BTP Genel Başkan Yardımcısı Dr. Abdullah Terzi, Türkiye'yi borçlandırarak sömürü çarklarına sokanların medya vasıtasıyla da psikolojik propagandalarını sürdürdüklerini söyledi. Terzi, sadece medyayı değil, akademik çevreleri, sözde aydın ve düşünürleri, sivil toplum kuruluş yetkililerini konuşturarak toplumu "IMF'siz olmaz" noktasına taşıdıklarına dikkat çekti. Dr. Terzi, "En muhafazakar, en milliyetçi, en idealist kesimlerin dahi IMF'siz bir ekonomik çıkış yolu düşünemez hale gelmesi; halk kesiminde dahi IMF'ye borcu ödemeyeceği, IMF'siz de hiçbir hükümetin iş yapamayacağı kanaati oluşturulmak istenmektedir" dedi.
Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkan Yardımcısı Dr. Abdullah Terzi, Türkiye'yi borçlandırarak sömürü çarklarına sokanların medya vasıtasıyla da psikolojik propagandalarını sürdürdüklerini söyledi. Terzi, sadece medyayı değil, akademik çevreleri, sözde aydın ve düşünürleri, sivil toplum kuruluş yetkililerini konuşturarak toplumu "IMF'siz olmaz" noktasına taşıdıklarına dikkat çekti. Terzi yaptığı yazılı basın açıklamasında şunları kaydetti: "En muhafazakar, en milliyetçi, en idealist kesimlerin dahi IMF'siz bir ekonomik çıkış yolu düşünemez hale gelmesi; halk kesiminde dahi IMF'ye borcu ödemeyeceği, IMF'siz de hiçbir hükümetin iş yapamayacağı kanaati oluşturulmak istenmektedir. Yani beyinlerin ve gönüllerin mandacılığa teslim edildiği gündemden geçiyoruz. Ama gerçek öyle mi? Bugün IMF gibi kurumlardan borç para almadan ekonomilerine yön veren ülkeler var dünyada... Böyle bir mecburiyet hissetmiyorlar. Ayrıca IMF ile çalışırken bunun çıkış yolu olmadığını anlamaktan vazgeçen ülkeler var (Mesela Arjantin... gibi.) "IMF bizim ortağımız, tabi ki borç para alacağız" diye başka çaresi olmadığını zanneden Türkiye gibi ülkeler var...Bir aile düşünün. Beklenmedik bir kaza ile borç yükü altına girdi. Ne yapar? Eğer aile reisi, çalışacakları tezgah - işyeri yoksa, babadan kalma veya kendilerine ait sermayeleri yoksa, o zaman bu ailenin işi zordur, başkalarına kesin muhtaçtır. Ama çalışmaya sıhhati olan, kız - erkek çocukları olan, babadan kalma ve kazanılmaz sermayesi olan, çalışacak tarlası veya tezgahı varsa, yapılacak şey, daha çok çalışıp üretmek, masrafları kısmak borcu takside bağlayıp ödemektir.Türkiye'deki insanlar hasta ve hastalıklı değil... 20 milyon genç çalışacak nüfus var. Çalışacak olan tarımdan, sanayiye, hayvancılıktan, ormancılığa, balıkçılıktan maden işletmeciliğine kadar bir sürü alan var. Allah'ın bize lütfettiği zenginlik 3 katrilyon dolar civarında... Sadece mermer yataklarımızı işlesek, mermeri hızarla kesip cilalasak, 10 trilyon dolar gelir elde edebileceğiz. Bu kaynaklar Türkiye'yi değil, dünyaya bakar.Ama eksik olan ne var? Bir, mandacı zihniyete sahip kafalarla ve "biz yapamayız, edemeyiz" mantığıyla idareyi sürdürenler var. İki, IMF modellerine alternatif proje ve planları yok...Çare var. Plan ve proje var. Yapabilecek irade ve yürek de var. Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet Projesi ile Prof. Dr. Haydar Baş beye bir dönem iktidar imkanı vererek milletimiz, IMF'den nasıl kurtulacağımızı görecek, borçlar kısa sürede ödenecek ve tefeciye giden para milletin cebine kalacaktır."
Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkan Yardımcısı Dr. Abdullah Terzi, Türkiye'yi borçlandırarak sömürü çarklarına sokanların medya vasıtasıyla da psikolojik propagandalarını sürdürdüklerini söyledi. Terzi, sadece medyayı değil, akademik çevreleri, sözde aydın ve düşünürleri, sivil toplum kuruluş yetkililerini konuşturarak toplumu "IMF'siz olmaz" noktasına taşıdıklarına dikkat çekti. Terzi yaptığı yazılı basın açıklamasında şunları kaydetti: "En muhafazakar, en milliyetçi, en idealist kesimlerin dahi IMF'siz bir ekonomik çıkış yolu düşünemez hale gelmesi; halk kesiminde dahi IMF'ye borcu ödemeyeceği, IMF'siz de hiçbir hükümetin iş yapamayacağı kanaati oluşturulmak istenmektedir. Yani beyinlerin ve gönüllerin mandacılığa teslim edildiği gündemden geçiyoruz. Ama gerçek öyle mi? Bugün IMF gibi kurumlardan borç para almadan ekonomilerine yön veren ülkeler var dünyada... Böyle bir mecburiyet hissetmiyorlar. Ayrıca IMF ile çalışırken bunun çıkış yolu olmadığını anlamaktan vazgeçen ülkeler var (Mesela Arjantin... gibi.) "IMF bizim ortağımız, tabi ki borç para alacağız" diye başka çaresi olmadığını zanneden Türkiye gibi ülkeler var...Bir aile düşünün. Beklenmedik bir kaza ile borç yükü altına girdi. Ne yapar? Eğer aile reisi, çalışacakları tezgah - işyeri yoksa, babadan kalma veya kendilerine ait sermayeleri yoksa, o zaman bu ailenin işi zordur, başkalarına kesin muhtaçtır. Ama çalışmaya sıhhati olan, kız - erkek çocukları olan, babadan kalma ve kazanılmaz sermayesi olan, çalışacak tarlası veya tezgahı varsa, yapılacak şey, daha çok çalışıp üretmek, masrafları kısmak borcu takside bağlayıp ödemektir.Türkiye'deki insanlar hasta ve hastalıklı değil... 20 milyon genç çalışacak nüfus var. Çalışacak olan tarımdan, sanayiye, hayvancılıktan, ormancılığa, balıkçılıktan maden işletmeciliğine kadar bir sürü alan var. Allah'ın bize lütfettiği zenginlik 3 katrilyon dolar civarında... Sadece mermer yataklarımızı işlesek, mermeri hızarla kesip cilalasak, 10 trilyon dolar gelir elde edebileceğiz. Bu kaynaklar Türkiye'yi değil, dünyaya bakar.Ama eksik olan ne var? Bir, mandacı zihniyete sahip kafalarla ve "biz yapamayız, edemeyiz" mantığıyla idareyi sürdürenler var. İki, IMF modellerine alternatif proje ve planları yok...Çare var. Plan ve proje var. Yapabilecek irade ve yürek de var. Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet Projesi ile Prof. Dr. Haydar Baş beye bir dönem iktidar imkanı vererek milletimiz, IMF'den nasıl kurtulacağımızı görecek, borçlar kısa sürede ödenecek ve tefeciye giden para milletin cebine kalacaktır."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.