Bir bataklıkta sineklerin hızla üremesi gibi içinden geçtiğimiz seçim ortamında da, hızla üreyen ve üretilen bir şey var, yalan…
Öyle bir hızla yalanlar söyleniyor ve yayılıyor ki, saniyeye ve dakikaya kaç yalanın düştüğünü hesaplamak mümkün değil.
Seçime giren partilerin organize ettikleri mitingleri dikkatle takip edenler ve hatiplerin konuşmalarını pürdikkat dinleyenler, hangi partilerin ve hangi konuşmacıların sermayelerinin yalandan ibaret olduğunu anlamakta pek zorlanmıyorlar.
Özellikle televizyon programlarına katılan ve ciddi gazetecilerin okkalı sorularına muhatap olan sözcülerin ve vekil adaylarının, üretilen yalanları savunmak için nasıl da katı açılmamış yalanlara sarıldıklarına tebessümle şahit oluyoruz.
Yalanı, yanlışı, yıllar içerisinde boca edilmiş talanı, soygunu ve vurgunu savunmak için üretilen yalanlar da, kuyruklu yalan olmaktan öteye geçemiyor ve her defasında söyleyeni gülünç duruma düşürüyor.
Meydanlarda olsun, televizyon ekranlarında olsun, sözünü ettiğimiz yalanları deste deste ve desteksiz sıralayan sözcüleri ve adayları şimdilik millet, sükunetle ve çoğu zaman gülerek takip ediyor.
Halkın kulağı siyasilerin hararetli konuşmalarında ve fakat gözü de çarşıyı-pazarı gezerken etiketlerde, elinde filesi pazarı dolaşırken en temel ihtiyaç maddelerinin fiyatlarında…
Siyasilerin ağzından bal damlarcasına, 'halkımızı enflasyona ezdirmedik' cümlesini millet, girdiği her dükkanda, uğradığı her mağazada ve dolaştığı her pazarda test ediyor, ölçüyor, tartıyor ama bir türlü işin içinden çıkamıyor.
Millet, başını yastığa koyunca, geriye doğru geçirdiği yılları hatırlıyor, kulağına çalınan haberleri ve bizzat şahit olduğu yaşanmışlıkları film şeridi gibi zihninden geçiriyor ve bir yandan da yine siyasilerin, 'yolsuzlukları bitirdik, yoksulluğa son verdik' tarzındaki cümlelerini hatırlıyor ve şaşırıp kalıyor.
Ev sahibinden kiracısına, satıcısından alıcısına, üreteninden tüketenine bütün bir millet, 'boşa koyuyor dolmuyor, doluya koyuyor almıyor' temsilinde olduğu gibi, diyor ki, enflasyona ezdirilmemiş halimiz bu ise, yolsuzlukların ve yoksullukların sonlandırıldığı halimiz bu ise, ya bizi böyle yamyassı kılan, bizim kamburumuzu çıkaran, bizi kıvrım kıvrım kıvrandıran ne ve kimler?
Yalanların, hatta kuyruklu yalanların, bataklıktaki sineklerden daha hızlı yayıldığı bir ortamdan geçiyoruz.
Hayırlısı…
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025