Şimdi kalemi kuşanmak zamanıdır. "Söz konusu vatan ise gerisi teferruattır" İlkesinden hareketle vatan için, bayrak için, bağımsızlık için eli kalem tutan herkes kalemini kuşanmak borcundadır. "Zamanım yok, işlerim çok, şartlar müsait değil" gibi sudan bahaneler tedavülden kesinlikle kaldırılmalıdır. Önce vatan sonra iş, önce vatan sonra istirahat, önce vatan sonra uyku, önce vatan sonra şu, bu?Kim ne derse desin, başbakan ne kadar yüksek perdeden nutuk atarsa atsın, ülke 1919'ların şartlarına sürüklenmiştir. O yıllarda, Milli Mücadeleye karşı kalem oynatan Ali Kemal'lerin sayısı üç-beş ile sınırlı iken, Milli Mücadeleye karşı bildiri yayınlayan İngiliz, Amerikan güdümündeki cemiyetler bir-iki iken şimdi, çok satan gazetelerin her birinin yönetiminde üç-beş tane satılmış Ali Kemal bulunuyor ve onlara omuz veren onlarca Molla Said bulunuyor. Bugün dün olduğu gibi "Kuva-yı Milliye çeteciliktir" türünden yazılar, hocaefendilerin gazeteleri aracılığı ile Müslümanların zihnini iğfal ediyor. Bebek katilinin kötü muamele gördüğüne, bunun için yeniden yargılanmasına dair yazılar yine aynı çevrelerce seslendirilmektedir.Yaklaşık bir milyon gencini, civanını toprağın kara bağrına gömerek, haçlıların salyalı ağzından, kanlı çizmesinden ancak kurtarılabilen Anadolu coğrafyası, seksenbeş yıl sonra tekrar aynı tehlikelere maruz bırakılmışken, harici ve dâhili düşmanlar tekrar bayraklarını açmışken ve bu alçaklıkları alkışlayan yüzlerce kalem şakır şakır ihanet satırları yazarken vatan için, bayrak için, mazlum Anadolu halkı için, hainlerin yüreklerine korku salmak için, kalemi kuşanmayanlar, kaleme sarılmayanlar cepheyi terk etmişler, mevzii boş bırakmışlara demektir.Niye, biz ölmüş müyüz, siz ölmüş müsünüz ki; kalbi vatan aşkı ile çarpan bu ülkenin yiğit insanları, delikanlılarının sonu, ucu gelmiş mi ki ufkumuz baykuş sesinden geçilmiyor? Kara kargaların her tarafı velveleye vermesi, her tarafta "gak gak" seslerinin işitiliyor olması bülbüllerin suskunluğundan değil midir? Bu ülkenin bağında, bahçesinde, dağında, yaylasında, köyünde, şehrinde doyasıya şakımak en çok bülbüllerin hakkı değil midir? Kenara çekilip dallarda tüneyerek meydanları baykuşların uğursuz sesine terk etmek ne ile, nasıl izah edilebilir? Yazmaya başlamadınız mı henüz?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- İktidara düşen… / 22.04.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025