Ya istiklal Ya ölüm!

Bazı adlar, bazı tarihler vardır ki insanın beyninde hep saklı kalır. 101 yıldır 19 Mayıs tarihini Anadolu insanı hiç unutmadı. Bunun yanında o tarihle de gurur duydu. Çünkü o gün kızaran ufuklardan ay yüzlü güneş Samsun'a doğuyordu. Anadolu'nun üstünü kaplayan kara bulutları kaldırmak için bulutlara inatla, ülkemizin üzerine güneş doğması için çıkmıştı yola.

Ülkemiz işgal edilmiş, tüm ordular dağıtılmış, silahlar elimizden alınmış, toplum fakir ve çaresizlik içinde iken bir yiğit çıktı ve ulusuna umut oldu o gün. Çünkü ülkemizin kara kaderini yok edecek bir dahi, bir asker, atmıştı kendini vatanın bağrına.

Evet, Osmanlı Devleti de zorluklarla kurulmuştu. Anadolu'daki Beylikler, Bizans kalıntısı çeteler, Osmanlı Devleti'nin kurulmasında da zorluk çıkarmışlardı. Ne yazık ki 600 yıllık bu devlet, Sevr Antlaşması ile tarihe gömülüyordu. Bize, Kızılırmak boylarında küçücük bir eyalet gibi bir yer bırakıldı. Başkent İstanbul işgal altında… Ege boyları, Akdeniz Bölgesi, Güney Doğu Anadolu Bölgesi, Doğu Anadolu Bölgesi ve Karadeniz Bölgesi emperyalist ülkelerce paylaşılmıştı.

Gazi Mustafa Kemal, Amasya'dan Anadolu insanına sesleniyordu. "Ülkemiz İşgal altındadır! Ülkemizi kurtarmak, sizlerin gayret ve inançlarınıza bağlıdır! Ya İstiklal Ya ölüm!"

Duydu insanımız, bu haykırışı. Kulak verdi bu güzel sese. Tek yürek oldu insanımız. Kürt'ü, Laz'ı, Gürcü'sü, Türk'ü tek yürek oldu, koro halinde Atatürk'ün sesine, ses verdiler. Kadını, kızı, kızanı, yaşlısı, genci, erkeği hep bir ağızdan Atatürk'ün buyruğuna uydular: "Ya İstiklal Ya Ölüm!" diye.

Koştular mavi gözlü devin peşinden. Aç, susuz, çarıkla, yalınayak gittiler liderlerinin kahramanlarının arkasından.

Tüm yabancılara, onlarla işbirliği yapan vatan hainlerine, Atatürk'ün idamını yazan ve onaylayanlara rağmen ülkemizin kahramanları, vatanseverleri Mustafa Kemal'in buyruğuna uydu ve Ya İstiklal, Ya Ölüm duygusunu tarihe yazdılar.

Bu kahramanlar, kadınlarımızın namusunu, erkeklerimizin onurunu kurtardılar.  Dünya lideri olmak tarihte kaç kişiye nasip olmuştur. Bakalım 1979 yılında Unesco ne demiş Atatürk hakkında?

"Uluslararası anlayış ve barış yolunda çaba harcamış üstün bir kişi. Olağanüstü devrimci, sömürgecilik ve emperyalizme karşı savaşan ilk lider. İnsan haklarına saygılı, dünya barışının öncüsü, insanlar arasında renk, din, ırk ayırımı yapmayan eşsiz devlet adamı TC'nin kurucusu." (UNESCO KARARI 1979)

Şimdi de Almanya'da yayınlanan History Life dergisinin son sayfasında Atatürk'ün, dünyaya yön veren 17 kişi arasında yer aldığını öğrenmiş bulunuyoruz.  Çünkü Atatürk, "Modern Türkiye'nin Babası" olarak adlandırılmaktadır. 

Başta Gazi Mustafa Kemal olmak üzere generalinden, erine kadar o vatanseverlerimiz, 19 Mayıs 1919 ile 09 Eylül 1922 yılları arasında öldüler, öldürdüler ama sonunda "İSTİKLAL" diye haykırdılar. 

Canları pahasına bu ülkeyi bize emanet eden şehitlerimize, gazilerimize minnettarız. Ruhları şad olsun.