AKP, Türkiye'yi öyle bir sürece soktu ki, bundan sonra artık her an "cambaza bak" oyunları sergilenecek...
"Cambazlar" ortalığı basacak.
Milletimizin adeta başı dönecek... Kendi dertlerini düşünmeye dahi vakit bulamayacak. Bir nevi "toplu hipnoz" hali yaşanacak.
Bu cambazların akrobasileri, hakikatte AKP'nin, AB'nin, ABD'nin ve ülkemiz üzerinde hesabı olanların işlerini görecek, onların günah galerilerini örtecek...
AKP'nin ve onlara akıl veren global odakların, milletimizi avutabilmesinin başka yolu kalmadı çünkü.
İç politikada, dış politikada, ekonomide, dinde, ahlakta cambazlıklar sergilenecek... Provakatif eylemler, provakatif beyanatlar, provakatif cebelleşmeler, güya "restleşmeler" alıp başını gidecek.
Bu profesyonel cambazlar, çoluk çocuğu, genci-ihtiyarı kullanabildiği kadar kullanmaya kalkışacak.
Çarşılar-pazarlar, caddeler-meydanlar cambazlarla dolacak.
Hükümet de rüzgara göre, ya bu cambazların güya peşinden koşuşturarak gündem oluşacak, ya da Fatih Camii önündeki Hizbu't Tahrir nümayişinde olduğu gibi akrobasileri yakından seyrederek gündemi renklendirecek.
Ekranlar cambazlıklara sahne olacak.
Atı alan ise Üsküdar'ı çoktan geçti, Ankara'yı geçecek...
Güya bu işler, AKP'nin işini zorlaştırıcı mahiyette görünecek.
Lakin, gerçekte AKP'ye daha rahat adım atma, malum AB hayali sürecinde daha rahat tavizler sunma imkanı tanıyacak.
Başbakan'ın, bayram değil seyran değil iken, "PKK-terör sorunu" diye malum meseleleri "Kürt sorunu" diye tanımlamasının ve "Devlet hata yapmıştır" demesinin ardından yaşanan gelişmeleri tahlil edin. Bu arada içeride Vatikan güdümlü diyalogcuların, dışarıda AB ve sair küresel odaklarının milletimiz aleyhine aldıkları mesafeye bakın... Tüm cambazlıkların hikmetini anlarsınız.
Yüce Milletimizin, bütün bu cambazlarla hiçbir alakası yok, onlarla adeta paslaşarak iktidarına mühlet kazanmaya çalışan AKP'li politikacılarla ve onlara akıl veren küresel ağabeyleriyle uzaktan yakından alakası yok.
İç politikada, dış politikada, ekonomide, asayişte, dinde-diyanette, kültürde-sanatta sergilenen bu cambazlıklara ister istemez gözü takılan milletimizin yüreği parçalanıyor, beyni zonkluyor, mide krampları geçiriyor.
Öte yandan AB'ye verilecek tavizlerin hesabı yapılıyor.
Ulus devletin bütünlüğü, "federatif yönetim düzenlemeleri" ile tırtıklanıyor.
Apo, İmralı'da şafak sayıyor. PKK, hangi ad ve adres altında Meclis'e taşınacağının altyapısını hazırlıyor.
Milletimizin birliği ve dirliği AB ve ABD'den ithal akıllarla örseleniyor.
AKP'li vekillerin bile artık itiraf etmeye başladıkları gibi, İstanbul bir yana, "Hatay Vatikanlaştırılıyor".
Çökertilen ekonomi, ecnebiye peşkeş çekilen devlet işletmeleri, yabancılar tarafından artık yasal olarak yağmalanan vatan toprakları hususunda söz söylemeye hacet kalmamış vaziyette... Buraları, artık "sözün bittiği nokta"lardır.
AKP iktidarı, bu vahim tablolarını örtmek ve günah galerisinin deşifre olmasını önlemek için alaca karanlık ortamın varlığını fırsat görebilir. AKP hükümeti, bir müddet daha iktidar koltuğunda kalmak için oluşan puslu havayı nimet görebilir. AKP kurmayları, yapıp ettiklerinin milletimizin tarafından algılanmaması için tezgâhlanan cambazlıkları son fırsat olarak değerlendirebilir...
AKP'yi bu yanlış yönteminden ve vahim gidişattan vazgeçirmek şart.
Bütün bu gelişmeler, Türkiye'yi yok ediyor, milletimizin bütünlüğünü dağıtıyor, vatan topraklarını ayaklarımızın altından kaydırıyor.
Bazılarının Türkiye dışında ikamet adresleri bulunabilir; ama Türk Milleti için "başka Türkiye yok..." Madem "başka Türkiye yok"; o halde bu vahim gidişata hiç kimse onay veremez, destek sağlayamaz, bu vahim gidişatı sürdüremez... Ne AKP, ne de bir başkası.
Vakit, millet ve devletin sabrını deneme vakti değil, hipnoz ve cambazlık vakti hiç değil; bilakis, millete dönme vaktidir, milli duruş vaktidir. Bağımsız Türkiye vaktidir.
"Cambazlar" ortalığı basacak.
Milletimizin adeta başı dönecek... Kendi dertlerini düşünmeye dahi vakit bulamayacak. Bir nevi "toplu hipnoz" hali yaşanacak.
Bu cambazların akrobasileri, hakikatte AKP'nin, AB'nin, ABD'nin ve ülkemiz üzerinde hesabı olanların işlerini görecek, onların günah galerilerini örtecek...
AKP'nin ve onlara akıl veren global odakların, milletimizi avutabilmesinin başka yolu kalmadı çünkü.
İç politikada, dış politikada, ekonomide, dinde, ahlakta cambazlıklar sergilenecek... Provakatif eylemler, provakatif beyanatlar, provakatif cebelleşmeler, güya "restleşmeler" alıp başını gidecek.
Bu profesyonel cambazlar, çoluk çocuğu, genci-ihtiyarı kullanabildiği kadar kullanmaya kalkışacak.
Çarşılar-pazarlar, caddeler-meydanlar cambazlarla dolacak.
Hükümet de rüzgara göre, ya bu cambazların güya peşinden koşuşturarak gündem oluşacak, ya da Fatih Camii önündeki Hizbu't Tahrir nümayişinde olduğu gibi akrobasileri yakından seyrederek gündemi renklendirecek.
Ekranlar cambazlıklara sahne olacak.
Atı alan ise Üsküdar'ı çoktan geçti, Ankara'yı geçecek...
Güya bu işler, AKP'nin işini zorlaştırıcı mahiyette görünecek.
Lakin, gerçekte AKP'ye daha rahat adım atma, malum AB hayali sürecinde daha rahat tavizler sunma imkanı tanıyacak.
Başbakan'ın, bayram değil seyran değil iken, "PKK-terör sorunu" diye malum meseleleri "Kürt sorunu" diye tanımlamasının ve "Devlet hata yapmıştır" demesinin ardından yaşanan gelişmeleri tahlil edin. Bu arada içeride Vatikan güdümlü diyalogcuların, dışarıda AB ve sair küresel odaklarının milletimiz aleyhine aldıkları mesafeye bakın... Tüm cambazlıkların hikmetini anlarsınız.
Yüce Milletimizin, bütün bu cambazlarla hiçbir alakası yok, onlarla adeta paslaşarak iktidarına mühlet kazanmaya çalışan AKP'li politikacılarla ve onlara akıl veren küresel ağabeyleriyle uzaktan yakından alakası yok.
İç politikada, dış politikada, ekonomide, asayişte, dinde-diyanette, kültürde-sanatta sergilenen bu cambazlıklara ister istemez gözü takılan milletimizin yüreği parçalanıyor, beyni zonkluyor, mide krampları geçiriyor.
Öte yandan AB'ye verilecek tavizlerin hesabı yapılıyor.
Ulus devletin bütünlüğü, "federatif yönetim düzenlemeleri" ile tırtıklanıyor.
Apo, İmralı'da şafak sayıyor. PKK, hangi ad ve adres altında Meclis'e taşınacağının altyapısını hazırlıyor.
Milletimizin birliği ve dirliği AB ve ABD'den ithal akıllarla örseleniyor.
AKP'li vekillerin bile artık itiraf etmeye başladıkları gibi, İstanbul bir yana, "Hatay Vatikanlaştırılıyor".
Çökertilen ekonomi, ecnebiye peşkeş çekilen devlet işletmeleri, yabancılar tarafından artık yasal olarak yağmalanan vatan toprakları hususunda söz söylemeye hacet kalmamış vaziyette... Buraları, artık "sözün bittiği nokta"lardır.
AKP iktidarı, bu vahim tablolarını örtmek ve günah galerisinin deşifre olmasını önlemek için alaca karanlık ortamın varlığını fırsat görebilir. AKP hükümeti, bir müddet daha iktidar koltuğunda kalmak için oluşan puslu havayı nimet görebilir. AKP kurmayları, yapıp ettiklerinin milletimizin tarafından algılanmaması için tezgâhlanan cambazlıkları son fırsat olarak değerlendirebilir...
AKP'yi bu yanlış yönteminden ve vahim gidişattan vazgeçirmek şart.
Bütün bu gelişmeler, Türkiye'yi yok ediyor, milletimizin bütünlüğünü dağıtıyor, vatan topraklarını ayaklarımızın altından kaydırıyor.
Bazılarının Türkiye dışında ikamet adresleri bulunabilir; ama Türk Milleti için "başka Türkiye yok..." Madem "başka Türkiye yok"; o halde bu vahim gidişata hiç kimse onay veremez, destek sağlayamaz, bu vahim gidişatı sürdüremez... Ne AKP, ne de bir başkası.
Vakit, millet ve devletin sabrını deneme vakti değil, hipnoz ve cambazlık vakti hiç değil; bilakis, millete dönme vaktidir, milli duruş vaktidir. Bağımsız Türkiye vaktidir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
A. Faik Nabi / diğer yazıları
- Nuriye nenemin ağzından Atatürk / 10.11.2015
- Nesli ve ekini yok eden asıl fitne bunlar / 04.01.2013
- Buzun üstünde açlık dansı / 07.02.2010
- AKP, ülkeyi parasızlığa mahkum ederse / 05.02.2010
- Almanya AB'yi komaya soktu / 08.09.2009
- Erdoğan'ın "gel-git" vaziyeti patinaj mı, taktik mi? / 29.08.2009
- Sadece "fındık"tan değil, bu gidişle her şeyimizden olacağız! / 31.07.2009
- TRT'de bazı işgüzarlar var! / 30.06.2009
- Vakit'in çelebisinin sponsoru kim'! / 18.06.2009
- Bir lokmanın gücü / 29.04.2009
- Nesli ve ekini yok eden asıl fitne bunlar / 04.01.2013
- Buzun üstünde açlık dansı / 07.02.2010
- AKP, ülkeyi parasızlığa mahkum ederse / 05.02.2010
- Almanya AB'yi komaya soktu / 08.09.2009
- Erdoğan'ın "gel-git" vaziyeti patinaj mı, taktik mi? / 29.08.2009
- Sadece "fındık"tan değil, bu gidişle her şeyimizden olacağız! / 31.07.2009
- TRT'de bazı işgüzarlar var! / 30.06.2009
- Vakit'in çelebisinin sponsoru kim'! / 18.06.2009
- Bir lokmanın gücü / 29.04.2009