Dile kolay tam on yedi yıl…
Mevcut iktidar partisinin koltuğa oturduğu yıl doğan çocuklar bugün on yedi yaşında.
En tepedeki isimlerden aşağıya doğru bütün teşkilatlardaki az-çok düşünen insanların telaşları, endişeleri ve zaman zaman itirafları gösteriyor ki, bizzat kendileri de koskoca on yedi yılın boşa harcandığını görüyorlar.
Aşırı partizan olmayan, bir miktar vicdan sahibi olan okur-yazar kesimi de, şimdiye kadar yapılan yanlışların ve yapılması gerektiği halde yapılmayanların listesini yapıyorlar, inceden inceye de olsa bir muhasebe yoluna gidiyorlar.
Gönül isterdi ki bu muhasebeler, bu nefsi hesaplaşmalar yıllar evvelinden başlasaydı da yıllar boşa harcanmasaydı.
Keşke bu hesaplaşmalar, bu tefekkürler, bu doğru okumalar yıllar evvelinden başlasaydı da, ülkenin yılları, ülkenin kaynakları, ülkenin altın yumurtlayan tavukları heba olmasaydı.
Koskoca bir on yedi yılın ardından gerçekleri görmeye başlayan, girilen yanlış yolları, atılan yanlış adımları eleştiren vicdanlı kalem sahipleri keşke bu hayırlı işte bu kadar geç kalmasaydılar, kendilerine bu kadar uzun düşünme payı tanımasaydılar da, böylesine tepe-taklak, böylesine doludizgin uçurumun başına gelmiş olmasaydık.
Geride kalan yıllar içinde hemen her seçim arifesinde bir veya birkaç hedef belirlendi, hayali birkaç düşman oluşturuldu ve kum torbasına yumruk sallayan sporcular gibi o hayali düşmanlara hücum edilerek kendi seçmenlerini yamaçlarına toplayarak seçimler kazandılar.
Yaklaşık iki aydan beridir, özellikle iktidar partisi tarafından aynı planın, aynı taktiğin medya organlarında ve meydanlarda sergilendiğine şahit oluyoruz.
Bu yapmacık çığlıklar, donkişotvari böylesine yel değirmenlerine saldırmalar, koskoca on yedi yıl boyunca yapılan hayati hataları örter mi, oluşturulan dev yırtıkları kapatabilir mi?
Yakın geçmişte bütün dünyanın gözü önünde, seksen iki milyonluk koskoca ülkenin gözlerinin içine baka baka iktidar partisinin, iktidar gücünü de kullanarak işlediği cürümleri şimdi bir torbaya doldurarak muhalefetin kucağına atma çabaları bu seçimde de bir işe yarar mı?
Başta ABD ve AB olmak üzere tüm dünyanın meşhur şer şebekelerinin akıllarına uyarak, tavsiyelerini dinleyerek, hatta söylediklerini emir telakki ederek yapılan yanlışlar, atılan yanlış adımlar ve oluşan çok kötü, çok vahim sonuçlar, kum torbasına yumruk sallayarak ve zaman zaman çığlıklar atarak unutturulabilir mi?
Öyle görünüyor ki bu sefer bu taktik pek işe yaramayacak.
Öyle görünüyor ki, bu sefer vatandaşın yaşadığı gerçeklerle, yandaş kanalların, yandaş gazetelerin anlattıkları pembe hayatların arası hayli açılmış durumda.
O kadar açılmış vaziyette ki, insanımız yaşadığı şehirde, yaşadığı köyde, oturduğu mahallede bizzat yaşadığı ve şahit olduğu hayat şartları ile yandaş kanalların ve kalemlerin anlattıkları arasında bir irtibat dahi kuramıyor artık.
Bu yapmacık çığlıklar bu sefer pek işe yaramayacak gibi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Dilim, dilim dilim olsun / 09.02.2025
- Meğer ilan edilen imar kâbusu imiş / 07.02.2025
- Et kokarsa tuz dökerler, tuz kokarsa… / 06.02.2025
- Ay bitmeden buharlaşan artışlar / 05.02.2025
- Neden karanlıkta kaldı dünyamız? / 02.02.2025
- Doymayan gözler ve ürpermeyen kalpler / 01.02.2025
- Ne işe yarar? / 31.01.2025
- Makamdan istifa yok ama insanlıktan istifalar çok / 30.01.2025
- Başkentin başucunda çığlıklar duyulmadı / 29.01.2025
- Duydun mu? / 26.01.2025
- Meğer ilan edilen imar kâbusu imiş / 07.02.2025
- Et kokarsa tuz dökerler, tuz kokarsa… / 06.02.2025
- Ay bitmeden buharlaşan artışlar / 05.02.2025
- Neden karanlıkta kaldı dünyamız? / 02.02.2025
- Doymayan gözler ve ürpermeyen kalpler / 01.02.2025
- Ne işe yarar? / 31.01.2025
- Makamdan istifa yok ama insanlıktan istifalar çok / 30.01.2025
- Başkentin başucunda çığlıklar duyulmadı / 29.01.2025
- Duydun mu? / 26.01.2025