Baki, sadece 16.Asrın değil bütün asırların mümtaz san'atkârları arasında yer almıştır. Geniş bir ilme ve ebedî kültüre sahip olan Bakî ince bir zevkle, hassasiyetle seçtiği kelimelerle nazmı mücevher gibi işlemiş ve nazım diline yeni bir ahenk, yeni bir akıcılık getirmiş, nazım tekniğini mükemmelleştirmiştir. Kusursuz bir şekil güzelliği taşıyan şiirleri aynı zamanda kulakta hoş tesirler bırakan cazip musikisiyle de edebiyatımızda ayrı bir yer tutmaktadır.Bakî çok yazmaktan ziyade "iyi" yazmaya dikkat etmiş, san'ata saygı göstererek söylediğini mükemmel söylemek istemiştir. Kibar, zarif tabiatlı Bakî, devrinde dilden dile dolaşan şiirleriyle, sadece İstanbul'da değil Anadolu'nun pek çok yerlerinde tanınıp seviliyordu. Fakat o "sultanu'ş-şuâra" tacı başına konulmasına rağmen asla tevazuu elden bırakmıyordu. O gururun insanları perişan eden nefis aldatması olduğunu biliyor ve bunu şöyle ifade ediyordu:
"Saltanat tacın giyen âlemde mağrur olmasun
Nice sultan börkin almışdur begüm bâd-ı hazan"
(Beyim! Bu dünyada saltanat tacı giyenler asla mağrur olmasın! Çünkü hazan rüzgarı nice sultan başlığını ve başını alıp götürmüştür.)
Tevazuu yanında ciddiyetin de insana mükemmellik kazandıran değerlerden olduğunu bilir ve bunu hayatına tatbik der. Bakî şöyle demektedir:
Boş eğmezüz edâniye dünyâyı dûn içün
Allahadır tevekkülümüz itimâdımız
Biz müttekâyı zerkeş-i câhe dayanmazız
Hakkın kemâl-i lutfunadır istinadımız
Zühd ü salâha eylemezüz iltica hele
Tutdu eğerçi âlem-i kevn'i fesadımız
Minnet Hudâya devlet-i dünya fena bulur
Baki kalur sahife-i âlemde adımız"
Hakkın lutfuna dayanan ve sadece Hakka minnet etmeyi prensip edinen Baki bu prensibi yüzündendir ki hayatta muvaffak olmuştur. Şair Baki'nin sanatının en güzel örneklerinden birisi de, Padişah'ın vefatı üzerine kaleme aldığı "Kanuni Sultan Süleyman Mersiyesi'dir. Mersiyenin en güzel kısımlarından olan altıncı bendinde şöyle demektedir Bakî:
Tiğın içürdi düşmene zahm-i zebanları
Bahs etmez oldı kimse kesildi lisanları
Gördi nihâl-i serv-i serefrâz-ı nîzeni
Serkeşlik adın anmadı bir dahi banları
Her kande bassa pâyı semendün nisâr içün
Hanlar yolunda cümle revân etdi kanlan
Deşt-i fenada mürg-i hevâ durmayub döner
Tigın Huda yolunda sebil etdi canları
Şemşir gibi rûyı zemine taraf taraf
Saldun demir kuşaklı cihan pehlivanları
Aldun hezâr bütgedeyi mescid eyledün
Nâkûs yerlerinde okutdun ezanları"
Eserleri
Baki'nin başlıca eserleri şunlardır:
Divan: Devrinde çok miktarda istinsah edilip Osmanlı topraklarına yayılmış olan divanında 4508 beyit bulunmaktadır.
Faza'il-cihad: Müslümanları cihada teşvik eden bu eseri, Ahmed b.İbrahim'in eserinden tercüme etmiştir.
Hadîs-i erbain tercümesi: Şihâbeddin Ahmet b.Hatib el Kastalani'nin eserini esas tutarak yazmış olduğu siyer-i nebi.
Fazâ'il-i Mekke: 16.Asır müelliflerinden Kutbeddin Muhammed b.Ahmed'in eserinin tercümesidir.
Vefatında cenaze namazı Fatih'te, şeyhülislam Sun'ullah Efendi tarafından kıldırılan Baki, sanki mümtaz insanların başına gelen akıbeti görür gibi söylediği şu beyt, yine şeyhülislam tarafından tabutunun başında okunmuştur:
"Kadrini seng-i musallada bilüp ey Bakî
Durup el bağlayalar kurşuna yaran saf saf
Kalabalık bir cemaatın iştirakiyle kılınan cenaze namazından sonra, Edirnekapı dışında, Eyüpsultana giden yol üstünde Lâliefendi çeşmesi yakınında bulunan mezarlığa defnedilmiştir.
"Saltanat tacın giyen âlemde mağrur olmasun
Nice sultan börkin almışdur begüm bâd-ı hazan"
(Beyim! Bu dünyada saltanat tacı giyenler asla mağrur olmasın! Çünkü hazan rüzgarı nice sultan başlığını ve başını alıp götürmüştür.)
Tevazuu yanında ciddiyetin de insana mükemmellik kazandıran değerlerden olduğunu bilir ve bunu hayatına tatbik der. Bakî şöyle demektedir:
Boş eğmezüz edâniye dünyâyı dûn içün
Allahadır tevekkülümüz itimâdımız
Biz müttekâyı zerkeş-i câhe dayanmazız
Hakkın kemâl-i lutfunadır istinadımız
Zühd ü salâha eylemezüz iltica hele
Tutdu eğerçi âlem-i kevn'i fesadımız
Minnet Hudâya devlet-i dünya fena bulur
Baki kalur sahife-i âlemde adımız"
Hakkın lutfuna dayanan ve sadece Hakka minnet etmeyi prensip edinen Baki bu prensibi yüzündendir ki hayatta muvaffak olmuştur. Şair Baki'nin sanatının en güzel örneklerinden birisi de, Padişah'ın vefatı üzerine kaleme aldığı "Kanuni Sultan Süleyman Mersiyesi'dir. Mersiyenin en güzel kısımlarından olan altıncı bendinde şöyle demektedir Bakî:
Tiğın içürdi düşmene zahm-i zebanları
Bahs etmez oldı kimse kesildi lisanları
Gördi nihâl-i serv-i serefrâz-ı nîzeni
Serkeşlik adın anmadı bir dahi banları
Her kande bassa pâyı semendün nisâr içün
Hanlar yolunda cümle revân etdi kanlan
Deşt-i fenada mürg-i hevâ durmayub döner
Tigın Huda yolunda sebil etdi canları
Şemşir gibi rûyı zemine taraf taraf
Saldun demir kuşaklı cihan pehlivanları
Aldun hezâr bütgedeyi mescid eyledün
Nâkûs yerlerinde okutdun ezanları"
Eserleri
Baki'nin başlıca eserleri şunlardır:
Divan: Devrinde çok miktarda istinsah edilip Osmanlı topraklarına yayılmış olan divanında 4508 beyit bulunmaktadır.
Faza'il-cihad: Müslümanları cihada teşvik eden bu eseri, Ahmed b.İbrahim'in eserinden tercüme etmiştir.
Hadîs-i erbain tercümesi: Şihâbeddin Ahmet b.Hatib el Kastalani'nin eserini esas tutarak yazmış olduğu siyer-i nebi.
Fazâ'il-i Mekke: 16.Asır müelliflerinden Kutbeddin Muhammed b.Ahmed'in eserinin tercümesidir.
Vefatında cenaze namazı Fatih'te, şeyhülislam Sun'ullah Efendi tarafından kıldırılan Baki, sanki mümtaz insanların başına gelen akıbeti görür gibi söylediği şu beyt, yine şeyhülislam tarafından tabutunun başında okunmuştur:
"Kadrini seng-i musallada bilüp ey Bakî
Durup el bağlayalar kurşuna yaran saf saf
Kalabalık bir cemaatın iştirakiyle kılınan cenaze namazından sonra, Edirnekapı dışında, Eyüpsultana giden yol üstünde Lâliefendi çeşmesi yakınında bulunan mezarlığa defnedilmiştir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.