Ek protokolle birlikte ayan beyan meydana çıktı ki ülkemiz bir yönetim krizi ile karşı karşıyadır. Yapılan hatalar kargaları bile güldürecek cinsten. Bir ülkenin başbakanının söylediği sözlere bakılırsa, sanki çocukların evcilik oyununa benziyor."Fransa Cumhurbaşkanı ile daha önce yaptığım telefon görüşmesinde bana böyle dememişti. Şimdiki yaptığı konuşmalar telefondaki sözleri ile çelişiyor bu bizi üzmüştür" .Evet yanlış okumadınız bu sözler, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Başbakanına ait sözlerdir.İnternet sitelerinde ve yazılı basında verilen haberin metnini aynen aktarıyorum: "Müzakere süreci ile ilgili karar 17 Aralık'ta verilmiştir ve bunun dışında herhangi bir başka şart söz konusu değildir. Nitekim bizim için olması gereken diğer 10 ülke ile alakalı Gümrük Birliği'ne yönelik bir teşmil olabilir. Bunu da zaten Türkiye olarak ek protokolle yerine getirmiş vaziyetteyiz. Sayın Chirac'ın yaptığı açıklama ki, ona üzgünüm, onu da söyleyeyim. 17 Aralık'ta tebrik için aradığımda bana telefonda söylediği de şudur; onu da burada açıklıyorum. 'Bu bir siyasi tanıma değildir, ben de dönem başkanına katılıyorum, Sayın Schröder'e katılıyorum, Sayın Barosso'ya katılıyorum' demişti. Ama şimdi ise maalesef bu tür bazı açıklamalar yapılıyor, gerçekten bunlar üzücü. Böyle olsun istemeyiz."Türkiye'nin bundan sonra 3 Ekim için hazırlıklarını yaptığını, uzmanların karşılıklı çalışmalarının sürdüğünü belirten Erdoğan, 1-2 Eylül tarihlerinde yapılması beklenen Dışişleri Bakanları Toplantısı'nın süreci daha da hızlandıracağını düşündüğünü bildirdi. Devlet Bakanı ve Baş müzakereci Ali Babacan'ın da çalışmalarını Avrupa'da sürdürdüğünü kaydeden Başbakan Erdoğan, "Böylece de 3 Ekim'de müzakerelere başlamış olacağız. Biz müzakereden başka bir şey düşünmüyoruz" dedi. Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac, Fransa Başbakanı Dominique de Villepin'in Kıbrıs'ın tanınmasına ilişkin sözlerine destek niteliği taşıyan, Birliğin üyelerinden birini tanımayan bir ülke ile müzakerelerin açılmasının düşünülemeyeceğini söylemişti.Bu nevi açıklamalar devlet adamlığı ile bağdaşmaz. Elin gavuru, adamı "suya götürür susuz getirir." Hele bu iş kişisel bir iş değil de devlet hukuku ile alakalı ise, milletin "anasını ağlatırlar". Lütfen kendinize geliniz. Tarihten tanıdığımız ve ecdadımızla sürekli savaş yapan bu milletler, bugüne gelinceye kadar hiçbir davalarından vazgeçmemişlerdir. Ve hatta daha da beter vaziyetteler. Bize karşı olan düşmanlıkları ve topraklarımız üstündeki hesapları hala devam etmektedir. Daha sinsi ve daha haince...Dünyada tükenmekte olan yerüstü ve yeraltı kaynakları bakımından, ülkemizin konumu bütün dünya tarafından çok sıkı bir vaziyette takip edilmektedir. Çünkü arada bir "Türkiye'nin Türklere bırakılamayacak kadar önemli olduğunu" dile getirmekten çekinmemektedirler. Eğer böyle acemice devlet yönetilmeye devam edilirse; korkarım bizi çok korkunç günler beklemektedir. Ülkede terör ve kaos büyüyor. Bir de elaleme rezil oluyoruzYapılacak iş AB ile ilişkilerimizi hemen askıya almaktır. Şimdi bizim elimiz güçlenmiş vaziyettedir. Devlet erkanı çıkacak, "Sizin istek ve arzularınızın biteceği yok; taviz üstüne taviz veriyoruz, hala sizi memnun edemedik. Ben milletime bunların izahını yapamıyorum. Yeter artık ben AB'de yokum denilmelidir. Ayrıca ABD ile olan müttefiklik tiyatrosu sona erdirilmelidir. Devletler hukukunda mütekabiliyet (karşılıklı menfaat) esasına uyulmadığı için; devletin ve milletin selameti için bunlar şarttır.Bu günler vatanperver yazarların, aydınların, milletvekillerinin, sivil toplum örgütlerinin vatan sathını karış karış gezerek milli ruhun canlanmasına katkıda bulunma zamanıdır. Henüz vakit geçmiş değildir. Meclis, Ek protokolü, milletin iradesini temsilen mutlaka reddetmelidir. Bu ulusal onurumuz açısından da, Kıbrıs'ımız açısından da çok önemlidir. Haydi herkes işbaşına!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Gençler güçlerini doğru adreste birleştirmelidir / 28.04.2025
- Gençlik mutlaka siyasetle uğraşmalıdır / 27.04.2025
- Her baba evladına bakmakla mükelleftir / 26.04.2025
- Gençlerde evlenecek para mı var ki evlensinler / 25.04.2025
- Hüseyin Baş soruyor “Türkiye’de yargı bağımsız mı?” / 24.04.2025
- Ulusal egemenliğimizi korumalıyız / 23.04.2025
- Mü’min yalancı olmaz / 22.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -2- / 21.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -1- / 20.04.2025
- Dava adamıydı Haydar Hocamız / 19.04.2025
- Gençlik mutlaka siyasetle uğraşmalıdır / 27.04.2025
- Her baba evladına bakmakla mükelleftir / 26.04.2025
- Gençlerde evlenecek para mı var ki evlensinler / 25.04.2025
- Hüseyin Baş soruyor “Türkiye’de yargı bağımsız mı?” / 24.04.2025
- Ulusal egemenliğimizi korumalıyız / 23.04.2025
- Mü’min yalancı olmaz / 22.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -2- / 21.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -1- / 20.04.2025
- Dava adamıydı Haydar Hocamız / 19.04.2025