Yeni Mesaj Gazetesinin Ankara Temsilciliği tarafından düzenlenen "Milli Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler ve Misyonerlik" paneli Başkentlilerden büyük ilgil gördü. Panelde yapılan konuşmalarda, "dinlerarası diyalog" ve "misyonerlik" faaliyetlerinin Türkiye ve Türk halkı için ne denli tehlikeli olduğunun altı çizildi
Yeni Mesaj Gazetesi Ankara Temsilciliği'nce düzenlenen "Milli Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler ve Misyonerlik" paneli büyük ilgi gördü. Başkent'te Ulus Yüzüncüyıl Kültür Merkezi Konferans salonunda gerçekleştirilen panelde yapılan konuşmalarda, Türkiye'nin karşılaştığı tehlikeler "belgeler" eşliğinde gözler önüne serildi ve "dinlerarası diyalog ve hoşgörü" kavramlarının Türk milletinin "ruhlarını çalmak yani Hıristiyanlaştırmak" için Papalığın sistemleştirerek uygulamaya geçirdiği bir yöntem olduğu vurgulandı.
Yeni Mesaj Gazetesi Ankara Temsilcisi Harun Göksel, Yeni Mesaj Gazetesinin misyonunu anlattığı konuşmasında, hiçbir grup, kişi ya da kurumla herhangi bir problemlerinin olmadığına işaret ederek, şunları söyledi: "Biz BTP Lideri Prof.Dr. Haydar Baş'ın formülleştirdiği 'Dini bütünlüğümüz milli bütünlüğümüzün, milli bütünlüğümüz de dini bütünlüğümüzün teminatıdır' mesajı doğrultusunda hareket ediyor, milletimize yönelik her türlü tehlike karşısında bütün kadrolarımızla Kuvay-ı Milliye ruhunu yeniden harekete geçirmeye çalışıyoruz. Bu millet Lazıyla, Kürtüyle, Türküyle, Çerkeziyle bir ve beraberdir. Adetleri, gelenekleri, inancı birdir. Bütün planlar, oyunlar bu birliği bozmaya yöneliktir. Ancak biz buna müsaade etmeyeceğiz" dedi.
Papalığın hedefi Asya'yı Hıristiyanlaştırmak
Yeni Mesaj Gazetesi yazarı Müslim Karabacak da; Papa'nın 2000 yılında yaptığı açıklamaya dikkat çekti. Karabacak şunları söyledi: "Papa 2.Paul, 'Birinci binyılda Avrupa'yı, ikinci bin yılda Amerika ve Afrika'yı Hıristiyanlaştırdık, üçüncü bin yılda da Asya'yı yani Türkiye'yi Hıristiyanlaştırmalıyız. Vatikan'ın dinlerarası diyalog tarifi ise şöyledir: İsa'ya tanrı olarak iman, İncil'i yaymak ve Hıristiyan yapmaktır. Halkının yüzde 99'u Müslüman olan bu ülkede 3-4 yıl içinde 5 milyon adet İncil dağıtılmıştır. Diyalog ve hoşgörü adı altında her geçen milletimizin imanına yönelik faaliyetler artarak devam etmektedir."
Avrupa'daki Müslümanlar tehlike altında
Dr. Abdullah Terzi'de Avrupa'da yaşayan müslümanların içinde bulunduğu tehlikelere yer verdiği konuşmasında, Avrupa'da yaşayan insanımızın büyük bir tehdit altında olduğunu ve her geçen gün iman zaafiyetlerinin biraz daha arttığını belirtti. Terzi, özellikle Avrupa'da minareli camilerde dinlerarası diyalog faaliyetlerinin had safhaya geldiğini, cemaate papazların bile vaaz verdiğini, Müslüman olmak ya da Hıristiyan olmak arasında bir fark olmadığı kanısının oradaki Türkler arasında hızla yayıldığını vurguladı. Abdullah Terzi şöyle devam etti: "Biz asil bir milletiz. Açlığa tahammül ederiz, susuzluğa tahammül ederiz, evsizliğe tahammül ederiz ama asla imansızlığa tahammül edemeyiz."
Faaliyetlerini
sinsice yapıyorlar
Konuşmasını slayt gösterisi eşliğinde yapan Araştırmacı-Yazar Ali Rıza Bayzan da, geçmişten günümüze Türkiye'deki misyoner örgütler, çalışmaları ve yaptıkları faaliyetleri belgeleriyle izleyenlere sundu. Bayzan, Türkiye'de faaliyet gösteren misyonerlerin çok sistemli olarak hareket ettiklerini ve merkezi bir emir-komuta zincirine tabi olduklarını söyledi. ABD Başkanı Bush'un dinsel öğütçüsü olan Frank'ın Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) hakkında "deccal, şeytanın çocuğu" ve daha birçok ağır ithamlarda bulunduğunu, ABD'nin uyguladığı bütün politikalarda da bu insanların tamamen söz sahibi olduğunu vurguladı. Misyonerliğin bugün ortaya çıkmış bir kavram olmadığını, misyonerliğin mimarının Pavlus olduğunu, Pavlus'un uyguladığı yöntemin Hıristiyanlar arasında da tartışmalara yol açtığını söyleyen Ali Rıza Bayzan; Pavlus "Yahudi'ye Yahudi gibi, putpereste putperest gibi davrandığını, yılan gibi akıllı, güvercin gibi hassas" olması gerektiğini söylüyor. Yani iki yüzlülük, müslümana geldiğinde de bu insanlar, Pavlus'un öğretisi doğrultusunda müslüman gibi görünüyorlar ve bizi en hassas noktadan yakalıyorlar" dedi.
Misyonerlerin hedefi ile AB'nin hedefi çakışıyor
Yeni Mesaj Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Emin Koç da, dinlerarası diyalog faaliyetinin Türkiye'de misyonerliğin bizzat kendisi olduğunu ifade ettiği konuşmasında şunları söyledi: "Kuzey Irak'ta kırmızı çizgilerimizi kaldırdılar, askerimizin başına çuval geçirdiler. Bütün bunların hepsinin altında dinlerarası diyalog var. Avrupa Birliği'nin Türkiye'nin eline tutuşturduğu harita ile misyonerlerin haritası aynıdır. Vatanı olmayanın dini olmaz, namusu da olmaz, bayrağı da olmaz. Dinlerarası diyalog faaliyetleri, bu ülkenin bölünmesi faaliyetidir, vatana ve bayrağa ihanettir. Aynı zamanda ahireti de kaybetmektir."
Mahi EKİCİ/Yeni Mesaj
Yeni Mesaj Gazetesi Ankara Temsilciliği'nce düzenlenen "Milli Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler ve Misyonerlik" paneli büyük ilgi gördü. Başkent'te Ulus Yüzüncüyıl Kültür Merkezi Konferans salonunda gerçekleştirilen panelde yapılan konuşmalarda, Türkiye'nin karşılaştığı tehlikeler "belgeler" eşliğinde gözler önüne serildi ve "dinlerarası diyalog ve hoşgörü" kavramlarının Türk milletinin "ruhlarını çalmak yani Hıristiyanlaştırmak" için Papalığın sistemleştirerek uygulamaya geçirdiği bir yöntem olduğu vurgulandı.
Yeni Mesaj Gazetesi Ankara Temsilcisi Harun Göksel, Yeni Mesaj Gazetesinin misyonunu anlattığı konuşmasında, hiçbir grup, kişi ya da kurumla herhangi bir problemlerinin olmadığına işaret ederek, şunları söyledi: "Biz BTP Lideri Prof.Dr. Haydar Baş'ın formülleştirdiği 'Dini bütünlüğümüz milli bütünlüğümüzün, milli bütünlüğümüz de dini bütünlüğümüzün teminatıdır' mesajı doğrultusunda hareket ediyor, milletimize yönelik her türlü tehlike karşısında bütün kadrolarımızla Kuvay-ı Milliye ruhunu yeniden harekete geçirmeye çalışıyoruz. Bu millet Lazıyla, Kürtüyle, Türküyle, Çerkeziyle bir ve beraberdir. Adetleri, gelenekleri, inancı birdir. Bütün planlar, oyunlar bu birliği bozmaya yöneliktir. Ancak biz buna müsaade etmeyeceğiz" dedi.
Papalığın hedefi Asya'yı Hıristiyanlaştırmak
Yeni Mesaj Gazetesi yazarı Müslim Karabacak da; Papa'nın 2000 yılında yaptığı açıklamaya dikkat çekti. Karabacak şunları söyledi: "Papa 2.Paul, 'Birinci binyılda Avrupa'yı, ikinci bin yılda Amerika ve Afrika'yı Hıristiyanlaştırdık, üçüncü bin yılda da Asya'yı yani Türkiye'yi Hıristiyanlaştırmalıyız. Vatikan'ın dinlerarası diyalog tarifi ise şöyledir: İsa'ya tanrı olarak iman, İncil'i yaymak ve Hıristiyan yapmaktır. Halkının yüzde 99'u Müslüman olan bu ülkede 3-4 yıl içinde 5 milyon adet İncil dağıtılmıştır. Diyalog ve hoşgörü adı altında her geçen milletimizin imanına yönelik faaliyetler artarak devam etmektedir."
Avrupa'daki Müslümanlar tehlike altında
Dr. Abdullah Terzi'de Avrupa'da yaşayan müslümanların içinde bulunduğu tehlikelere yer verdiği konuşmasında, Avrupa'da yaşayan insanımızın büyük bir tehdit altında olduğunu ve her geçen gün iman zaafiyetlerinin biraz daha arttığını belirtti. Terzi, özellikle Avrupa'da minareli camilerde dinlerarası diyalog faaliyetlerinin had safhaya geldiğini, cemaate papazların bile vaaz verdiğini, Müslüman olmak ya da Hıristiyan olmak arasında bir fark olmadığı kanısının oradaki Türkler arasında hızla yayıldığını vurguladı. Abdullah Terzi şöyle devam etti: "Biz asil bir milletiz. Açlığa tahammül ederiz, susuzluğa tahammül ederiz, evsizliğe tahammül ederiz ama asla imansızlığa tahammül edemeyiz."
Faaliyetlerini
sinsice yapıyorlar
Konuşmasını slayt gösterisi eşliğinde yapan Araştırmacı-Yazar Ali Rıza Bayzan da, geçmişten günümüze Türkiye'deki misyoner örgütler, çalışmaları ve yaptıkları faaliyetleri belgeleriyle izleyenlere sundu. Bayzan, Türkiye'de faaliyet gösteren misyonerlerin çok sistemli olarak hareket ettiklerini ve merkezi bir emir-komuta zincirine tabi olduklarını söyledi. ABD Başkanı Bush'un dinsel öğütçüsü olan Frank'ın Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) hakkında "deccal, şeytanın çocuğu" ve daha birçok ağır ithamlarda bulunduğunu, ABD'nin uyguladığı bütün politikalarda da bu insanların tamamen söz sahibi olduğunu vurguladı. Misyonerliğin bugün ortaya çıkmış bir kavram olmadığını, misyonerliğin mimarının Pavlus olduğunu, Pavlus'un uyguladığı yöntemin Hıristiyanlar arasında da tartışmalara yol açtığını söyleyen Ali Rıza Bayzan; Pavlus "Yahudi'ye Yahudi gibi, putpereste putperest gibi davrandığını, yılan gibi akıllı, güvercin gibi hassas" olması gerektiğini söylüyor. Yani iki yüzlülük, müslümana geldiğinde de bu insanlar, Pavlus'un öğretisi doğrultusunda müslüman gibi görünüyorlar ve bizi en hassas noktadan yakalıyorlar" dedi.
Misyonerlerin hedefi ile AB'nin hedefi çakışıyor
Yeni Mesaj Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Emin Koç da, dinlerarası diyalog faaliyetinin Türkiye'de misyonerliğin bizzat kendisi olduğunu ifade ettiği konuşmasında şunları söyledi: "Kuzey Irak'ta kırmızı çizgilerimizi kaldırdılar, askerimizin başına çuval geçirdiler. Bütün bunların hepsinin altında dinlerarası diyalog var. Avrupa Birliği'nin Türkiye'nin eline tutuşturduğu harita ile misyonerlerin haritası aynıdır. Vatanı olmayanın dini olmaz, namusu da olmaz, bayrağı da olmaz. Dinlerarası diyalog faaliyetleri, bu ülkenin bölünmesi faaliyetidir, vatana ve bayrağa ihanettir. Aynı zamanda ahireti de kaybetmektir."
Mahi EKİCİ/Yeni Mesaj