2004 yılı Türk dış politikası için büyük bir sınav olacak.
Avrupa Birliği, Kıbrıs ve Kuzey Irak bu sınavın ana soruları.
Mevcut sorulara yıllardır çözüm aranmaya çalışılıyor ama bir türlü bulunamıyor.
Çözüme ulaşılamayınca da doğal olarak sınavda başarılı olunamıyor ve sınıfta kalınıyor.
Siz soruları, sorunları çözmek için gayret ediyorsunuz belki; ama bu gayretiniz yeterli bulunmuyor. Böyle sürüp gidiyor.
2002'de böyle oldu, 2003'te de.
2004'te sınav nasıl geçecek hep
birlikte göreceğiz.
AB üyeliği, Kıbrıs sorunu ve Irak Sendromu ile ilgili kısa öngörülerde bulunacak olursak:
(Bizim öngörümüz kendi çapında bir nitelik taşısa da, dış politikanın belli dinamikleri ve temel varsayımları genel geçer bir özellik arzediyor.)
Muhtemelen yine böyle olacak ve bizim değerlendirmelerimize yakın sonuçlar çıkacak.
AB üyeliği: Avrupa Birliği Türk hükümetleri için sürekli olarak öncelik teşkil etti. Sağ'dan Sol'a yönetimler değişti fakat bu öncelik sabit kaldı. Avrupa Birliği Komisyonu ve Parlamentosu ile ikili ve çok taraflı müzakereler yapıldı. Uyum yasaları çıkarıldı. Uymadı.
Ulusal devleti global kılmak için reformlar yapıldı. Tutmadı.
Notlar tutuldu, tarih beklendi. Ertelendi
Avrupa Birliği Türkiye'ye tam üyelik tarihi vermekten kaçındı. O kaçtıkça biz Türkiye olarak peşinden koşmaya çalıştık. 2004'de maratona devam edeceğiz.
Kıbrıs sorunu: Kıbrıs bizim için sorun değil aslında. Kıbrıs başkalarının sorun olarak gördüğü ve öyle görmek istediği bir olgu.
Türkiye'nin Ada'da attığı adımlar kabul görmüyor. Eşitlik ve toprak alanında elde ettiğimiz kazanımlar baltalanmak isteniyor. Sular bulandırılıyor. Dış güçlerin müdahil olduğu "plan''lı senaryolarla kafalar karıştırılıyor. Kıbrıs Türkü'nün adada olmadığı yeni bir devlet isteniyor Akdeniz'de. Rum tarafına endekslenen sözde çözümlerin kıymet'i harbiyesi bulunmuyor. Son planla hazırlanan maddelerin kabullenilemez içerikli oluşu da Türkiye ve KKTC'ye karşı gerekçe niteliği taşıyor.
Ne Mayıs, ne aralık...2004'te Kıbrıs'ta planlar eksik olmayacak
Kuzey Irak: Gevşek ya da yarısıkı Kürt Federasyonu..Irak'ın kuzeyinde Kürdistan'ın kurdurulması için Amerikan ve İsrail menşeli planlar devreye yıllar önce sokulmuştu, şimdi bir şekil verilmek isteniyor.
Medeni kanun anne karnına düşen cenine nasıl kişi hakkı tanıyorsa, uluslararası hukuk maddeleri de türev kimlikli de olsa etnik unsurlara bazı haklar tanıyor. Kuzey Irak'taki KYB ve KDP unsurlarına da bu hak tanınmış durumda. Kurulmamasına rağmen devlet ricali nitelikli karşılanan ve takdim edilen Talabani ve Barzani bunun somut yansımaları.
Saddam gitti belki; ama ABD Irak'ta kalıcı. Kürtler'e ayrıcalık tanınırken Arapların ve Türkmenlerin safdışı kılınması bölgeyi ateş topuna çevirmiş durumda.
Kuzey Irak 2004'te de kafa ağrıtmaya devam edecek.
Herşeye rağmen umutlu olabilmek de en iyisi olsa gerek.
2005'e yanılarak girmeyi umuyoruz
Avrupa Birliği, Kıbrıs ve Kuzey Irak bu sınavın ana soruları.
Mevcut sorulara yıllardır çözüm aranmaya çalışılıyor ama bir türlü bulunamıyor.
Çözüme ulaşılamayınca da doğal olarak sınavda başarılı olunamıyor ve sınıfta kalınıyor.
Siz soruları, sorunları çözmek için gayret ediyorsunuz belki; ama bu gayretiniz yeterli bulunmuyor. Böyle sürüp gidiyor.
2002'de böyle oldu, 2003'te de.
2004'te sınav nasıl geçecek hep
birlikte göreceğiz.
AB üyeliği, Kıbrıs sorunu ve Irak Sendromu ile ilgili kısa öngörülerde bulunacak olursak:
(Bizim öngörümüz kendi çapında bir nitelik taşısa da, dış politikanın belli dinamikleri ve temel varsayımları genel geçer bir özellik arzediyor.)
Muhtemelen yine böyle olacak ve bizim değerlendirmelerimize yakın sonuçlar çıkacak.
AB üyeliği: Avrupa Birliği Türk hükümetleri için sürekli olarak öncelik teşkil etti. Sağ'dan Sol'a yönetimler değişti fakat bu öncelik sabit kaldı. Avrupa Birliği Komisyonu ve Parlamentosu ile ikili ve çok taraflı müzakereler yapıldı. Uyum yasaları çıkarıldı. Uymadı.
Ulusal devleti global kılmak için reformlar yapıldı. Tutmadı.
Notlar tutuldu, tarih beklendi. Ertelendi
Avrupa Birliği Türkiye'ye tam üyelik tarihi vermekten kaçındı. O kaçtıkça biz Türkiye olarak peşinden koşmaya çalıştık. 2004'de maratona devam edeceğiz.
Kıbrıs sorunu: Kıbrıs bizim için sorun değil aslında. Kıbrıs başkalarının sorun olarak gördüğü ve öyle görmek istediği bir olgu.
Türkiye'nin Ada'da attığı adımlar kabul görmüyor. Eşitlik ve toprak alanında elde ettiğimiz kazanımlar baltalanmak isteniyor. Sular bulandırılıyor. Dış güçlerin müdahil olduğu "plan''lı senaryolarla kafalar karıştırılıyor. Kıbrıs Türkü'nün adada olmadığı yeni bir devlet isteniyor Akdeniz'de. Rum tarafına endekslenen sözde çözümlerin kıymet'i harbiyesi bulunmuyor. Son planla hazırlanan maddelerin kabullenilemez içerikli oluşu da Türkiye ve KKTC'ye karşı gerekçe niteliği taşıyor.
Ne Mayıs, ne aralık...2004'te Kıbrıs'ta planlar eksik olmayacak
Kuzey Irak: Gevşek ya da yarısıkı Kürt Federasyonu..Irak'ın kuzeyinde Kürdistan'ın kurdurulması için Amerikan ve İsrail menşeli planlar devreye yıllar önce sokulmuştu, şimdi bir şekil verilmek isteniyor.
Medeni kanun anne karnına düşen cenine nasıl kişi hakkı tanıyorsa, uluslararası hukuk maddeleri de türev kimlikli de olsa etnik unsurlara bazı haklar tanıyor. Kuzey Irak'taki KYB ve KDP unsurlarına da bu hak tanınmış durumda. Kurulmamasına rağmen devlet ricali nitelikli karşılanan ve takdim edilen Talabani ve Barzani bunun somut yansımaları.
Saddam gitti belki; ama ABD Irak'ta kalıcı. Kürtler'e ayrıcalık tanınırken Arapların ve Türkmenlerin safdışı kılınması bölgeyi ateş topuna çevirmiş durumda.
Kuzey Irak 2004'te de kafa ağrıtmaya devam edecek.
Herşeye rağmen umutlu olabilmek de en iyisi olsa gerek.
2005'e yanılarak girmeyi umuyoruz
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Cevat Kışlalı / diğer yazıları
- Suikastın geri planı / 09.05.2006
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005