Türk-Yunan dostluğu mu? Dünyada gerçekleşebilecek en zor şey herhalde bu olsa gerek! Dünyada buna benzer örnekler de yok değil... Japonlarla Koreliler arasında da tarihten gelen "acı deneyimler" var. Taylandlılarla Burmalılar (Myanmarlılar) arasında da benzer durum sözkonusu... Başka örnekler de verilebilir. Ama hiçbiri Türklerle Yunanlılar arasındaki 'uyuşmazlığın' seviyesine ulaşamaz...
Türklerle Yunanlılar arasında "kan uyuşmazlığı" olduğu, 17 Ağustos 1999'daki Marmara ve Eylül 1999'daki Atina depremlerinden sonra yapılan şiddetli medyatik propagandaya rağmen, Perşembe günü oynanan Fenerbahçe-Panathinaikos maçında bir kez daha ortaya çıktı. Hatırlandığı gibi o günlerde, bir kesim Yunan ve Türk basını, Yunanca ve Türkçe manşetler atmışlardı. Dönemin dışişleri bakanları İsmail Cem ve Yorgo Papandreu'nun sirtaki oynamaları ve kadeh tokuşturmaları işe yaradı mı? Hayır... Bunun işe yaramadığını Kadıköy'de Şükrü Saraçoğlu Stadı'nda gördük. Yunan fanatikler Kıbrıs'ı Yunan adası olarak gösteren bayrak açtı. Türkler de gecikmeden buna karşılık verdiler. Fenerbahçeli taraftarlar, İstanbul'un fethi afişiyle Yunanlılara tarihi bir darbe daha vurdular! Bu afiş gerçekten de Yunanlıları çıldırttı...
Aslında ilk girişimi Türk tarafı başlatmalıydı. Neden mi? Sizi 6 yıl öncesine götüreceğim. Aralık 1996'da Atatürk'ün doğduğu Selanik kentinde Aris Selanik ile Beşiktaş arasında "basket maçı" oynanıyor. Maç her haliyle gergin başlıyor. Devre arasında soyunma odalarından sahaya çıkan Türk basketbolcular, "şok bir pankartla" karşılaşıyorlar. Pankartta yazan İngilizce cümle aynen şöyle: Konstantinopoles (İstanbul) is the capital of Greece. Türkçesi: İstanbul, Yunanistan'ın başkentidir! Beşiktaşlı basketbolcular sahaya çıkmıyor. Pankart indiriliyor ve maç yeniden başlıyor...
Yunanlıların üç travması
Yunanlıların Türkiye ve Türklerle ilişkilerine damgasını vuran 3 önemli travmaları var... 3 defa fena sarsmışız onları. Bunu unutamıyorlar. Ve her ortamda bunu dışarıya vurmak için çaba sarfediyorlar:
1) İstanbul'un 1453 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedilerek, Osmanlı Devleti'nin başkenti ilan edilmesi. Ortodoks Hıristiyanların sembolü Aya Sofya'nın camiye dönüştürülmesi. Fetih, Yunanistan'da düşkün ve üzüntülü bir kadının sembolüyle hatırlanagelmiştir. Yunan sanatçılar, 550 yıldır şarkılar ve öykülerle bu temayı işlemiştir.
2) Atatürk'ün önderliğindeki Kuvayı Milliye ordusunun 1922'de Anadolu'yu işgal eden Yunan kuvvetlerini İzmir'de denize dökmesi. Yunanlılar bu yenilgiyi Küçük Asya Faciası olarak adlandırırlar. Ayrıca, Yunanlılar hiç bir zaman Anadolu'nun Türkler tarafından ele geçirilmesini hazmedememişlerdir. Örneğin bundan 20 yıl önce, Kanada'nın Montreal kentinde 'yerel bir üniversite'de şöyle bir ders açılmıştı... Türkiye: İki Bin Yıl Boyunca Sanat ve Tarih... Yunanistan'ın Montreal Konsolosluğu, Türklerin bölgeye daha geç tarihte yerleştiğini savunarak, derse itiraz etmişti ancak sonuç alamamıştı. Yunanlıların zaten 15 Mayıs 1919'da büyük güçlerin desteğinde İzmir'i işgale girişmelerinin bir nedeni de, Anadolu'daki eski Yunan uygarlıklarına ait toprakları ele geçirmekti!
3) Türk Silahlı Kuvvetleri'nin 20 Temmuz 1974'de Kıbrıs'a müdahale ederek, Ada'yı ikiye bölmesi... Panathinaikos'lu genç taraftarların "Kıbrıs'ı tümüyle Yunan Adası" göstermeleri bu travmadan kaynaklanıyor.
İşte Yunanlılar biz Türkler açısından "tarihi dönüm noktaları" olan bu üç gelişmeyi "facia" olarak nitelerler. Bu tarihi gelişmeler Yunanlıların "MEGALİ İDEA-BÜYÜK ÜLKÜ"lerine büyük darbe vurmuştur. Megali İdea nedir? Yunanlıların Balkanlar, Anadolu, Ege ve Akdeniz'deki kendilerine ait olarak düşündükleri bölgeleri ele geçirmek için güttükleri ülkünün adıdır.
Anadolu'yu versen,
Orta Asya'yı isterler
Yunanlıların düşleri sadece Megali İdea ile mi sınırlı? Hayır. 1996 yılında Milli Savunma Bakanlığı görevini yürüten Oltan Sungurlu'nun aynı yıl verdiği bir demeci hatırlayalım: "Türkiye'de hiçkimse yoktan yere Yunanistan'a karşı düşmanlık ve kin beslememektedir, fakat Yunanistan'da bir kişi Türkiye ile ilişkilerini normalleştirdiğinde, hemen milletine ihanet etmekle itham edilmektedir. Tüm Türkiye'yi Yunanlılara versek bile böyle bir 'Rum zihniyetiyle' başedemeyiz. O zaman da Orta Asya'yı talep edecekler bizden. 2. Dünya Savaşı'nda Almanlar Yunanistan'ı işgal ettiğinde onlara her türlü yardımı yapmıştık. Ama savaş sona erince, Ege Denizi'ndeki 12 adayı ele geçirmek için Türkiye'nin zaafiyetinden yararlandılar."
Peki Orta Asya'yı neden isterler? Çünkü Makedonya Kral İskender, Milattan Önce Hindistan'a kadar uzanan bir sefer düzenlemiştir. Gerçi Yunanlılar İskender'in Yunan olduğunu iddia etseler de, O bir Makedon!
Edebiyata sıçrayan
Türk düşmanlığı
Yunanlı edebiyatçıların Türklere karşı öfkesi edebi eserlere yansımıştır. Çağdaş Yunan edebiyatının en önemli ismi Nikos Kazantcakis'in şu sözü manidardır: Biz Yunanlılar Osmanlı yönetimi altında edindiğimiz Türk hasletlerinden en kısa süre içinde kurtulmalıyız!
Öte yandan Yunan devlet adamları, Türkiye'nin elde ettiği zaferleri "cinsel imalarla" nitelendiriler. Yunan topraklarının ırzına geçilmesi, Yunan topraklarının bikrinin izale edilmesi gibi.
Bu misalleri çoğaltabilmek mümkün...
Sonuç olarak, Fenerbahçe-Panathinaikos maçı, 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası'nı ortaklaşa düzenlemeye aday olan Türkiye ile Yunanistan arasındaki dostluğun gelişmesi için oldukça önemliydi. Her iki ülkenin resmi makamları ve kulüplerin yetkilileri, dünyaya dostluk mesajları vermek için büyük çaba sarfetmişti. Ancak tarih buna şimdilik engel oldu, olmaya da devam edecek gibi!
Türklerle Yunanlılar arasında "kan uyuşmazlığı" olduğu, 17 Ağustos 1999'daki Marmara ve Eylül 1999'daki Atina depremlerinden sonra yapılan şiddetli medyatik propagandaya rağmen, Perşembe günü oynanan Fenerbahçe-Panathinaikos maçında bir kez daha ortaya çıktı. Hatırlandığı gibi o günlerde, bir kesim Yunan ve Türk basını, Yunanca ve Türkçe manşetler atmışlardı. Dönemin dışişleri bakanları İsmail Cem ve Yorgo Papandreu'nun sirtaki oynamaları ve kadeh tokuşturmaları işe yaradı mı? Hayır... Bunun işe yaramadığını Kadıköy'de Şükrü Saraçoğlu Stadı'nda gördük. Yunan fanatikler Kıbrıs'ı Yunan adası olarak gösteren bayrak açtı. Türkler de gecikmeden buna karşılık verdiler. Fenerbahçeli taraftarlar, İstanbul'un fethi afişiyle Yunanlılara tarihi bir darbe daha vurdular! Bu afiş gerçekten de Yunanlıları çıldırttı...
Aslında ilk girişimi Türk tarafı başlatmalıydı. Neden mi? Sizi 6 yıl öncesine götüreceğim. Aralık 1996'da Atatürk'ün doğduğu Selanik kentinde Aris Selanik ile Beşiktaş arasında "basket maçı" oynanıyor. Maç her haliyle gergin başlıyor. Devre arasında soyunma odalarından sahaya çıkan Türk basketbolcular, "şok bir pankartla" karşılaşıyorlar. Pankartta yazan İngilizce cümle aynen şöyle: Konstantinopoles (İstanbul) is the capital of Greece. Türkçesi: İstanbul, Yunanistan'ın başkentidir! Beşiktaşlı basketbolcular sahaya çıkmıyor. Pankart indiriliyor ve maç yeniden başlıyor...
Yunanlıların üç travması
Yunanlıların Türkiye ve Türklerle ilişkilerine damgasını vuran 3 önemli travmaları var... 3 defa fena sarsmışız onları. Bunu unutamıyorlar. Ve her ortamda bunu dışarıya vurmak için çaba sarfediyorlar:
1) İstanbul'un 1453 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedilerek, Osmanlı Devleti'nin başkenti ilan edilmesi. Ortodoks Hıristiyanların sembolü Aya Sofya'nın camiye dönüştürülmesi. Fetih, Yunanistan'da düşkün ve üzüntülü bir kadının sembolüyle hatırlanagelmiştir. Yunan sanatçılar, 550 yıldır şarkılar ve öykülerle bu temayı işlemiştir.
2) Atatürk'ün önderliğindeki Kuvayı Milliye ordusunun 1922'de Anadolu'yu işgal eden Yunan kuvvetlerini İzmir'de denize dökmesi. Yunanlılar bu yenilgiyi Küçük Asya Faciası olarak adlandırırlar. Ayrıca, Yunanlılar hiç bir zaman Anadolu'nun Türkler tarafından ele geçirilmesini hazmedememişlerdir. Örneğin bundan 20 yıl önce, Kanada'nın Montreal kentinde 'yerel bir üniversite'de şöyle bir ders açılmıştı... Türkiye: İki Bin Yıl Boyunca Sanat ve Tarih... Yunanistan'ın Montreal Konsolosluğu, Türklerin bölgeye daha geç tarihte yerleştiğini savunarak, derse itiraz etmişti ancak sonuç alamamıştı. Yunanlıların zaten 15 Mayıs 1919'da büyük güçlerin desteğinde İzmir'i işgale girişmelerinin bir nedeni de, Anadolu'daki eski Yunan uygarlıklarına ait toprakları ele geçirmekti!
3) Türk Silahlı Kuvvetleri'nin 20 Temmuz 1974'de Kıbrıs'a müdahale ederek, Ada'yı ikiye bölmesi... Panathinaikos'lu genç taraftarların "Kıbrıs'ı tümüyle Yunan Adası" göstermeleri bu travmadan kaynaklanıyor.
İşte Yunanlılar biz Türkler açısından "tarihi dönüm noktaları" olan bu üç gelişmeyi "facia" olarak nitelerler. Bu tarihi gelişmeler Yunanlıların "MEGALİ İDEA-BÜYÜK ÜLKÜ"lerine büyük darbe vurmuştur. Megali İdea nedir? Yunanlıların Balkanlar, Anadolu, Ege ve Akdeniz'deki kendilerine ait olarak düşündükleri bölgeleri ele geçirmek için güttükleri ülkünün adıdır.
Anadolu'yu versen,
Orta Asya'yı isterler
Yunanlıların düşleri sadece Megali İdea ile mi sınırlı? Hayır. 1996 yılında Milli Savunma Bakanlığı görevini yürüten Oltan Sungurlu'nun aynı yıl verdiği bir demeci hatırlayalım: "Türkiye'de hiçkimse yoktan yere Yunanistan'a karşı düşmanlık ve kin beslememektedir, fakat Yunanistan'da bir kişi Türkiye ile ilişkilerini normalleştirdiğinde, hemen milletine ihanet etmekle itham edilmektedir. Tüm Türkiye'yi Yunanlılara versek bile böyle bir 'Rum zihniyetiyle' başedemeyiz. O zaman da Orta Asya'yı talep edecekler bizden. 2. Dünya Savaşı'nda Almanlar Yunanistan'ı işgal ettiğinde onlara her türlü yardımı yapmıştık. Ama savaş sona erince, Ege Denizi'ndeki 12 adayı ele geçirmek için Türkiye'nin zaafiyetinden yararlandılar."
Peki Orta Asya'yı neden isterler? Çünkü Makedonya Kral İskender, Milattan Önce Hindistan'a kadar uzanan bir sefer düzenlemiştir. Gerçi Yunanlılar İskender'in Yunan olduğunu iddia etseler de, O bir Makedon!
Edebiyata sıçrayan
Türk düşmanlığı
Yunanlı edebiyatçıların Türklere karşı öfkesi edebi eserlere yansımıştır. Çağdaş Yunan edebiyatının en önemli ismi Nikos Kazantcakis'in şu sözü manidardır: Biz Yunanlılar Osmanlı yönetimi altında edindiğimiz Türk hasletlerinden en kısa süre içinde kurtulmalıyız!
Öte yandan Yunan devlet adamları, Türkiye'nin elde ettiği zaferleri "cinsel imalarla" nitelendiriler. Yunan topraklarının ırzına geçilmesi, Yunan topraklarının bikrinin izale edilmesi gibi.
Bu misalleri çoğaltabilmek mümkün...
Sonuç olarak, Fenerbahçe-Panathinaikos maçı, 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası'nı ortaklaşa düzenlemeye aday olan Türkiye ile Yunanistan arasındaki dostluğun gelişmesi için oldukça önemliydi. Her iki ülkenin resmi makamları ve kulüplerin yetkilileri, dünyaya dostluk mesajları vermek için büyük çaba sarfetmişti. Ancak tarih buna şimdilik engel oldu, olmaya da devam edecek gibi!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Recep Bahar / diğer yazıları
- ABD harika bir ekonomiye mi sahip? / 14.08.2018
- Ne yapmalı? / 13.08.2018
- Komşunla kavga et uzaklarda pazar ara! / 02.02.2016
- Diyarbakır'da kilise-ev faktörü! / 01.02.2016
- Çin ekonomisi alarm mı veriyor? / 20.01.2016
- Büyük İsrail yolunda sıra İran'da / 19.01.2016
- Terör Sultanahmet bölgesini sıfırla çarptı / 15.01.2016
- Sultanahmet'in şifreleri / 13.01.2016
- Türkiye ile Suudi Arabistan ne zaman papaz olacak? / 09.01.2016
- Ekonomik çöküşü bir de buradan seyredin / 05.01.2016
- Ne yapmalı? / 13.08.2018
- Komşunla kavga et uzaklarda pazar ara! / 02.02.2016
- Diyarbakır'da kilise-ev faktörü! / 01.02.2016
- Çin ekonomisi alarm mı veriyor? / 20.01.2016
- Büyük İsrail yolunda sıra İran'da / 19.01.2016
- Terör Sultanahmet bölgesini sıfırla çarptı / 15.01.2016
- Sultanahmet'in şifreleri / 13.01.2016
- Türkiye ile Suudi Arabistan ne zaman papaz olacak? / 09.01.2016
- Ekonomik çöküşü bir de buradan seyredin / 05.01.2016