Türkiye'de nitelikli eğitim alınamıyor
Eğitim alanında yaşanan sorunlara dikkati çeken Eğitim-Sen Genel Başkanı Kemal Irmak, "Birçok çocuğumuz eğitime erişemiyor ya da nitelikli eğitim alamıyor, eğitime erişemediği için okulu terk ediyor" dedi
18.09.2024 14:20:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi
Eğitim-Sen Genel Başkanı Kemal Irmak, ''2024-2025 Eğitim-Öğretim Yılı Başında Eğitim Durum Roporu''nu düzelediği basın toplantısıyla açıkladı. Toplumsal eşitsizliklerin eğitim alanındaki sorunların en başında geldiğini bu durumun çocuklar arasındaki eşitsizliği de derinleştirdiğini vurgulayan Irmak, şu görüşleri dile getirdi: ''Her geçen gün kamusal eğitimden vazgeçilmesinin sonuçları bunlar. Kamusal ve bilimsel eğitimden vazgeçilmesinin çok derin sonuçlarını yaşıyoruz. Zorunlu ve parasız diye tanımladığımız eğitim modelinde çocukların zorunlu eğitim süreci içerisindeki her türlü ihtiyacın devlet tarafından bizzat karşılanması anlamına gelir kamusal eğitim. Onların bir öğün yemek hakkının, temiz suya erişim hakkının, okula güvenli bir şekilde ulaştırılması meselesinin, okulların güvenlikli bir hale getirilmesi ve dış etkenlerden korunması meselesinin, yurt yapılmasının, barınma meselesi vesaire birçok kalemde uzatabileceğimiz kamusal eğitimden her geçen gün vazgeçilmesinin sonucunda bugün birçok çocuğunuz eğitime erişemiyor, nitelikli eğitim alamıyor ya da eğitime erişemediği için okulu terk ediyor."
"Ülkeyi maalesef her konuda olduğu gibi eğitim alanında da algıyla yönetiyorlar. Ama eğitim alanındaki yırtık o kadar büyük ki artık algı da kimseye kar etmiyor" diyen Irmak, "Çünkü her geçen gün çok ciddi sorunlar yaşanıyor. Ve bu sorunlar bizzat çocuklar ve veliler yaşıyor. MESEM ve ÇEDES projeleri geçtiğimiz günlerde çokça gündem yapıldı. MESEM yüzünden 12 çocuğumuz hayatını kaybetti. Yoksul aile çocuklarıydı bunlar. Onlarca çocuğun yaralanmasına sebep oldu. Bütün bunlar elbette ki çok trajik. Fakat daha trajik olanı devlet eliyle, devlet aklıyla bizzat bakanları ve çocukları korumakla görevli olan Millî Eğitim Bakanlığı eliyle bu çocukların korunamaması ve daha vahim olanı Bakanlık eliyle çocuk sömürüsünün, çocuk işçiliğinin meşru hale getirilmesi" dedi.
Okullardaki temizlik başta olmak üzere sorunlarını da anlatan Irmak, şöyle devam etti: "Okullardaki temizlik meselesi çok önemli bir mesele. Okullarda zaten çok uzun zamandır bizim savunduğumuz, mutlaka güvenceli, kadrolu elemanlar alınması. Ama 20 yıldır okullara maalesef yardımcı hizmetli personel alınmıyor. Sadece kısmen yurtlarda yetim olarak büyüyen çocuklardan temizlikçi unvanında kişiler alınıyor. Bunların sayısı çok az. Hepimiz öğrencilik yaptık. Nasıl bir okul atmosferi olduğunu biliriz. Çocuklar çıkar, teneffüslerde koşar, toz çıkarır bu çocuğun doğasında olan bir şeydir. Ve her teneffüsten sonra çocuklar içeri girdiğinde okula yeniden paspas atılır, tuvaletleri temizlenir. Birtakım hijyen şartları bu şekilde sağlanmaya çalışılır. Ama bugünkü uygulama ile beraber çoğu zaman okullarda bu işleri yapacak kişiler olmamış olacak. Ve bunun sonucunda çocukların ve bütün olarak ülkenin hijyen koşulları sağlanamadığı için birçok salgın hastalıkla karşı karşıya kalacağız."
Kemal Irmak, "Belki de en çok bugünlerde gündemleştirmemiz gereken meselelerden birisi yoksulluk derinleştikçe okuldaki aç kalan gün boyu aç kalan çocuk sayısı da o kadar derinleşerek artıyor. Gün boyunca sadece tuvaletten su içerek okuldan gününü geçiren, suyla karnını doyurmaya çalışan yüzde 20'lik bir kesim var. Bu bir sosyal devlette, bir kamusal eğitim verdiğini iddia eden Millî Eğitim Politikası içerisinde asla olmaması gereken bir şey" dedi.
'12 çocuk hayatını kaybetti'
"Ülkeyi maalesef her konuda olduğu gibi eğitim alanında da algıyla yönetiyorlar. Ama eğitim alanındaki yırtık o kadar büyük ki artık algı da kimseye kar etmiyor" diyen Irmak, "Çünkü her geçen gün çok ciddi sorunlar yaşanıyor. Ve bu sorunlar bizzat çocuklar ve veliler yaşıyor. MESEM ve ÇEDES projeleri geçtiğimiz günlerde çokça gündem yapıldı. MESEM yüzünden 12 çocuğumuz hayatını kaybetti. Yoksul aile çocuklarıydı bunlar. Onlarca çocuğun yaralanmasına sebep oldu. Bütün bunlar elbette ki çok trajik. Fakat daha trajik olanı devlet eliyle, devlet aklıyla bizzat bakanları ve çocukları korumakla görevli olan Millî Eğitim Bakanlığı eliyle bu çocukların korunamaması ve daha vahim olanı Bakanlık eliyle çocuk sömürüsünün, çocuk işçiliğinin meşru hale getirilmesi" dedi.
Okullarda temizlik sorunu var
Okullardaki temizlik başta olmak üzere sorunlarını da anlatan Irmak, şöyle devam etti: "Okullardaki temizlik meselesi çok önemli bir mesele. Okullarda zaten çok uzun zamandır bizim savunduğumuz, mutlaka güvenceli, kadrolu elemanlar alınması. Ama 20 yıldır okullara maalesef yardımcı hizmetli personel alınmıyor. Sadece kısmen yurtlarda yetim olarak büyüyen çocuklardan temizlikçi unvanında kişiler alınıyor. Bunların sayısı çok az. Hepimiz öğrencilik yaptık. Nasıl bir okul atmosferi olduğunu biliriz. Çocuklar çıkar, teneffüslerde koşar, toz çıkarır bu çocuğun doğasında olan bir şeydir. Ve her teneffüsten sonra çocuklar içeri girdiğinde okula yeniden paspas atılır, tuvaletleri temizlenir. Birtakım hijyen şartları bu şekilde sağlanmaya çalışılır. Ama bugünkü uygulama ile beraber çoğu zaman okullarda bu işleri yapacak kişiler olmamış olacak. Ve bunun sonucunda çocukların ve bütün olarak ülkenin hijyen koşulları sağlanamadığı için birçok salgın hastalıkla karşı karşıya kalacağız."
'Okullarda aç kalan öğrenciler var'
Kemal Irmak, "Belki de en çok bugünlerde gündemleştirmemiz gereken meselelerden birisi yoksulluk derinleştikçe okuldaki aç kalan gün boyu aç kalan çocuk sayısı da o kadar derinleşerek artıyor. Gün boyunca sadece tuvaletten su içerek okuldan gününü geçiren, suyla karnını doyurmaya çalışan yüzde 20'lik bir kesim var. Bu bir sosyal devlette, bir kamusal eğitim verdiğini iddia eden Millî Eğitim Politikası içerisinde asla olmaması gereken bir şey" dedi.