Kurtlar Vadisi adlı dizideki kanlı sahneler, vahşet görüntüleri için RTÜK'ün neler düşündüğünü, ne zaman müeyyide uygulayacağını merak ediyorum.
Her Kurban Bayramı'nda Kurban ibadetini, hayvanlar boğazlanıyor, kanlı görüntüler oluşuyor diye diline dolayan medya elemanlarının; insanların boğazlandığı, masanın etrafında oturanların kızıla boyandığı kanlı sahneler için ne zaman kalem oynatacaklarını merakla bekliyorum. Yoksa bugüne değin her türlü müstehcenliği, ahlaksız görüntüleri basına "sanat icabı, film icabı" yaftalarını koyup millete yutturdukları gibi, söz konusu dizideki vahşet görüntülerini de aynı yaftalarla yutturacaklarını mı düşünüyorlar? Nerede kaldı çoluk çocuğun sağlığını düşünmek, psikolojisini olumsuz etkileyecek söz ve davranışlardan kaçınmak ilkesi?
Akşamın erken saatleri, çoluk çocuğun ayakta olduğu vakitler ve ekranda bir dizi... Bütün sigara firmalarının ortak yapımı gibi sigara reklamı sahneleri... Sanki kömürle çalışan kara tren o sahnelerin yakınlarından geçiyor. Ve kanlı sahneler... Elleri ayakları tulum çıkarılacak koyun gibi dört tarafa bağlanmış ve elinde kazma sapı vurhavur... Sopayı sallayanın tepeden tırnağa kıpkırmızı olmasına kadar bu icraat sürüyor.
Bir başka sahne; dikdörtgen bir masa etrafında dokunsan patlayacak cinsinden gergin insanlar... Birisi birden bire fırlıyor, ayağa kalkıyor, keseceği hayvanı incitmeden, usulünce kesen bir kasap gibi yanındakinin boğazına dayıyor bıçağı ve ortalık kan gölü. Masayı çevreleyenlar kızıla boyanıyor.
Benim rastladığım iki sahne bunlar. Siz onlarcasını ekleyebilirsiniz bu dehşet ve vahşet sahnelerine. Tekrar ediyorum; hayvanlar kesiliyor diye merhamet damarları kabaranlar! Nerdesiniz? Akşamın erken saatinde bir tv kanalında hiç bir uyarı hiç bir kapatma yapmaksızın insanların boğazlandığı sahneler yayınlanıyor.
Bu milletin gençliği, bir tarafdan kiliselerin, papazların ve bodrum katlardaki kiliseevlerin tuzakları ile karşı karşıya, bir taraftan yine aynı çevrelerin organize ettiği fuhuş bataklığına çekilmekte. Gözü dönmüş uyuşturucu tacirlerinin de boy hedefi yine geleceğimiz olan gençlerimiz. Bir taraftan da, böyle bol sigaralı, bol kanlı sahnelerin yer aldığı dizilerle gençliği tamamen psikolojik hasta haline sokma gayretleri.
Bu yazının konusu olan söz konusu dizi başta olmak üzere, eğitim sistemimizi, öğretmen-öğrenci ilişkilerini sulandıran, eğitim çağındaki gençliğimizi ifsad eden, ahlaki hiç bir kural tanımayan diziler için RTÜK'ü göreve çağırıyoruz, yazılı ve görsel medyayı göreve çağırıyoruz. Anne babaları, eğitimle uğraşanları, hastanelerin psikiyatri bölümlerini göreve çağırıyoruz.
Seyirciyi ifsad eden, hasta eden hep kötünün, kötülüğün reklamını yapan film de olmaz, sanat da olmaz, böyle sanat dalı da olmaz. Bütün bu rezillikleri sevgileyenler de asla sanatçı olamaz.
Her Kurban Bayramı'nda Kurban ibadetini, hayvanlar boğazlanıyor, kanlı görüntüler oluşuyor diye diline dolayan medya elemanlarının; insanların boğazlandığı, masanın etrafında oturanların kızıla boyandığı kanlı sahneler için ne zaman kalem oynatacaklarını merakla bekliyorum. Yoksa bugüne değin her türlü müstehcenliği, ahlaksız görüntüleri basına "sanat icabı, film icabı" yaftalarını koyup millete yutturdukları gibi, söz konusu dizideki vahşet görüntülerini de aynı yaftalarla yutturacaklarını mı düşünüyorlar? Nerede kaldı çoluk çocuğun sağlığını düşünmek, psikolojisini olumsuz etkileyecek söz ve davranışlardan kaçınmak ilkesi?
Akşamın erken saatleri, çoluk çocuğun ayakta olduğu vakitler ve ekranda bir dizi... Bütün sigara firmalarının ortak yapımı gibi sigara reklamı sahneleri... Sanki kömürle çalışan kara tren o sahnelerin yakınlarından geçiyor. Ve kanlı sahneler... Elleri ayakları tulum çıkarılacak koyun gibi dört tarafa bağlanmış ve elinde kazma sapı vurhavur... Sopayı sallayanın tepeden tırnağa kıpkırmızı olmasına kadar bu icraat sürüyor.
Bir başka sahne; dikdörtgen bir masa etrafında dokunsan patlayacak cinsinden gergin insanlar... Birisi birden bire fırlıyor, ayağa kalkıyor, keseceği hayvanı incitmeden, usulünce kesen bir kasap gibi yanındakinin boğazına dayıyor bıçağı ve ortalık kan gölü. Masayı çevreleyenlar kızıla boyanıyor.
Benim rastladığım iki sahne bunlar. Siz onlarcasını ekleyebilirsiniz bu dehşet ve vahşet sahnelerine. Tekrar ediyorum; hayvanlar kesiliyor diye merhamet damarları kabaranlar! Nerdesiniz? Akşamın erken saatinde bir tv kanalında hiç bir uyarı hiç bir kapatma yapmaksızın insanların boğazlandığı sahneler yayınlanıyor.
Bu milletin gençliği, bir tarafdan kiliselerin, papazların ve bodrum katlardaki kiliseevlerin tuzakları ile karşı karşıya, bir taraftan yine aynı çevrelerin organize ettiği fuhuş bataklığına çekilmekte. Gözü dönmüş uyuşturucu tacirlerinin de boy hedefi yine geleceğimiz olan gençlerimiz. Bir taraftan da, böyle bol sigaralı, bol kanlı sahnelerin yer aldığı dizilerle gençliği tamamen psikolojik hasta haline sokma gayretleri.
Bu yazının konusu olan söz konusu dizi başta olmak üzere, eğitim sistemimizi, öğretmen-öğrenci ilişkilerini sulandıran, eğitim çağındaki gençliğimizi ifsad eden, ahlaki hiç bir kural tanımayan diziler için RTÜK'ü göreve çağırıyoruz, yazılı ve görsel medyayı göreve çağırıyoruz. Anne babaları, eğitimle uğraşanları, hastanelerin psikiyatri bölümlerini göreve çağırıyoruz.
Seyirciyi ifsad eden, hasta eden hep kötünün, kötülüğün reklamını yapan film de olmaz, sanat da olmaz, böyle sanat dalı da olmaz. Bütün bu rezillikleri sevgileyenler de asla sanatçı olamaz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025