Tozlu raflardan

Kitaplar içerisinde sayfa sayısı az içerik olarak ise sizi çok etkileyen, iz bırakan, kabınızı dolduran, yıllarca unutamayacağınız kitaplar vardır.

Prof. Dr. Ali Fuat Başgil'in, 'Gençlerle Başbaşa' isimli eseri bunlardan biridir.

Yazar nasıl başarılı olunur, sorusuna kendi birikimince cevaplar veriyor.

"Başarının (muvaffakiyet) önündeki engeller:

1- Tembellik.

2- Kötü arkadaş

3- Kötü örnekler

Bütün bu düşmanlara karşı koyacak kuvvetli iki silahın var: İradeli olmak ve çalışmak." (Prof. Dr. Ali Fuat Başgil, Gençlerle Başbaşa, Yağmur yy. s.22 İst. İ996. 28. Basım).

Yazar, "muvaffak olmanın şartlarının ilki İradeli olmaktır" tespitinden sonra, spor, musiki beden ve ruh terbiyesi bütünlüğünde güçlü karakterin ortaya çıkışını anlatır.

Bugün gençliğimizin ve yetişkinlerimizin gerek okullarda, gerek hayata atıldıklarında bir sistem ve metotla başarı takibi yapılmalıdır. 

Ortaokul yıllarında teneffüste türkü söyledim diye Ku'ran-ı Kerim hocası tahtaya çıkarıp yorulana kadar beni dövmüştü.

Lise yıllarında ise Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in yanında duran kıymetli eğitimci Ali Gedik Hocamız gelmişti. Yüzümüze gülüyor, şakalaşıyor, yeri geldiğinde türkü söylüyor, bizinle top oynuyor, kültürel faaliyetler ile öğrencinin gönlünü kazanmaya çalışıyordu.

Topyekûn eğitim anlayışımızı masaya yatırmalıyız. Hâlâ eğitimde "vuralım, kıralım" anlayışı devam etmektedir.

Bu cuma yaşadığım bir olay…

Caminin şadırvanında bir delikanlı abdest alıyordu. Yanına orta yaşlı biri geldi. Gence bir sert baktı ve "ayakkabılarınla buraya niye basıyorsun" diyerek azarladı. Anladım. Genç içerledi. Ama bir şey söylemedi. Hâlbuki ben ve diğer büyükler de aynı şekilde abdestlerimizi alıyorduk.

Genç ve çocukları camiden kovma vazifesi almış gibi bir tavır var. "Biz böyle gördük" bahanesi. 

Yıllarca imam-hatiplik ve eğitimcilik yaptım. Çağ olarak bilgi ve görgü hızla değişiyor. İmam Ali (a.s), "Çocuklarınızı yaşayacakları zamana göre yetiştirin" buyurmuştur.

İmam Ali'nin (a.s) bu sözü üzerine kurullar oluşturulmalıdır. Planlar yapılmalıdır. Bu 'cevamiu'l kelim' denilen mükemmel bir sözdür. Az sözde çok mana vardır.

Yapılması gereken sosyal, sportif, kültürel faaliyetler ile değer, sevgi ve saygı yaklaşımı denilen karakter eğitiminin dikkatle sürdürülmelidir. 

Aksi halde, nesil ve gençlik deizmin tuzaklarına, günahların kucağına kendini atmaya devam eder.

Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in kamil insan, kaliteli insan, kazanılmış insan dediği eğitim modeli örnek alınmalıdır. Bir ömre sığdırdığı 'önce insan' projesinin filizlerini görüyoruz.

Öz güveni olan, başarıya koşan, tembelliği sevmeyen, tarih, medeniyet, ahlak bütünlüğü içerisinde model ve örnek bir gençlik yetiştirdi.

Üstad'ın eğitime bakışında, ilimden tarihe, akıldan başarıya, metottan pratiğe ilmi ve deruni seyir ve ahenk vardır. 

Hafta sonu kadim arkadaşım, eğitimci, sanatçı ve yazar Hasam Fatih Çakır ile beraberdik. Birlikte sohbet ettik. Gençleri anlamak, anlayacakları dili ve davranışları çok iyi seçmek konularında sohbetinden faydalandık.

Sevgi dili empati önemlidir. Kendisini sevdirmeyen hiçbir şeyi kabul ettiremez.

'Gençlerle Başbaşa' isimli esri gençlere tavsiye ederim. Yazarın can dirilten, ufuk açan sözleri ile tozlu dediğimiz raftan elimizle tozlarını kaldırıp içeriği ile sizleri baş başa bırakıyorum:

"Çalışmak için müsait gün ve saat bekleme. Bil ki, her gün ve her saat çalışmanın en müsait zamanıdır.

Bir zamanda yalnız tek bir iş yap, yalnız bir ders, bir kitap, hatta bir fasıl üzerinde çalış. Tâ ki, dikkatin ve kuvvetin yayılıp zayıflamasın. Bir zamanda birden fazla iş yapayım diyen, hiçbirini tam ve temiz yapamaz. Dünyaca tanınmış olan büyük İslâm mütefekkiri İmam Gazali'ye, İhya-i Ulumiddin adlı muazzam eserini nasıl bir çalışma ile vücuda getirdiğini sormuşlar, 'Bir zamanda yalnız bir fasıl (bölüm), bir bahis, bir mesele üzerinde çalıştım' demiş."