Trump'ın tweet'leri gücünü yitiriyor
Döviz piyasalarında geçtiğimiz hafta yaşanan sarsıntı, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ve Merkez Bankası'nın aldığı sıkı önlemlerle son günlerde kısmen yatıştı. Ancak ABD Başkanı Trump, attığı tweet'lerle döviz kurlarını hoplatmaya devam ediyor
19.08.2018 00:00:00
RECEP BAHAR/DETAY HABER
Döviz kurlarında ABD'nin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Adalet Bakanı Abdülhamit Gül'e yaptırım uygulama kararıyla başlayan çalkantı, Türk Lirası'ndaki değer kaybını hızlandırdı. Bu süreçte 13 Ağustos'ta dolar 7, Euro ise 8 lirayı aştı.
Geçtiğimiz Cuma günü sabah saatlerinde dolar 5.65'e, Euro ise 6.40'a kadar gerilerken, ABD Başkanı Trump'ın Türkiye'yi açıktan hedef alan tweet'i sonrası dolar yeniden 6, Euro ise 7 lirayı geçti. Trump'ın tweet'inde "Türkiye uzun yıllar ABD'den yararlandı.
Şimdi, ülkemizi vatansever bir tutuklu olarak temsil etmesini istediğim harika Hıristiyan Papazımızı ellerinde tutuyorlar. Masum bir insanın serbest bırakılması için hiçbir şey ödemeyeceğiz, fakat Türkiye'ye yaptırımlar uygulayacağız" ifadeleri yer almıştı.
İstanbul'daki döviz büfeleri de bu durum karşısında alış ve satış arasındaki makası 40 kuruşa yükseltti. Cumartesi günkü kurlar dikkate alındığında yılbaşından bu yana TL'nin dolar karşısındaki kaybı yüzde 60'ı aştı.
Türkiye'de bu hafta bayram haftası ancak küresel piyasalar işlemeye devam edecek. Özellikle Türkiye'ye zarar verecek zamanlarda tweet atmayı alışkanlık haline getiren Trump'ın 27 Ağustos Pazartesi sabah saatlerinde Türkiye'yi tehdit edici bir tweet atmasından endişe ediliyor.
Şunu da ifade edelim ki, Trump'ın son attığı tweet'ler 10 Ağustos'ta attığı tweet kadar etkili olmadı. Nitekim geçtiğimiz Cuma günü attığı tweet, kurlarda sadece 30 kuruşluk bir yükselmeye yol açtı.
Kurlar kalıcı olursa...
Döviz kurlarındaki oynaklık devam ederse, bir başka ifadeyle kurlar istikrara kavuşmazsa, bu durum öncelikle döviz cinsinden borcu olan şirketleri yaralayacak.
Bu bağlamda en fazla döviz borcu olan şirketlerin inşaat sektöründe olması dikkat çekiyor. Bu şirketler dövizle borçlanıp, TL ile konut ya da ofis satıyor. Konut ve ofis piyasalarında yaşanan durgunluk söz konusu şirketlerin bilançolarını da olumsuz etkiliyor.
Bu bağlamda özellikle İstanbul'da yeni projelerin lanse edilmemesi de dikkat çekiyor. Başlanan birçok projede ise piyasadaki durgunluk nedeniyle yavaş ilerleyen inşaatlar son kur atağı sonrasında durdu.
Şirketlerin ne kadar borcu var?
Merkez Bankası'nın açıkladığı verilere göre banka dışı şirketlerin net döviz açık pozisyonu Mayıs ayında 217.3 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.
Merkez Bankası'nın geçen hafta açıkladığı verilere göre ise Haziran sonu itibarıyla özel sektörün yurt dışından sağladığı kredi borcu 221.7 milyar dolara ulaştı. Şirketlerin kısa vadeli borcu ise 19.1 milyar dolar...
Bankacılara göre, söz konusu şirketlerin bir bölümünün kasasında yeterli döviz bulunuyor.
Önümüzdeki dönemde kurda görülen yükselişin TL cinsinden borç yükünü artırmasından dolayı özel sektörün nasıl etkileneceği ve bu durumun bankalar üzerinde bir baskı oluşturup oluşturmayacağı en yakından izlenen gelişmeler arasında yer alacak.
Sorunun kaynağı rastgele borçlanmak
Türkiye'deki şirketler kurların aynı seviyede seyretmesi nedeniyle 2009'dan itibaren döviz geliri olup olmadığına bakmadan yurt dışından borçlanmaya başladı.
Ancak bu süreç Ağustos 2013'te sona erdi zira o dönemden itibaren kurlar yükselmeye başladı. Ekonomistlere göre kurdaki her 1 kuruşluk artış şirketlerin Türk Lirası cinsinden borcunda 2.2 milyar TL artışa yol açıyor.
Zamlar ne zaman gelecek?
Türkiye'de genel olarak bakıldığında üretici fiyatlarındaki artış ortalama olarak en geç 2 ay içerisinde tüketici fiyatlarına yansıyor.
Küçük miktarlı kur artışları tüketiciye biraz daha geç yansırken kısa sürede yüksek kur artışlarının fiyatlara yansıması ise daha çabuk oluyor.
Bu yansımayla sabit gelir elde edenlerin alım gücünde çok ciddi düşme meydana gelmekte. Ekonomistler, şirketlerde oluşan ödeme sıkıntısının bazı firmaların küçülmesine, bunun da istihdam kaybına hatta birçok işçinin kıdem ve ihbar tazminatlarını alamama riskine yol açacağını savunuyor.
Döviz kurlarında ABD'nin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Adalet Bakanı Abdülhamit Gül'e yaptırım uygulama kararıyla başlayan çalkantı, Türk Lirası'ndaki değer kaybını hızlandırdı. Bu süreçte 13 Ağustos'ta dolar 7, Euro ise 8 lirayı aştı.
Geçtiğimiz Cuma günü sabah saatlerinde dolar 5.65'e, Euro ise 6.40'a kadar gerilerken, ABD Başkanı Trump'ın Türkiye'yi açıktan hedef alan tweet'i sonrası dolar yeniden 6, Euro ise 7 lirayı geçti. Trump'ın tweet'inde "Türkiye uzun yıllar ABD'den yararlandı.
Şimdi, ülkemizi vatansever bir tutuklu olarak temsil etmesini istediğim harika Hıristiyan Papazımızı ellerinde tutuyorlar. Masum bir insanın serbest bırakılması için hiçbir şey ödemeyeceğiz, fakat Türkiye'ye yaptırımlar uygulayacağız" ifadeleri yer almıştı.
İstanbul'daki döviz büfeleri de bu durum karşısında alış ve satış arasındaki makası 40 kuruşa yükseltti. Cumartesi günkü kurlar dikkate alındığında yılbaşından bu yana TL'nin dolar karşısındaki kaybı yüzde 60'ı aştı.
Türkiye'de bu hafta bayram haftası ancak küresel piyasalar işlemeye devam edecek. Özellikle Türkiye'ye zarar verecek zamanlarda tweet atmayı alışkanlık haline getiren Trump'ın 27 Ağustos Pazartesi sabah saatlerinde Türkiye'yi tehdit edici bir tweet atmasından endişe ediliyor.
Şunu da ifade edelim ki, Trump'ın son attığı tweet'ler 10 Ağustos'ta attığı tweet kadar etkili olmadı. Nitekim geçtiğimiz Cuma günü attığı tweet, kurlarda sadece 30 kuruşluk bir yükselmeye yol açtı.
Kurlar kalıcı olursa...
Döviz kurlarındaki oynaklık devam ederse, bir başka ifadeyle kurlar istikrara kavuşmazsa, bu durum öncelikle döviz cinsinden borcu olan şirketleri yaralayacak.
Bu bağlamda en fazla döviz borcu olan şirketlerin inşaat sektöründe olması dikkat çekiyor. Bu şirketler dövizle borçlanıp, TL ile konut ya da ofis satıyor. Konut ve ofis piyasalarında yaşanan durgunluk söz konusu şirketlerin bilançolarını da olumsuz etkiliyor.
Bu bağlamda özellikle İstanbul'da yeni projelerin lanse edilmemesi de dikkat çekiyor. Başlanan birçok projede ise piyasadaki durgunluk nedeniyle yavaş ilerleyen inşaatlar son kur atağı sonrasında durdu.
Şirketlerin ne kadar borcu var?
Merkez Bankası'nın açıkladığı verilere göre banka dışı şirketlerin net döviz açık pozisyonu Mayıs ayında 217.3 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.
Merkez Bankası'nın geçen hafta açıkladığı verilere göre ise Haziran sonu itibarıyla özel sektörün yurt dışından sağladığı kredi borcu 221.7 milyar dolara ulaştı. Şirketlerin kısa vadeli borcu ise 19.1 milyar dolar...
Bankacılara göre, söz konusu şirketlerin bir bölümünün kasasında yeterli döviz bulunuyor.
Önümüzdeki dönemde kurda görülen yükselişin TL cinsinden borç yükünü artırmasından dolayı özel sektörün nasıl etkileneceği ve bu durumun bankalar üzerinde bir baskı oluşturup oluşturmayacağı en yakından izlenen gelişmeler arasında yer alacak.
Sorunun kaynağı rastgele borçlanmak
Türkiye'deki şirketler kurların aynı seviyede seyretmesi nedeniyle 2009'dan itibaren döviz geliri olup olmadığına bakmadan yurt dışından borçlanmaya başladı.
Ancak bu süreç Ağustos 2013'te sona erdi zira o dönemden itibaren kurlar yükselmeye başladı. Ekonomistlere göre kurdaki her 1 kuruşluk artış şirketlerin Türk Lirası cinsinden borcunda 2.2 milyar TL artışa yol açıyor.
Zamlar ne zaman gelecek?
Türkiye'de genel olarak bakıldığında üretici fiyatlarındaki artış ortalama olarak en geç 2 ay içerisinde tüketici fiyatlarına yansıyor.
Küçük miktarlı kur artışları tüketiciye biraz daha geç yansırken kısa sürede yüksek kur artışlarının fiyatlara yansıması ise daha çabuk oluyor.
Bu yansımayla sabit gelir elde edenlerin alım gücünde çok ciddi düşme meydana gelmekte. Ekonomistler, şirketlerde oluşan ödeme sıkıntısının bazı firmaların küçülmesine, bunun da istihdam kaybına hatta birçok işçinin kıdem ve ihbar tazminatlarını alamama riskine yol açacağını savunuyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.