Suriye, ABD için tam bir kaya oldu. Arap baharı dediler ve İslam ülkelerini tek tek işgal ettiler. AKP hükümeti de maalesef her fırsatta ABD'ye destek verdi.Ancak Suriye'de işler değişti. Suriye'de kafalarını kayaya çarptılar.Bunun iki sebebi vardı.Rusya'nın ve Şii bloğun Suriye'nin yanında fiili olarak yer alması.İkinci sebep ise kamuoyunun ayıktırılması. Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in hamiliğinde Suriye'de suların ısındığı günlerde, Bursa'da uluslararası Ehl-i Beyt sempozyumu tertiplendi. İslam ülkelerinden Şii-Alevi ve Sünni ilim adamları katıldılar. Görüldü ki, aramızda bir fark yokmuş; üstelik Ehl-i Beyt'in ortak paydamız olduğunu cümle âlem öğrenmiş oldu. Suni ayrılıkların zaman içerisinde mum gibi eridiğini gördük.* * *Bu defa ABD'nin Ortadoğu bölgesini beklemeye aldığını görüyoruz. ABD bölgeyi yorarak zayıflatmak istiyor. Birilerinin güçlü olmasını ve söz sahibi olmasını istemiyor.İşte bu yüzden BOP kapsamında yürütülen operasyonlarda bölge için başka senaryolar hazırlıyor. İşte bugün yürürlükte olan senaryo 'KAOS senaryosu'dur. Hem suyu bulandırıyorlar hem de bulanık suda balık avlıyorlar.* * *Son günlerde Suriye bataklığına Türkiye'yi çekmek istediklerine dair provokatif eylemlerden bahsediliyordu.İşte onların işaretleri gelmeye başladı.Önce Suriye'deki Türkiye toprağı olan Süleyman Şah türbesi IŞİD tarafından işgal edilecek dendi. Türk bürokrasisi ve siyaseti askeri olarak müdahale ederiz dedi. Bu yaklaşım ne kadar samimidir.Bugüne kadar Süleyman Şah türbesinde hiçbir sorun yoktu. Bugün niçin var?Bu toprakları tehdit eden kim?Suriye devleti topraklarına hâkim iken sorun yoktu. Muhaliflerin hâkimiyetinde topraklarımız tehdit altına girdi.İşin ilginç tarafı bizi de tehdit eden güç ile Esad'ı tehdit eden güç aynı güç. O halde çözümün yolu Suriye bataklığına girmek değildir. Yapılması gereken Suriye devleti ile bürokratik ilişki kurmaktır. Suriye'de BM'nin kabul ettiği bir devlet vardır. O da Esad'ın başkanlığındaki devlettir. Ülke topraklarımızı tehdit eden PKK ile anlaşma masasına oturan Türkiye toprak bütünlüğünü korumak için canını dişine takan Suriye devletine sırt çeviriyor.Peki, Türk hükümeti ne yapıyor. Güya angajman kuralları adı altında sınır ihlali yaptığı bile şüpheli olan, Suriye uçağını düşürüyor.Acilen bu yanlışından vaz geçmelidir. Aksi halde bugün olmasa bile yarın sıcak bir çatışmanın içinde kendimizi bulabiliriz.Böyle bir savaşta karşımızda sadece Suriye devleti değil, Suriye'nin toprak bütünlüğünü kendi toprak bütünlüğü gibi gören Rusya ile karşı karşıya kalmış oluruz.* * *Peki, batı Türkiye'ye sahip çıkar mı?El cevap hayır."Aceleci eylemler iki tarafın da yararına olmayacak şekilde durumu daha da kötüleştirebilir" şeklinde açıklama yapan BM, tavşana kaç tazıya tut demeye devam etmektedir.Yapılması gereken Suriye Devleti ile bölgesel güvenliğe dönük bürokratik diyaloglara başlanmasıdır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Doç. Dr. Ahmet H. Kepekçi / diğer yazıları
- Atatürk mü? Kenan Evren mi? İşte gerçekler / 28.04.2025
- Kaybolan iğne evde aranır / 23.04.2025
- Dış politikanın kırılma noktası: Kıbrıs / 22.04.2025
- Algı yönetimi gölgesinde Suriye ve bölgesel tehditler / 20.04.2025
- Trump, Netanyahu ve Türkiye: Bölgedeki yeni denge / 15.04.2025
- Hoş Geldin Atatürk penceresinden Haydar Baş / 14.04.2025
- O’nun ışığı her geçen gün daha parlıyor / 13.04.2025
- Ekonomik buhrana karşı çözümümüz var / 09.04.2025
- Adalet mi dediniz hakkaniyet mi? / 05.04.2025
- Yunan bayramı, Türk dersi / 29.03.2025
- Kaybolan iğne evde aranır / 23.04.2025
- Dış politikanın kırılma noktası: Kıbrıs / 22.04.2025
- Algı yönetimi gölgesinde Suriye ve bölgesel tehditler / 20.04.2025
- Trump, Netanyahu ve Türkiye: Bölgedeki yeni denge / 15.04.2025
- Hoş Geldin Atatürk penceresinden Haydar Baş / 14.04.2025
- O’nun ışığı her geçen gün daha parlıyor / 13.04.2025
- Ekonomik buhrana karşı çözümümüz var / 09.04.2025
- Adalet mi dediniz hakkaniyet mi? / 05.04.2025
- Yunan bayramı, Türk dersi / 29.03.2025