Türkiye ne yapacak? diye merakla bekliyorduk.Geri adım atmamak için direnecek mi? Yoksa ABD'nin isteğine boyun mu eğecekti?Gerçi AKP hükümetini az çok tanıyan bir kişi olarak ne yapacaklarını tahmin etmek zor değildi benim için, ama bekleyip adım atılmasını görmek gerekliydi. AKP hükümetinin çark ederken nasıl bir manevrayla bunu yapacağını ise gerçekten merak ediyordum.Çok fazla merakta bırakmadı bizi AKP hükümeti ve New York'tan en yetkili ağızlardan bu konuda açıklamalar geldi. Dışişleri Bakanı ve Baş müzakereci Ali Babacan, New York'ta düzenlediği basın toplantısında İran'la yapılan doğalgaz anlaşmasından çark etme sinyalleri verdi. Babacan'ın dilinden dökülen cümleler şöyle; "Bizim İran'la yapmış olduğumuz mutabakat metni, bu konuda neler yapılabilir bunu araştırmanın bir adımı. Yoksa bu enerji anlaşması diye çok yazıldı, çizildi ama bu sadece neler yapılabilir araştırması ile ilgili bir mutabakat zaptından ibaret. İran ile ilgili daha önce alınmış kararlar, İran'ın nükleer programına bakışımız yaklaşımımız da son derece açık. Bunu da daha önce hem ikili görüşmelerde hem farklı ortamlarda defalarca anlatıyoruz."Neymiş efendim?İran'la Türkiye arasında yapılan şey bir anlaşma değilmiş, mutabakat metni imiş. Hâlbuki mutabakat ile anlaşma aynı anlama geliyor.Oysa 20 Eylül'de ABD'ye hareketinden önce basına konuşan Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin İran ile varılan doğalgaz mutabakatını iptal etmeyeceğini açıklamıştı.Türkiye, İran'la bu anlaşmayı sonuna kadar götürebilseydi çok vahim gelişmelerin önüne geçmiş olacaktı. Fakat geri adım atmaya hazırlanan Türkiye bu şekilde İran'la arasına büyük bir gerilim sokmuş oldu.Sayın Babacan'ın hafife aldığı, küçümsediği anlaşma keşke hiç yapılmasaydı. O zaman İran'la önce anlaşıp sonra Amerikan baskısıyla bundan vazgeçip küçük düşen bir Türkiye değil, hiç anlaşmış bir Türkiye olurduk.Mademki, Amerikan tarafının hassasiyetleri bir emir gibi, bir talimat gibi addediliyor AKP hükümeti tarafından o zaman sık sık danışma amaçlı görüştüklerini bildiğimiz ABD yönetimine bir telefon açıp, "Sayın Başkan, izin verirseniz İran'la bir doğalgaz anlaşması yapmak istiyoruz" diye bir müsaade alınabilirdi. Bundan da haberimiz olmazsa -milletten gizlenen çok şey olduğu düşünülürse- hükümeti çin sorun da olmazdı. Bir önemli gerçek var! Bu gerçek, ABD'nin Türkiye'deki bütün gelişmelerini yakından izlediği ve Türkiye, İran'la doğalgaz anlaşması yapma niyetine girdiğinde hemen ABD'nin bundan haberdar olduğu gerçeğidir. Bu gerçek bizi ABD'nin iptal ettireceği bu anlaşmayı yapması için Türkiye'ye göz yumduğu noktasına getirmektedir.ABD bunu neden yapsın?Bunun başka sebepleri de olabilir ama bence en önemli sebebi Türkiye üzerinden dünyaya bir İran mesajı verebilmektir. Eğer Türkiye bu anlaşmayı yapmasaydı başka bir ülkeyle benzer bir anlaşma yapabilirdi İran, o zaman Türkiye'yi geri adım attırdığı gibi o ülkeyi geri adım attıramayabilirdi ABD. Dolayısıyla ABD, "kontrol edebildiği bir güç olan Türkiye bu anlaşmayı yapsın, bir süre sonra bu anlaşmayı yırtıp attırırız ve bu adımla beraber de hem Rusya'ya hem Çin'e hem İran'a hem de İran'la herhangi bir şekilde ticari bir ilişki kurmayı aklının uzundan geçirenler varsa onlara etkili bir mesaj Türkiye üzerinden vermiş oluruz" diye düşünmüş olmalı.Biraz daha ötesini irdelersek, Türkiye'nin İran'la doğalgaz anlaşması yapmasını istemeyen ABD'den başka ülkeler de var. Bu ülkelerin başını Rusya çekiyor. Rusya, Türkiye ile İran'ın enerji konusunda yakınlaşmasını istemiyor. Çünkü kendisine neredeyse tamamen bağımlı olan Türkiye pazarını İran'a kaptırmak istemiyor. Bundan dolayıdır ki, İran'la bu anlaşmanın iptal edilecek olması ABD'nin olduğu kadar Rusya'nın da işine geliyor. ABD ve Rusya'nın bu konuda çıkarlarının aynı olması ne kadar ilginç değil mi?Bütün bunlar Türkiye'nin ne kadar aciz bir şekilde yönetildiği göstermektedir. İmzaladığınız bir anlaşmanın gereğini yerine getirebilecek kadar bile iradesi olmayan, Atlantik ötesinden talimatlarla yönlendirilen siyasiler tarafından yönetiliyoruz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024
- Lübnan iç savaşa doğru itiliyor / 12.10.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024
- Lübnan iç savaşa doğru itiliyor / 12.10.2024