BTP Gen. Başk. Yardımcısı Dr. Ahmet Hamdi Kepekçi, hükümetin çiftçiyi ürettiği için adeta cezalandırdığını belirterek, "AB ve IMF dayatmalarıyla çiftçi bitme noktasına geldi" dedi.
Akdeniz ve Karadeniz Bölgesinde incelemelerde bulunan, çiftçinin derdini yerinde dinleyen Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkan Yardımcısı Dr. Ahmet Hamdi Kepekçi, AKP hükümeti tarafından açıklanan ürün taban fiyatlarının maliyetlerin çok altında kaldığına işaret ederek, "adeta çiftçi ürettiği için cezalandırılmaktadır. Hükümetin 'bana mı sordunuz da ürettiniz' cevabına muhatap olan çiftçi tarlasını ekemez oldu, eken çiftçi ise, yarınlara endişe ile bakıyor" diye konuştu. Sandıkta hesap vereceklerPortakal ve diğer narenciye ürünlerinin dalında bırakıldığına işaret eden Kepekçi, "Dediğim dedik diyen AKP hükümeti bir gün sandıkta hesap vereceğini unutmamalıdır, ayrıca dalında bırakılan narenciyenin hesabını da hükümet vermek zorundadır. Akdeniz bölgesinde buğday başakları sararmaya başlamasına rağmen henüz bir taban fiyat açıklanmamıştır" dedi. Çiftçiye zulmediliyorHükümetin AB ve IMF talimatlarıyla çiftçiyi bitme noktasına getirdiğinin altını çizen Kepekçi açıklamasında şu görüşlere yer verdi: "Zaten yeterince fakir olan köylümüzün ve çiftçimizin bin bir zahmetle yetiştirdiği ve gelecek adına ümidini bağladığı ürününe, gereken değeri vermemek zulümüm ta kendisidir. Çiftçinin bu muameleye dayanacak gücü kalmamıştır. Çiftçimiz yabancı sermayenin önüne atılıyorYaşanan sıkıntıların temel sebeplerinden birisi de pazarlama problemidir. Hükümet pazarlamaya yardımcı olmadığı gibi üreticimizi yabancı sermayenin önüne yem olarak atmaktadır. Üstelik üreticinin menfaatlerini gözeten birliklere karşı da hükümet savaş açmıştır. 2005 yılı fındık ürününe uygun taban fiyat veren Fiskobirlik, alım fiyatını düşük tutmadığı için o gün bu gün cezalandırılmaktadır. Üreticiye ödeme yapılması neredeyse engellenmeye çalışılmaktadır. Hükümet üreticinin hakkını savunan tarım birliklerinin önünü tıkayarak köylüden-çiftçiden süratle uzaklaşmaktadır. Sıkıntıları görmezden gelinen üreticinin haklarını savunanlar, susturulmaya çalışılmaktadır. Hükümet, 246 bin fındık üreticisini ilgilendiren sorunların çözümünde sergilenen engelleyici tavırlarının açıklamasını yapmak zorundadır.AB böyle istiyorMemleketimizin her tarafındaki köylü ve çiftçimize yönelik bu uygulamalar, AB ile imzalanan çerçeve antlaşmalarına göre yapılmaktadır. AB'nin talimatlarına göre tarım kesiminin sayısının azalmasına karar verilmiştir. İşte bütün bu uygulamalar köylümüzü ve çiftçimizi taciz etme ve caydırma politikalarıdır. Böylece tarımla uğraşan 25 milyon insanımız, 10 yılda 15 milyona indirilecektir. Yani 10 milyon insanımız mağdur edilerek, canından bezdirilerek tarımdan el çektirilmek istenmektedir.
KAYBEDEN HEP MİLLET OLUYORIMF ve Dünya Bankasının AKP hükümetine talimatları sonucu uygulanan tarım politikaları sonucunda kaybeden millet olmuştur. Tarımsal gelirde kayıp %16'lara çıkmış, hayvancılık %10 azalmış, ekili alanlarda 450 bin hektarlık azalma olmuştur. Sübvansiyonlarda 5.5 milyar dolar gerileme olmuş ve OECD ülkeleri arasında tarımı en az destekleyen ülke konumuna düşürülmüştür. Hükümet kimin adına hareket etmektedir bunu da açıklamak zorundadır.BTP iktidarında çiftçi mağdur olmaktan kurtulacakBağımsız Türkiye Partisi iktidarında çiftçi ve köylü ezilen, mağdur edilen kesim olmaktan kurtulacak; milletin efendisi olacaktır. Ürün bedelinin yarısı tohum tarlaya düşmeden, diğer yarısı ise ürün tarladan kaldırıldıktan sonra üreticiye verilecektir. Çiftçiye devlet tarafından ürün alım garantisi verilecektir. Ürünün pazarlanmasında milletvekilleri aktif rol oynayacak, üretici ve oda temsilcileri ile dış ülkelerde pazar bulacaklardır. Çiftçinin görevi yalnız üretmek olacak; malın pazarlanmasını, değerinin eline geçmesini dert edinmeyecektir.
Akdeniz ve Karadeniz Bölgesinde incelemelerde bulunan, çiftçinin derdini yerinde dinleyen Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkan Yardımcısı Dr. Ahmet Hamdi Kepekçi, AKP hükümeti tarafından açıklanan ürün taban fiyatlarının maliyetlerin çok altında kaldığına işaret ederek, "adeta çiftçi ürettiği için cezalandırılmaktadır. Hükümetin 'bana mı sordunuz da ürettiniz' cevabına muhatap olan çiftçi tarlasını ekemez oldu, eken çiftçi ise, yarınlara endişe ile bakıyor" diye konuştu. Sandıkta hesap vereceklerPortakal ve diğer narenciye ürünlerinin dalında bırakıldığına işaret eden Kepekçi, "Dediğim dedik diyen AKP hükümeti bir gün sandıkta hesap vereceğini unutmamalıdır, ayrıca dalında bırakılan narenciyenin hesabını da hükümet vermek zorundadır. Akdeniz bölgesinde buğday başakları sararmaya başlamasına rağmen henüz bir taban fiyat açıklanmamıştır" dedi. Çiftçiye zulmediliyorHükümetin AB ve IMF talimatlarıyla çiftçiyi bitme noktasına getirdiğinin altını çizen Kepekçi açıklamasında şu görüşlere yer verdi: "Zaten yeterince fakir olan köylümüzün ve çiftçimizin bin bir zahmetle yetiştirdiği ve gelecek adına ümidini bağladığı ürününe, gereken değeri vermemek zulümüm ta kendisidir. Çiftçinin bu muameleye dayanacak gücü kalmamıştır. Çiftçimiz yabancı sermayenin önüne atılıyorYaşanan sıkıntıların temel sebeplerinden birisi de pazarlama problemidir. Hükümet pazarlamaya yardımcı olmadığı gibi üreticimizi yabancı sermayenin önüne yem olarak atmaktadır. Üstelik üreticinin menfaatlerini gözeten birliklere karşı da hükümet savaş açmıştır. 2005 yılı fındık ürününe uygun taban fiyat veren Fiskobirlik, alım fiyatını düşük tutmadığı için o gün bu gün cezalandırılmaktadır. Üreticiye ödeme yapılması neredeyse engellenmeye çalışılmaktadır. Hükümet üreticinin hakkını savunan tarım birliklerinin önünü tıkayarak köylüden-çiftçiden süratle uzaklaşmaktadır. Sıkıntıları görmezden gelinen üreticinin haklarını savunanlar, susturulmaya çalışılmaktadır. Hükümet, 246 bin fındık üreticisini ilgilendiren sorunların çözümünde sergilenen engelleyici tavırlarının açıklamasını yapmak zorundadır.AB böyle istiyorMemleketimizin her tarafındaki köylü ve çiftçimize yönelik bu uygulamalar, AB ile imzalanan çerçeve antlaşmalarına göre yapılmaktadır. AB'nin talimatlarına göre tarım kesiminin sayısının azalmasına karar verilmiştir. İşte bütün bu uygulamalar köylümüzü ve çiftçimizi taciz etme ve caydırma politikalarıdır. Böylece tarımla uğraşan 25 milyon insanımız, 10 yılda 15 milyona indirilecektir. Yani 10 milyon insanımız mağdur edilerek, canından bezdirilerek tarımdan el çektirilmek istenmektedir.
KAYBEDEN HEP MİLLET OLUYORIMF ve Dünya Bankasının AKP hükümetine talimatları sonucu uygulanan tarım politikaları sonucunda kaybeden millet olmuştur. Tarımsal gelirde kayıp %16'lara çıkmış, hayvancılık %10 azalmış, ekili alanlarda 450 bin hektarlık azalma olmuştur. Sübvansiyonlarda 5.5 milyar dolar gerileme olmuş ve OECD ülkeleri arasında tarımı en az destekleyen ülke konumuna düşürülmüştür. Hükümet kimin adına hareket etmektedir bunu da açıklamak zorundadır.BTP iktidarında çiftçi mağdur olmaktan kurtulacakBağımsız Türkiye Partisi iktidarında çiftçi ve köylü ezilen, mağdur edilen kesim olmaktan kurtulacak; milletin efendisi olacaktır. Ürün bedelinin yarısı tohum tarlaya düşmeden, diğer yarısı ise ürün tarladan kaldırıldıktan sonra üreticiye verilecektir. Çiftçiye devlet tarafından ürün alım garantisi verilecektir. Ürünün pazarlanmasında milletvekilleri aktif rol oynayacak, üretici ve oda temsilcileri ile dış ülkelerde pazar bulacaklardır. Çiftçinin görevi yalnız üretmek olacak; malın pazarlanmasını, değerinin eline geçmesini dert edinmeyecektir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.