Türkiye dışarıdan yıkılamayan iki devletten biri
Emekli Büyükelçi Uluç Özülker, Türkiye'nin İngiltere ile birlikte dünya üzerinde dışarıdan yıkılamayan iki devletten biri olduğuna işaret ederek, "Diğer bir ifadeyle isim değiştirerek kendi içimizden yıkılmışızdır. Özellikle Osmanlı İmparatorluğu’nu 1. Dünya Savaşı’nın sonuna kadar götürebilen ve Türkiye Cumhuriyeti’ne taşıyan şey diplomasidir" dedi
07.04.2019 00:00:00





SELİM AYANOĞLU / İSTANBUL
Emekli Büyükelçi Uluç Özülker, Yunus Emre Enstitüsü tarafından hayata geçirilen Kültürel Diplomasi Akademisi'nde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin bulunduğu coğrafya sebebiyle son 200 yıldır çok badireler atlatmış bir devlet olduğuna işaret ederek, "Bu güçlüklerin bize kazandırdığı tecrübeler neticesinde neyin nasıl çözümlenebileceğine yönelik önemli bilgi birikimiz var.
Tarihin her döneminde devletçi bir toplum olduğumuz görülür. Yönetmeyi biliriz ve organizasyon becerimiz yüksektir. Hatta İngiltere ile birlikte dünya üzerinde dışarıdan yıkılamamış iki devletten birisisiyiz. Diğer bir ifade ile isim değiştirerek kendi içimizden yıkılmışızdır. Özellikle Osmanlı İmparatorluğu'nu 1. Dünya Savaşı'nın sonuna kadar götürebilen ve Türkiye Cumhuriyeti'ne taşıyan şey diplomasidir" şeklinde konuştu.
Tarihin her döneminde devletçi bir toplum olduğumuz görülür. Yönetmeyi biliriz ve organizasyon becerimiz yüksektir. Hatta İngiltere ile birlikte dünya üzerinde dışarıdan yıkılamamış iki devletten birisisiyiz. Diğer bir ifade ile isim değiştirerek kendi içimizden yıkılmışızdır. Özellikle Osmanlı İmparatorluğu'nu 1. Dünya Savaşı'nın sonuna kadar götürebilen ve Türkiye Cumhuriyeti'ne taşıyan şey diplomasidir" şeklinde konuştu.
Karşılaştığımız üç sorun
Anadolu'nun sahibi bir millet olarak 3 büyük sorunla karşı karşıya kaldığımıza işaret eden Özülker, sözlerini şöyle sürdürdü: "İlk olarak Doğu-Batı ekseninde geçiş yolu üzerindeyiz. Bu nedenle sürekli rahatsız edilmişizdir. İkinci olarak jeopolitik ve jeostratejik olarak doğal kaynakları da düşündüğümüzde dünyanın merkezinde bulunmaktayız.
Üçüncü olarak da Osmanlı'dan sonra etnik olarak hangi noktadayız değerlendirmek zorunda kalmış olmamız. Mustafa Kemal Atatürk bu durumu çözmek adına birlik ve beraberlik ruhunu ayakta tutacak bir Türk kavramı geliştirmiştir. 26 yılı yurtdışında geçmiş birisi olarak söylüyorum. Bizim kendimizi değerlendirmemizle başkalarının bizi nasıl gördüğü örtüşmüyor.
Biz kendimizi biraz küçümsüyoruz. Oysa dışarıdan çok büyük ve güçlü bir ülke olarak değerlendiriliyoruz. Örneğin Avrupa Birliği ile ilgili bir sohbetimizde Fransa Eski Cumhurbaşkanı Jacques Chirac, 'O kadar büyüksünüz ki, (AB'ye) geldiğinizde biz de ne olacağımızı bilemeyeceğiz' demişti. Daha da güçlenmemiz demek Avrupa Birliği içinde bir Almanya veya Fransa olmamız anlamına geliyor. Bunlar başlarına dert olabilir diye düşünüyorlar."
Üçüncü olarak da Osmanlı'dan sonra etnik olarak hangi noktadayız değerlendirmek zorunda kalmış olmamız. Mustafa Kemal Atatürk bu durumu çözmek adına birlik ve beraberlik ruhunu ayakta tutacak bir Türk kavramı geliştirmiştir. 26 yılı yurtdışında geçmiş birisi olarak söylüyorum. Bizim kendimizi değerlendirmemizle başkalarının bizi nasıl gördüğü örtüşmüyor.
Biz kendimizi biraz küçümsüyoruz. Oysa dışarıdan çok büyük ve güçlü bir ülke olarak değerlendiriliyoruz. Örneğin Avrupa Birliği ile ilgili bir sohbetimizde Fransa Eski Cumhurbaşkanı Jacques Chirac, 'O kadar büyüksünüz ki, (AB'ye) geldiğinizde biz de ne olacağımızı bilemeyeceğiz' demişti. Daha da güçlenmemiz demek Avrupa Birliği içinde bir Almanya veya Fransa olmamız anlamına geliyor. Bunlar başlarına dert olabilir diye düşünüyorlar."
Almanya'da Türkçe soyadlı insanlar var
Tarihçi İlber Ortaylı da konuşmasında "Gittiğiniz ülkelerde Türkçe öğrenmek isteyenlerin çok olduğunu göreceksiniz. Bazı ülkelerde inanılmaz bir ilgi var. Tanıtırsan, ilgi duyan da olur. Türkçemiz çok geniş bir alana yayılmıştır.
Çin'in ortalarından Tuna nehrine kadar uzanıyor ve burada konuşulan bir Türkçe var. Coğrafi keşifler öncesindeki dünyanın neresine giderseniz gidin Türk eserlerinin bulunmadığı bir yer yoktur. Yazmalarımız, eserlerimiz ya da en olmadı bağlantımız vardır. En olmadık yerde Türkçe soyadlı birileri vardır. Almanya veya Viyana'da telefon rehberine baktığınızda Türkçe soyadına sahip bir Alman ya da Avusturyalı ile karşılaşabilirsiniz. Viyana kuşatmasından sonra kalan yeniçerilerin soyu olduklarını söylerler.
Hatta bunlar içinde aristokrat olanlar bile var. Dolayısı bu kadar geniş bir coğrafyaya yayılan geçmişimiz ile büyük bir mirasın üzerinde bulunuyoruz. Türkiye yurtdışında gizli amaçları olan bir ülke değil. Gayemiz kendimizi, kültürümüzü ve dilimizi tanıtmak. Bir kültür misyoneri olarak bu çerçevede önemli görevleriniz olacak" dedi.
Çin'in ortalarından Tuna nehrine kadar uzanıyor ve burada konuşulan bir Türkçe var. Coğrafi keşifler öncesindeki dünyanın neresine giderseniz gidin Türk eserlerinin bulunmadığı bir yer yoktur. Yazmalarımız, eserlerimiz ya da en olmadı bağlantımız vardır. En olmadık yerde Türkçe soyadlı birileri vardır. Almanya veya Viyana'da telefon rehberine baktığınızda Türkçe soyadına sahip bir Alman ya da Avusturyalı ile karşılaşabilirsiniz. Viyana kuşatmasından sonra kalan yeniçerilerin soyu olduklarını söylerler.
Hatta bunlar içinde aristokrat olanlar bile var. Dolayısı bu kadar geniş bir coğrafyaya yayılan geçmişimiz ile büyük bir mirasın üzerinde bulunuyoruz. Türkiye yurtdışında gizli amaçları olan bir ülke değil. Gayemiz kendimizi, kültürümüzü ve dilimizi tanıtmak. Bir kültür misyoneri olarak bu çerçevede önemli görevleriniz olacak" dedi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.