dört elle sarılmışlardı.
Herkesin rahatlıkla hatırlayacağı gibi, iki bin on yılının mübarek Ramazanını bu millet "evet-hayır" tartışmaları içinde geçirmişti. Her gece sahur vakitlerine kadar caddelerde, sokaklarda ve kahve köşelerinde tek gündem referandum meselesi idi.
Sürekli kandırılan partinin sürekli kandırılan fanatik seçmeni nerdeyse "hayır" kelimesini lügatlarından silmişler ve muhataplarının, "hayırlı akşamlar, hayırlı iftarlar, hayırlı sahurlar" temenni ve dileklerini her defasında düzeltme ihtiyacı hissetmişlerdi. Çok defa şahit olduğum için hiç unutmuyorum o meşhur referandum arifesindeki Ramazanda adeta Türkçeye takla attırmışlardı ve "evetli akşamlar, evetli iftarlar, evetli sahurlar" söylemleri moda olmuştu.
Bir bayram sabahı İstanbul'da bir cami avlusunda yapılan "evet" mitinginden sonra istedikleri sonucu almışlardı ama aradan fazla zaman geçmeden bu sefer de FETÖ liderinin tuzağına düştüklerini anladılar ve referandumla gelen bütün düzenlemeleri değiştirmek zorunda kaldılar.
Yedi yıl evvel yapılan o referandum arifesinde ısrarla; "evetli iftarlar, evetli sahurlar" diyen birçok arkadaşımız daha sonra ülkenin başına örülen çorapları gördükten sonra bize hak verdiler, yıllarca mahcup mahcup dolaştılar ama olan canım memleketime olmuştu.
Şimdi bir kez daha "evet-hayır" tartışmalarının belki daha yoğun yaşanacağı günlere doğru gidiyoruz, Meclis'teki oylamalar sırasında havada uçuşan tekmeler, sandalyeler ve su şişeleri de bunun habercisi.
Bu gazetede yazılarını zevkle okuyup istifade ettiğimiz sayın Prof. Dr. Ünal Emiroğlu'nun ısrarla altını çizdiği gibi sadece iki kişi tarafından hazırlanan sözde Anayasa oylamasında "evet" oyu kullanan vekiller ve onların seçmenleri bir kez daha yaşayacakları mahcubiyetlere şimdiden hazırlansınlar.
İki bin on referandumunda FETÖ liderinin "mümkün olsa da mezardakilere de oy kullandırabilsek" çıkışını hatırlatalım dedik, belki işlerine yarar.
Ey kabirdekiler!
En son 2010 referandumunda malum ve meşhur FETÖ liderinin arzu ve temennileri istikametinde, bazı rivayetlere göre manen, bazı rivayetlere göre de isimlerinizle bizzat "evetçilerin" imdadına yetişmiştiniz.
Bugün milletin bütün dertlerini, acil çözüm bekleyen yığın yığın problemlerini arkaya atmış ve "başkanlıkla" yatıp kalkan iktidar partisinin yolları paralelcilerle henüz ayrılmamıştı, beraber yürüyorlar, beraber ıslanıyorlardı o yüzden FETÖ liderinin "keşke mezardakilere de 'evet" oyu kullandırabilsek temennisine dört elle sarılmışlardı.
Herkesin rahatlıkla hatırlayacağı gibi, iki bin on yılının mübarek Ramazanını bu millet "evet-hayır" tartışmaları içinde geçirmişti. Her gece sahur vakitlerine kadar caddelerde, sokaklarda ve kahve köşelerinde tek gündem referandum meselesi idi.
Sürekli kandırılan partinin sürekli kandırılan fanatik seçmeni nerdeyse "hayır" kelimesini lügatlarından silmişler ve muhataplarının, "hayırlı akşamlar, hayırlı iftarlar, hayırlı sahurlar" temenni ve dileklerini her defasında düzeltme ihtiyacı hissetmişlerdi. Çok defa şahit olduğum için hiç unutmuyorum o meşhur referandum arifesindeki Ramazanda adeta Türkçeye takla attırmışlardı ve "evetli akşamlar, evetli iftarlar, evetli sahurlar" söylemleri moda olmuştu.
Bir bayram sabahı İstanbul'da bir cami avlusunda yapılan "evet" mitinginden sonra istedikleri sonucu almışlardı ama aradan fazla zaman geçmeden bu sefer de FETÖ liderinin tuzağına düştüklerini anladılar ve referandumla gelen bütün düzenlemeleri değiştirmek zorunda kaldılar.
Yedi yıl evvel yapılan o referandum arifesinde ısrarla; "evetli iftarlar, evetli sahurlar" diyen birçok arkadaşımız daha sonra ülkenin başına örülen çorapları gördükten sonra bize hak verdiler, yıllarca mahcup mahcup dolaştılar ama olan canım memleketime olmuştu.
Şimdi bir kez daha "evet-hayır" tartışmalarının belki daha yoğun yaşanacağı günlere doğru gidiyoruz, Meclis'teki oylamalar sırasında havada uçuşan tekmeler, sandalyeler ve su şişeleri de bunun habercisi.
Bu gazetede yazılarını zevkle okuyup istifade ettiğimiz sayın Prof. Dr. Ünal Emiroğlu'nun ısrarla altını çizdiği gibi sadece iki kişi tarafından hazırlanan sözde Anayasa oylamasında "evet" oyu kullanan vekiller ve onların seçmenleri bir kez daha yaşayacakları mahcubiyetlere şimdiden hazırlansınlar.
İki bin on referandumunda FETÖ liderinin "mümkün olsa da mezardakilere de oy kullandırabilsek" çıkışını hatırlatalım dedik, belki işlerine yarar.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025
- Tuttuğumuz oruç bizi tutamıyorsa… / 06.03.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025
- Tuttuğumuz oruç bizi tutamıyorsa… / 06.03.2025