Türkiye kuruluş ayarlarına dönmeli

YENİ MESAJ / İSTANBUL
28 Ekim gecesi Cem TV'de canlı olarak yayımlanan Atakan Sönmez'in hazırlayıp sunduğu 'Not Defteri' programına konuk olan Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, Atatürk, laiklik ve Cumhuriyet konusunda çarpıcı açıklamalar yaptı. BTP lideri Baş'a programda, 'Sizin için Atatürk, laiklik ve Cumhuriyet ne anlama geliyor? Parti programında bu kavramlar nerede duruyor?'  şekilde bir soru yöneltildi. Bu soruya yanıtında bir insanın inançlı olmasının Cumhuriyetçi olmasına ve laik bir devlet, demokratik bir düzen içerisinde yaşamasını engel olmayacağına vurgu yapan BTP Genel Başkanı Baş, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Aslında Türkiye'de tabiri caizse gözlerimiz kapatılmış koca bir körebe oyununun içindeyiz. Gözümüzü açıp etrafımızdaki şeylerin farkına vardırılmıyoruz. Böyle bir durumun içindeyiz. Bir insanın inançlı olması Cumhuriyetçi olmasına, laik bir devlet ve demokratik bir düzen içerisinde yaşamasına engel değildir. Nitekim Atatürk bizlerin hayal edebileceğinden çok daha inançlı bir insandı. Benim babam bin sayfalık Hoş geldin Atatürk eserinin sahibidir. Biz Atatürk'ün değerini kıymetini ve bu ülke için vazgeçilmezliğinin farkında olan insanlarız. Burada Atatürk bizlerin çok daha ötesinde bir ibadet ehli, inançlı ve hepimize din dersi verebilecek kabiliyette donanımda bir insan. Ama öyle bir körebe oyunu ile bu noktaya getirildi ki milletimiz, gözler bağlandı farklı bilgiler, safsatalar, yanlışlar anlatıldı. 'İnançlıysan Cumhuriyetçi olamazsın, inançlıysan bu vatanın içinde yaşayamazsın gibi kutuplaşmış, kökleşmiş, gereksiz bir siyasetin içine itildik."

Atatürk kırmızı çizgimizdir

Bunun küresel emperyalist güçlerin Türk milleti üzerinde bir oyunu olduğunun altını çizen BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş, konuşmasında merhum Prof. Dr. Haydar Baş'ın söylediği Atatürk'le ilgili bir sözünü paylaştı. BTP lideri Baş, "Bu noktada babamın çok önemli bir örneği vardır. Bir gün sohbetinde bize, 'Haydar Baş'ın adını bu ülkeden silerseniz bu vatan hiçbir şey kaybetmez. Ama bu ülkeden Atatürk'ün adını silersiniz bu ülke birleşebileceği bütün ortak noktaları kaybeder' demişti. Bu yüzden bizim için Atatürk asla ve kata yok sayılamayacak ve değeri hiçbir zaman azaltılamayacak bir kırmızı çizgidir. Atatürk noktasındaki duruşumuz budur" ifadelerini kullandı.

Atatürk'ün tüm ilkeleri devlet olmanın şifresidir

Bağımsız Türkiye Partisi'nin laiklik konusundaki görüşlerini de açık ve seçik ortaya koyan BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş, "Devlet laiktir, ama fertler istediği gibi inancını yaşayabilir. Atatürk'ün kurguladığı sistem de budur" dedi. BTP lideri Baş, şunları söyledi: "Devlet laiktir ve laik olmalıdır. Ancak fertlere laikliği zorlayamaz, burası çok ince bir çizgidir. Devlet laiktir diye fertleri laik olmaya zorlamak zorbalıktır ya da fertler laik değil diye devleti laik olmamaya zorlamak da bir zorbalıktır. Devlet laiktir, devlet din işlerinin tamamına eşit mesafede uzaklıktadır. Ama fertler istediği gibi inancını yaşayabilir. Burada hiçbir problem yoktur ve Atatürk'ün kurguladığı sistem de budur. Biz kendi öz değerlerimizi, kendi inanç değerlerimizi istediğimiz gibi yaşama hakkına sahibiz, devlet de bu noktada bizi korumakla, kollamakla ve yaşatmakla mükellef bir yapıdır bir birlikteliktir. Bizim Atatürk ve laiklik hususundaki bakışımız çok nettir. Babamın da kitabında yazdığı gibi; 'Atatürk vatandır, Atatürk millettir, Atatürk birleştirici harçtır.' Atatürk'ün tüm ilkeleri, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kıyamet sabahına kadar ayakta kalabilmesinin şifresidir. Bu ilkelerden biz ne kadar uzaklaştıysak bugün yaşadığımız sorunlara bu kadar yaklaşmışız demektir. O yüzden bir an önce Atatürk'ün kurduğu ülkenin fabrika ayarlarına geri dönmek durumundayız."

Atatürk'ün kurduğu ilkelerden uzaklaşıyoruz

Programdaki konuşmasında eleştirel bir siyaset yapmanın taraflısı olmadığını ifade eden BTP lideri Hüseyin Baş, "Devrimci ve anarşist bir adam değilim. Ayaklanmayı istemiyorum, farkındalığı istiyorum" dedi. BTP Genel Başkanı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Farkına varmamız gerekiyor. Yukarıda ifade ettiğim o körebe oyununda gözlerimizin bağını artık çözmemiz lazım. Atatürk'ün kurduğu ilkelerden uzaklaşıyoruz. Cumhuriyet Bayramlarını kutlarken problemler yaşıyoruz. Bugün Atatürk'ü en çok savunan, 'Atatürk'ün kurduğu partiyiz diyen' partinin il başkanları "ben Atatürk demekten imtina ediyorum, benim hoşuma gitmiyor" diyebiliyor. Oysa bizim için Atatürk net bir isimdir. Adının her bir harfinde bu ülkeyi kurtaracak, kalkındıracak bir anlamı, bir sırrı, bir kabiliyeti kapsayan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün bizlere emanet ettiği topraklarda yaşıyoruz. Biz bugün, hemen hemen her anlamda, toplumsal açıdan da ne yazık ki Atatürk'ün kurduğu ülkenin değerlerinden uzaklaşmak üzereyiz ve bir an önce bu değerlere dönmek zorundayız."