Türkiye'de madencilik kanunu ve tarihsel gelişimi
Türkiye, zengin bir maden potansiyeline sahip bir ülke. Türkiye, bu yer altı zenginliklerini değerlendirmek için, madencilik sektörünü düzenleyen yasal metinler çıkarmıştır. Düzenleyen yasal metinlerin tarihsel gelişimine bir bakalım
10.03.2024 15:15:00
Mehmet Hakan Akkuş
Mehmet Hakan Akkuş
Türkiye, zengin bir maden potansiyeline sahip bir ülkedir. Türkiye'de, enerji, sanayi, inşaat, tarım ve dekorasyon sektörlerinde kullanılan yaklaşık 60 çeşit maden bulunmaktadır. Bu madenler arasında, linyit, taşkömürü, petrol, doğalgaz, bor, altın, gümüş, bakır, demir, krom, mermer, traverten, granit, kum, çakıl, tuz, kireç taşı, alçı taşı, fosfat, sülfür, kalsit, dolomit, kalker, manganez, çinko, kurşun, uranyum, toryum gibi önemli kaynaklar yer almaktadır.
Türkiye, bu yer altı zenginliklerini değerlendirmek için, madencilik sektörünü düzenleyen yasal metinler çıkarmıştır. Türkiye'de madencilik sektörünü düzenleyen yasal metinlerin tarihsel gelişimi şöyledir:
- Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan önce, Osmanlı İmparatorluğu döneminde, madencilik sektörü '1840 tarihli Maden Nizamnamesi' ile düzenlenmiştir. Bu nizamname, madenlerin devletin mülkiyetinde olduğunu, maden arama ve işletme ruhsatlarının devlet tarafından verileceğini, ruhsat sahiplerinin devlete belli bir bedel ödeyeceğini, ruhsatların süre, alan ve maden grubu bakımından sınırlı olduğunu belirtmiştir.
- Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan sonra, madencilik sektörü '1935 tarihli Maden Kanunu' ile düzenlenmiştir. Bu kanun, madenlerin devletin hüküm ve tasarrufunda olduğunu, maden arama ve işletme ruhsatlarının devlet tarafından verileceğini, ruhsat sahiplerinin devlete belli bir bedel ödeyeceğini, ruhsatların süre, alan ve maden grubu bakımından sınırlı olduğunu belirtmiştir.
Ayrıca, bu kanun, madenlerin milli menfaatlere uygun olarak aranması, işletilmesi ve değerlendirilmesi için devletin teşvik, destek ve denetim yapacağını, maden araştırma ve teknoloji geliştirme faaliyetlerine katılacağını, maden işletmecilerinin çevre, iş sağlığı ve güvenliği, sosyal sorumluluk gibi konularda yükümlülükler taşıyacağını hüküm altına almıştır.
- 1935 tarihli Maden Kanunu, 1954 yılında '6326 sayılı Petrol Kanunu' ile değiştirilmiştir. Bu kanun, petrol ve doğalgaz gibi yer altı kaynaklarının aranması, işletilmesi ve değerlendirilmesi için özel bir düzenleme getirmiştir. Bu kanun, petrol ve doğalgazın devletin hüküm ve tasarrufunda olduğunu, petrol ve doğalgaz arama ve işletme ruhsatlarının devlet tarafından verileceğini, ruhsat sahiplerinin devlete belli bir bedel ödeyeceğini, ruhsatların süre, alan ve kaynak grubu bakımından sınırlı olduğunu belirtmiştir.
Ayrıca, bu kanun, petrol ve doğalgazın milli menfaatlere uygun olarak aranması, işletilmesi ve değerlendirilmesi için devletin teşvik, destek ve denetim yapacağını, petrol ve doğalgaz araştırma ve teknoloji geliştirme faaliyetlerine katılacağını, petrol ve doğalgaz işletmecilerinin çevre, iş sağlığı ve güvenliği, sosyal sorumluluk gibi konularda yükümlülükler taşıyacağını hüküm altına almıştır.
- 6326 sayılı Petrol Kanunu, 2013 yılında '6491 sayılı Petrol Kanunu' ile değiştirilmiştir. Bu kanun, petrol ve doğalgazın aranması, işletilmesi ve değerlendirilmesi için daha güncel ve kapsamlı bir düzenleme getirmiştir. Bu kanun, petrol ve doğalgazın devletin hüküm ve tasarrufunda olduğunu, petrol ve doğalgaz arama ve işletme ruhsatlarının devlet tarafından verileceğini, ruhsat sahiplerinin devlete belli bir bedel ödeyeceğini, ruhsatların süre, alan ve kaynak grubu bakımından sınırlı olduğunu belirtmiştir.
Ayrıca, bu kanun, petrol ve doğalgazın milli menfaatlere uygun olarak aranması, işletilmesi ve değerlendirilmesi için devletin teşvik, destek ve denetim yapacağını, petrol ve doğalgaz araştırma ve teknoloji geliştirme faaliyetlerine katılacağını, petrol ve doğalgaz işletmecilerinin çevre, iş sağlığı ve güvenliği, sosyal sorumluluk gibi konularda yükümlülükler taşıyacağını hüküm altına almıştır.
- 1935 tarihli Maden Kanunu, 1985 yılında '3213 sayılı Maden Kanunu' ile değiştirilmiştir. Bu kanun, halen yürürlükte olan ve madencilik sektörünü düzenleyen temel yasal metindir. Bu kanun, madenlerin devletin hüküm ve tasarrufunda olduğunu, maden arama ve işletme ruhsatlarının devlet tarafından verileceğini, ruhsat sahiplerinin devlete belli bir bedel ödeyeceğini, ruhsatların süre, alan ve maden grubu bakımından sınırlı olduğunu belirtmiştir.
Ayrıca, bu kanun, madenlerin milli menfaatlere uygun olarak aranması, işletilmesi ve değerlendirilmesi için devletin teşvik, destek ve denetim yapacağını, maden araştırma ve teknoloji geliştirme faaliyetlerine katılacağını, maden işletmecilerinin çevre, iş sağlığı ve güvenliği, sosyal sorumluluk gibi konularda yükümlülükler taşıyacağını hüküm altına almıştır.
Türkiye'de madencilik sektörünü düzenleyen yasal metinlerin tarihsel gelişimi, Türkiye'nin yer altı zenginliklerini değerlendirmek için izlediği politikaların ve hedeflerinin de bir yansımasıdır. Türkiye, madencilik sektörünü geliştirmek, maden kaynaklarını milli menfaatlere uygun olarak değerlendirmek, maden arama ve işletme faaliyetlerini teşvik etmek, maden araştırma ve teknoloji geliştirme projelerini desteklemek, madencilik sektörünün çevre, iş sağlığı ve güvenliği, sosyal sorumluluk gibi konularda uyumlu olmasını sağlamak gibi amaçlarla, madencilik sektörünü düzenleyen yasal metinleri zaman zaman güncellemiş ve iyileştirmiştir.
Türkiye, bu yer altı zenginliklerini değerlendirmek için, madencilik sektörünü düzenleyen yasal metinler çıkarmıştır. Türkiye'de madencilik sektörünü düzenleyen yasal metinlerin tarihsel gelişimi şöyledir:
- Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan önce, Osmanlı İmparatorluğu döneminde, madencilik sektörü '1840 tarihli Maden Nizamnamesi' ile düzenlenmiştir. Bu nizamname, madenlerin devletin mülkiyetinde olduğunu, maden arama ve işletme ruhsatlarının devlet tarafından verileceğini, ruhsat sahiplerinin devlete belli bir bedel ödeyeceğini, ruhsatların süre, alan ve maden grubu bakımından sınırlı olduğunu belirtmiştir.
- Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan sonra, madencilik sektörü '1935 tarihli Maden Kanunu' ile düzenlenmiştir. Bu kanun, madenlerin devletin hüküm ve tasarrufunda olduğunu, maden arama ve işletme ruhsatlarının devlet tarafından verileceğini, ruhsat sahiplerinin devlete belli bir bedel ödeyeceğini, ruhsatların süre, alan ve maden grubu bakımından sınırlı olduğunu belirtmiştir.
Ayrıca, bu kanun, madenlerin milli menfaatlere uygun olarak aranması, işletilmesi ve değerlendirilmesi için devletin teşvik, destek ve denetim yapacağını, maden araştırma ve teknoloji geliştirme faaliyetlerine katılacağını, maden işletmecilerinin çevre, iş sağlığı ve güvenliği, sosyal sorumluluk gibi konularda yükümlülükler taşıyacağını hüküm altına almıştır.
- 1935 tarihli Maden Kanunu, 1954 yılında '6326 sayılı Petrol Kanunu' ile değiştirilmiştir. Bu kanun, petrol ve doğalgaz gibi yer altı kaynaklarının aranması, işletilmesi ve değerlendirilmesi için özel bir düzenleme getirmiştir. Bu kanun, petrol ve doğalgazın devletin hüküm ve tasarrufunda olduğunu, petrol ve doğalgaz arama ve işletme ruhsatlarının devlet tarafından verileceğini, ruhsat sahiplerinin devlete belli bir bedel ödeyeceğini, ruhsatların süre, alan ve kaynak grubu bakımından sınırlı olduğunu belirtmiştir.
Ayrıca, bu kanun, petrol ve doğalgazın milli menfaatlere uygun olarak aranması, işletilmesi ve değerlendirilmesi için devletin teşvik, destek ve denetim yapacağını, petrol ve doğalgaz araştırma ve teknoloji geliştirme faaliyetlerine katılacağını, petrol ve doğalgaz işletmecilerinin çevre, iş sağlığı ve güvenliği, sosyal sorumluluk gibi konularda yükümlülükler taşıyacağını hüküm altına almıştır.
- 6326 sayılı Petrol Kanunu, 2013 yılında '6491 sayılı Petrol Kanunu' ile değiştirilmiştir. Bu kanun, petrol ve doğalgazın aranması, işletilmesi ve değerlendirilmesi için daha güncel ve kapsamlı bir düzenleme getirmiştir. Bu kanun, petrol ve doğalgazın devletin hüküm ve tasarrufunda olduğunu, petrol ve doğalgaz arama ve işletme ruhsatlarının devlet tarafından verileceğini, ruhsat sahiplerinin devlete belli bir bedel ödeyeceğini, ruhsatların süre, alan ve kaynak grubu bakımından sınırlı olduğunu belirtmiştir.
Ayrıca, bu kanun, petrol ve doğalgazın milli menfaatlere uygun olarak aranması, işletilmesi ve değerlendirilmesi için devletin teşvik, destek ve denetim yapacağını, petrol ve doğalgaz araştırma ve teknoloji geliştirme faaliyetlerine katılacağını, petrol ve doğalgaz işletmecilerinin çevre, iş sağlığı ve güvenliği, sosyal sorumluluk gibi konularda yükümlülükler taşıyacağını hüküm altına almıştır.
- 1935 tarihli Maden Kanunu, 1985 yılında '3213 sayılı Maden Kanunu' ile değiştirilmiştir. Bu kanun, halen yürürlükte olan ve madencilik sektörünü düzenleyen temel yasal metindir. Bu kanun, madenlerin devletin hüküm ve tasarrufunda olduğunu, maden arama ve işletme ruhsatlarının devlet tarafından verileceğini, ruhsat sahiplerinin devlete belli bir bedel ödeyeceğini, ruhsatların süre, alan ve maden grubu bakımından sınırlı olduğunu belirtmiştir.
Ayrıca, bu kanun, madenlerin milli menfaatlere uygun olarak aranması, işletilmesi ve değerlendirilmesi için devletin teşvik, destek ve denetim yapacağını, maden araştırma ve teknoloji geliştirme faaliyetlerine katılacağını, maden işletmecilerinin çevre, iş sağlığı ve güvenliği, sosyal sorumluluk gibi konularda yükümlülükler taşıyacağını hüküm altına almıştır.
Türkiye'de madencilik sektörünü düzenleyen yasal metinlerin tarihsel gelişimi, Türkiye'nin yer altı zenginliklerini değerlendirmek için izlediği politikaların ve hedeflerinin de bir yansımasıdır. Türkiye, madencilik sektörünü geliştirmek, maden kaynaklarını milli menfaatlere uygun olarak değerlendirmek, maden arama ve işletme faaliyetlerini teşvik etmek, maden araştırma ve teknoloji geliştirme projelerini desteklemek, madencilik sektörünün çevre, iş sağlığı ve güvenliği, sosyal sorumluluk gibi konularda uyumlu olmasını sağlamak gibi amaçlarla, madencilik sektörünü düzenleyen yasal metinleri zaman zaman güncellemiş ve iyileştirmiştir.