Bursaspor'un "Ardiles" lakaplı amigosu Fikret Yorgun'un, takım sevdası uğruna yaşadıkları film senaryosunu aratmıyor.
Bursaspor taraftarlarının yanı sıra kentte de tanınan bir sima olan Yorgun, "yazsam kitap olur" dediği anılarını anlatırken, Bursaspor'un efsane amigosu Yaşar Genç'in yanında bayrak ve flama taşıyarak başladığı amigoluk yaşantısında birçok olayla karşılaştığını söyledi.Bursaspor sevgisini hiçbir şeye değişmeyeceğini anlatan Yorgun, "Yaşadıklarımdan hiç pişman olmadım. Ben bu renklere gönül verdim.Bursaspor ile yatıp, Bursaspor ile kalkıyorum. Benim anılarım taşkınlıklarla, kavgalarla değil, yeşil-beyazlı renklerle süslü" dedi.
BİRLİ?İNDEN FİRAR ETTİYorgun, 1979 yılında Bursa Atatürk Stadı'nda meyve suyu ve poğaça satarken bir anda kendini "Amigo Yaşar"ın yanında bayrak ve flama taşırken bulduğunu belirterek, "1980 yılında askerlik görevimi Kayseri'de yapıyordum. Beşiktaş ile maç vardı. Birliğimden kaçarak maça geldim. O gün de Beşiktaş'ı 5-0 yenmiştik. Döndüğümde firardan dolayı 15 gün fazla askerlik yaptım. Ama o galibiyeti görmek güzeldi" dedi.
"Ardiles" Fikret Yorgun, iç saha maçlarının yanı sıra deplasmandaki hemen hemen tüm karşılaşmalarda tribündeki yerini aldığını ifade ederek, "Buna rağmen evimin tüm ihtiyaçlarını karşılıyorum. Eşim çok kızıyor, ancak bir şekilde gönlünü almasını biliyor ve sonrasında maça kaçıyorum" diye konuştu.
HAVA KORSANI SANILDIBursaspor'un, 1. ligde olduğu 1995 yılında Vanspor ile deplasmanda yapacağı karşılaşmaya gitmek için yeşil-beyazlı kafileyle birlikte kaçak olarak uçağa bindiğini ve sonrasında "hava korsanı" sanıldığını anlatan Yorgun, o gün yaşadıklarını şöyle aktardı:
"İntertoto Kupası maçları için takım İngiltere'ye gidecekti. Ben de onlarla havaalanına kadar girdim. Son anda yetkililer görüp uçağa binmemi engelledi. 15 gün sonra Vanspor deplasmanı vardı.Futbolculardan bazıları (sen dış hatlar terminaline girmiş adamsın. İç hatlara mı giremeyeceksin) deyince. Takımın ardından havaalanına gittim. Malzemecinin elindeki çantanın bir ucundan tutarak içeri girdim. Uçağa binerek kendimi hemen tuvalete kilitledim. Kapı kilitlenince, (meşgul) lambası yanıyormuş. Yetkiler uçağın içinde bir fazlalık olduğunu tespit etmişler. Tuvalette yakalayarak uçaktan indirdiler.
Hava korsanı sanmışlar. İndikten sonra havaalanı pistinde 'timsah yürüyüşü' yaptım. (Beni çıkardınız ama bomba uçakta) deyince, bomba uzmanları geldi. Uçaktaki yolcuları indirip arama yaptılar. Uçak 5 saat geç kalktı. Dönemin Bursa Emniyet Müdürü Ahmet Demir, olayı duyunca havaalanını arayarak benim korsan değil, Bursaspor taraftarı olduğumu söyleyince serbest bırakıldım."
O?LUNUN DO?UMUNU STADYUMDA Ö?RENDİFikret Yorgun, Bursaspor'un Zonguldakspor ile Atatürk Stadı'nda yapacağı karşılaşmadan bir gün önce doğum sancıları başlayan eşini hastaneye yatırdığını belirterek, "Sabaha kadar bekledim, doğum gerçekleşmeyince öğle saatlerinde maça gittim. Giderken stadın telefon numarasını kayınvalideme verdim. Devre arası stat hoparlörlerinden anons yaptılar. Hastaneye koştum, bir oğlum dünyaya gelmiş. O gün kim gol atarsa onun adını çocuğuma vermeyi kararlaştırmıştım. Golü unutulmaz kaptanımız 'Sedat 3' atınca oğluma Sedat adını verdim" dedi.
Bursaspor taraftarlarının yanı sıra kentte de tanınan bir sima olan Yorgun, "yazsam kitap olur" dediği anılarını anlatırken, Bursaspor'un efsane amigosu Yaşar Genç'in yanında bayrak ve flama taşıyarak başladığı amigoluk yaşantısında birçok olayla karşılaştığını söyledi.Bursaspor sevgisini hiçbir şeye değişmeyeceğini anlatan Yorgun, "Yaşadıklarımdan hiç pişman olmadım. Ben bu renklere gönül verdim.Bursaspor ile yatıp, Bursaspor ile kalkıyorum. Benim anılarım taşkınlıklarla, kavgalarla değil, yeşil-beyazlı renklerle süslü" dedi.
BİRLİ?İNDEN FİRAR ETTİYorgun, 1979 yılında Bursa Atatürk Stadı'nda meyve suyu ve poğaça satarken bir anda kendini "Amigo Yaşar"ın yanında bayrak ve flama taşırken bulduğunu belirterek, "1980 yılında askerlik görevimi Kayseri'de yapıyordum. Beşiktaş ile maç vardı. Birliğimden kaçarak maça geldim. O gün de Beşiktaş'ı 5-0 yenmiştik. Döndüğümde firardan dolayı 15 gün fazla askerlik yaptım. Ama o galibiyeti görmek güzeldi" dedi.
"Ardiles" Fikret Yorgun, iç saha maçlarının yanı sıra deplasmandaki hemen hemen tüm karşılaşmalarda tribündeki yerini aldığını ifade ederek, "Buna rağmen evimin tüm ihtiyaçlarını karşılıyorum. Eşim çok kızıyor, ancak bir şekilde gönlünü almasını biliyor ve sonrasında maça kaçıyorum" diye konuştu.
HAVA KORSANI SANILDIBursaspor'un, 1. ligde olduğu 1995 yılında Vanspor ile deplasmanda yapacağı karşılaşmaya gitmek için yeşil-beyazlı kafileyle birlikte kaçak olarak uçağa bindiğini ve sonrasında "hava korsanı" sanıldığını anlatan Yorgun, o gün yaşadıklarını şöyle aktardı:
"İntertoto Kupası maçları için takım İngiltere'ye gidecekti. Ben de onlarla havaalanına kadar girdim. Son anda yetkililer görüp uçağa binmemi engelledi. 15 gün sonra Vanspor deplasmanı vardı.Futbolculardan bazıları (sen dış hatlar terminaline girmiş adamsın. İç hatlara mı giremeyeceksin) deyince. Takımın ardından havaalanına gittim. Malzemecinin elindeki çantanın bir ucundan tutarak içeri girdim. Uçağa binerek kendimi hemen tuvalete kilitledim. Kapı kilitlenince, (meşgul) lambası yanıyormuş. Yetkiler uçağın içinde bir fazlalık olduğunu tespit etmişler. Tuvalette yakalayarak uçaktan indirdiler.
Hava korsanı sanmışlar. İndikten sonra havaalanı pistinde 'timsah yürüyüşü' yaptım. (Beni çıkardınız ama bomba uçakta) deyince, bomba uzmanları geldi. Uçaktaki yolcuları indirip arama yaptılar. Uçak 5 saat geç kalktı. Dönemin Bursa Emniyet Müdürü Ahmet Demir, olayı duyunca havaalanını arayarak benim korsan değil, Bursaspor taraftarı olduğumu söyleyince serbest bırakıldım."
O?LUNUN DO?UMUNU STADYUMDA Ö?RENDİFikret Yorgun, Bursaspor'un Zonguldakspor ile Atatürk Stadı'nda yapacağı karşılaşmadan bir gün önce doğum sancıları başlayan eşini hastaneye yatırdığını belirterek, "Sabaha kadar bekledim, doğum gerçekleşmeyince öğle saatlerinde maça gittim. Giderken stadın telefon numarasını kayınvalideme verdim. Devre arası stat hoparlörlerinden anons yaptılar. Hastaneye koştum, bir oğlum dünyaya gelmiş. O gün kim gol atarsa onun adını çocuğuma vermeyi kararlaştırmıştım. Golü unutulmaz kaptanımız 'Sedat 3' atınca oğluma Sedat adını verdim" dedi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.