Tarih geçmişi öğrenmek geleceğe yön vermek için vardır ve onun için de yazılır. Geçmişteki liderlerle zamanımızdaki liderlerin başarılarını, beceriksizliklerini hatta ihanetlerini tarihlerden öğreniriz. Onun için uluslar geleceğe yön vermek için ta ilkçağlardan beri resmi tarihe önem vermişlerdir.Şu anda ülkemizde başbakanın kim olduğunu bir türlü çözemiyoruz. Çünkü Sayın Cumhurbaşkanımız sanki bir partinin genel başkanı gibi davranıyor. Onun için diyorum ki Başbakan Sayın Davutoğlu mu, yoksa Sayın Erdoğan mı? Aslında kişiler önemli değil. Devlet ve devletin tarih boyunca getirdiği gelenekler ve o gelenekler doğrultusunda çıkarılan yasalar önemlidir. Ama devletin başı da hükümetin başı da belirtilen geleneklere ve Anayasa'ya, yasalara saygılı olmak zorundalar. Çünkü T.C., muz cumhuriyeti değildir. İktidar partisi ve muhalefet partileri, kimlik savaşına tutuşadursunlar atı alan Üsküdar'ı geçti bile. 2002'de sıfır terörle aldıkları ülke yönetimini bugün nerelere getirdiler? Bunu öncelikle iktidar kendi içinde tartışmalı sonra TBMM'de olgunlukla birbirlerinin görüşlerine saygı duyarak değerlendirmelidirler.Siyasal iktidar ayrı, devlet ayrıdır. Siyasal iktidarlar gelip geçerler ama devlet sonsuza dek varlığını sürdürür. Zaman zaman beceriksiz iktidarlar, hem kendilerini bitirirler hem de devletin itibarını. Fırat'ın doğusu elimizden kayıp gidiyor. Biz hâlâ çözüm sürecinden vatan bütünlüğünden söz ediyoruz. Ya kendimizi aldatıyoruz veya milleti uyutuyoruz. Bizim geleneklerimize göre; toprak, at, avrat namustur. O toprak şehit kanı ile ıslanmadıkça kimseye kimsenin verme hakkı yoktur. Ama görüyoruz ki kapalı kapılar arkasında oyunlar oynanıyor. Bırak vatandaşı, devleti temsil eden iktidar ve muhalefet partilerinin bu oluşumdan haberleri yoktur.Yıl 1897 Yahudi Herzl, İsviçre'nin Basel Kentinde toplanan ve üç gün süren birinci Siyonist Kongresi'nde, "Basel'de Yahudi Devleti'ni kurdum. Bunu bugün açıklarsam herkes beni alaya alır. Ancak elli yıl içinde bu devlet kurulmuş olacaktır." Evet İsrail Devleti 1948'de kurulduğuna göre Herzl yanılmamıştır. Bu zaman içinde Osmanlı Yönetimi'ne baskı yapılır. Osmanlı, toprak kaybetmektedir. Ekonomik sıkıntı içindedir. Çünkü Osmanlı, üretime dönük yatırımlardan çok, ülkeler işgal edip o ülkelerden vergi alarak varlığın sürdürmekteydi. İşgal ettiği ülkeler birer birer elden çıkınca harcamaları karşılayacak para yoktu. 23 Mart 1897 raporunda; Osmanlı Hükümeti'nin maliyesini ancak Musevilerin düzeltebileceği bunun karşılığında Yahudilere Filistin'in bir kısmının verilmesi önerilmekteydi. II. Abdülhamit'in huzuruna çıkan Herzl'e, "Ben bir karış toprak dahi satmam. Zira bu topraklar bana ait değil milletimize aittir" demiştir. Ama Herzl amacından vazgeçmez. İkinci kez II. Abdülhamit'i ziyaret etme olanağı bulur ve bu kez daha kapsamlı bir teklifle padişahın huzuruna çıkar. Tarih 19 Mayıs 1901 Cuma günüdür. Kendisine, "Osmanlı borçlarının tek elde toplanması için Osmanlı-Musevi şirketinin kurulmasını ve Mezopotamya'da buluna petrol, altın, gümüş maden yataklarının Musevi kadroların becerisi ile ortak işletilmesini önerir. Ancak Padişah bu öneriyi de reddeder. Bunu, tahtından indirilmiş ve sürgüne gönderilmiş bir Padişah'ın vatan sevgisi ile bugünkü yöneticilerin vatana millete bakışını örneklemek için yazdım.Umarım bu yazı kendini Kaf dağında gören yöneticilere ders olur.
Ekrem Yazar / diğer yazıları
- Atatürk Gençlik ve Spor Bayramı / 20.05.2023
- Ulusal günümüz ve çocuklarımız / 24.04.2023
- Neden köy enstitüleri? / 19.04.2023
- Lider olmak kolay mı? / 06.04.2023
- Doğru paylaşmak / 27.03.2023
- Bir ulusun direnişi (18 Mart) / 20.03.2023
- Okullarımız / 13.03.2023
- Önemli olan sistemdir / 01.03.2023
- İnsan olmak / 20.02.2023
- Dağ başını duman aldı / 12.02.2023
- Ulusal günümüz ve çocuklarımız / 24.04.2023
- Neden köy enstitüleri? / 19.04.2023
- Lider olmak kolay mı? / 06.04.2023
- Doğru paylaşmak / 27.03.2023
- Bir ulusun direnişi (18 Mart) / 20.03.2023
- Okullarımız / 13.03.2023
- Önemli olan sistemdir / 01.03.2023
- İnsan olmak / 20.02.2023
- Dağ başını duman aldı / 12.02.2023