Hükümetinin başlattığı ve "Kürt açılımı" diye nam salan sürece ilişkin Ulusa Sesleniş konuşmasında ve konuşma sonrasındaki iftar programında Başbakan R. T. Erdoğan'ın, sergilediği vaziyet, "çok köşeli" görünüyor. Vites düşürme olabilir; hatta geri vites bile olabilir. Patinaj olabilir. Taktik olabilir. İkazlardan ders çıkarmış olabilir.Ancak Erdoğan ve kurmaylarının "açılım süreci"ne dair kafalarının net olmadığı çok belirgin.Erdoğan'ın ikazlardan ders çıkarmış olma ihtimalinden başlarsak; bu bağlamda BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş beyin hakkını teslim etmemiz gerekiyor. Prof. Dr. Baş, geçen haftaki Başkanlık Divanı'nda ve sahur vakti konuk olduğu Meltem TV'deki canlı yayında, sivil veya asker hiçbir devlet erkanının ortaya koymadığı, muhalefet liderlerinin hiçbirinin yanaşamadığı ve siyasi seviyelerinin yetmediği netlikte, basirette, akl-ı selim ve yasal eksende bir tahlil yaptı. Haberini gazetemizde okudunuz, TV ekranlarından izlediniz. Prof. Dr. Baş'ın "açılım süreci"ne dair tahlillerinin sonrasında, başta muhalefet partileri olmak üzere, devlet erkanı ve sonrasında Erdoğan yeni bir vaziyet aldılar. Erdoğan'ın, Prof. Dr. Baş'ın uyarılarından ders almış olduğunu düşünüyor, bu bağlamda devlet ve millet hayrına gerçekten kendisine danışıp akıl ve çözüm alabileceği insanın Prof. Dr. Baş olduğuna inanıyorum.Prof. Dr. Baş, çözümleri, projeleri ve öngörüleriyle sadece Türk milletinin değil, aynı zamanda, devletin de, hükümetinin de teminatıdır. Bu gerçek, son 20-25 yıldaki birçok gelişmede ispat olmuştur.Erdoğan, "açılım sürecine dair ikazlar"dan ders almış ise; son çıkışları, vites düşürme, geri vitese alma veya patinaj yapma olarak görülebilir. Bu duraksama, belki az da olsa "akl-ı selim düşünme" imkanı verir.Erdoğan'ın son vaziyeti "uyarılardan ders çıkarmış olmak" değilse, o zaman Erdoğan'ın son çark durumu, "açılım sürecinin devlet ve milletimizi sürüklendiği" vaziyetten çok daha vahim gelişmelere gebedir. Çünkü vaziyet, taktiktir. Millete karşı taktik? Devlete karşı taktik!AB, ABD, NATO şefleri, ecnebilerden fonlanmış köşe yazarları, besleme ve yandaş medya elemanları Erdoğan'ı ve AKP hükümetini, "Kürt açılımı süreci"nde yanlış yolda kışkışlıyorlar. Bu güruh, etki ajanları gibi çalışıyorlar. Böylece devleti de, milleti de, hükümeti de, AKP ve Erdoğan'ın kendisini de riske sürüklüyorlar! Erdoğan, şayet akl-ı selim düşünmek istiyorsa, bunlara artık kulak asmamalıdır!Ancak Erdoğan'ın Ulusa Sesleniş konuşmasında Prof. Dr. Baş'ın "açılıma dair tahlil ve ikazları"nda kullandığı ifadelere rastlanmasını hayra alamet olarak görüyorum.Erdoğan, ulusa seslenişindeki şu ifadeleri Prof. Dr. Baş'ın tahlil ve ikazlarındaki vurgulardır: "Etle tırnak gibi birbirinden ayrılamaz olan milletimiz?" "Tek millet, tek vatan, tek bayrak, tek devlet?" "Biz asırlar boyunca o millet olma şuuruyla var olduk, var kaldık? Aynı siperlerde aynı hilal uğruna can vererek millet olduk.""Terör sorunu, demokratik açılım çalışmaları, ülkemizin gündeminde önemli bir yer tutuyor? Biz demokratik bir açılım gerçekleştirelim derken,? bu ülkeyi topyekûn ele alıyoruz." "Bu ülkede geçmişte yaşanan ekonomik sıkıntıların, krizlerin, bunalımların ortaya çıkmasında nasıl bir yönetim zafiyeti, nasıl bir acziyet varsa; toplumsal meselelerin vahim kangrenlere dönüşmesinde de aynı zafiyet ve acziyet vardır? Bunlara, daha ilk günden, en gür sesimizle "dur" demeliydik, ama diyemedik?" "Bu mesele çok boyutlu bir meseledir, toplumsal bir meseledir, sosyal bir meseledir ekonomik bir meseledir, kültürel bir meseledir. İşin psikolojik boyutu vardır. Hepsinin ötesinde bunun siyasi, diplomatik boyutu vardır, bu bir insanlık meselesidir.""Anayasamızın belirlediği ölçüler ortadadır, Türkiye'yi bölmeye, bütünlüğümüzü bozmaya, üniter devlet yapımızı ortadan kaldırmaya yönelik hiçbir niyet ve girişime asla ve asla izin vermeyiz.""Asıl büyük yanlışı, yetki ve sorumluluğu elinde bulundurduğu halde, yıllar yılı hamasetle idare edip, sorunu görmezlikten gelen makam sahipleri yapmıştır? Asıl sorgulamamız gerekenler, vatandaşına en temel hakları fazla gören, bu ülkeye tarih boyunca bağlı kalmış gönülleri kıran, küstüren zihniyetlerdir." Erdoğan, aynı günün akşamındaki iftar programında da "Bunun adı terör sorunu? Bedeli ne olursa olsun, biz bu süreçten geri adım atmayacağız. Partimiz oy kaybedebilir. Bunu yapmamız lazım. Burada 'ben' yok, burada 'biz' var." diyor.Erdoğan, Prof. Dr. Baş'ı dinleyince kendine geliyor, biz ne yapıyoruz yahu diyor, vaziyetini hayra çeviriyor; lakin yüzünü kendisine etki eden veya akıl veren besleme medyaya, fonlanmış yazar takımına ve de küresel lobilere çevirince vahim çıkışlar yapıyor. Erdoğan, beselemelerin ve fonlanmışların etki alanında iken "Kürt sorunu" diye konuşuyor; Prof. Dr. Baş'a kulak verdiğinde ise "Bu bir terör sorunudur" diyor. Gidiyor, geliyor!Devlet ve millet olarak topyekun Türkiye'nin olduğu kadar Erdoğan'ın da, Prof. Dr. Baş'ın öngörü, teşhis, tespit, çözüm ve projelerine ihtiyacı var! Görünen köy kılavuz istemez?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
A. Faik Nabi / diğer yazıları
- Nuriye nenemin ağzından Atatürk / 10.11.2015
- Nesli ve ekini yok eden asıl fitne bunlar / 04.01.2013
- Buzun üstünde açlık dansı / 07.02.2010
- AKP, ülkeyi parasızlığa mahkum ederse / 05.02.2010
- Almanya AB'yi komaya soktu / 08.09.2009
- Erdoğan'ın "gel-git" vaziyeti patinaj mı, taktik mi? / 29.08.2009
- Sadece "fındık"tan değil, bu gidişle her şeyimizden olacağız! / 31.07.2009
- TRT'de bazı işgüzarlar var! / 30.06.2009
- Vakit'in çelebisinin sponsoru kim'! / 18.06.2009
- Bir lokmanın gücü / 29.04.2009
- Nesli ve ekini yok eden asıl fitne bunlar / 04.01.2013
- Buzun üstünde açlık dansı / 07.02.2010
- AKP, ülkeyi parasızlığa mahkum ederse / 05.02.2010
- Almanya AB'yi komaya soktu / 08.09.2009
- Erdoğan'ın "gel-git" vaziyeti patinaj mı, taktik mi? / 29.08.2009
- Sadece "fındık"tan değil, bu gidişle her şeyimizden olacağız! / 31.07.2009
- TRT'de bazı işgüzarlar var! / 30.06.2009
- Vakit'in çelebisinin sponsoru kim'! / 18.06.2009
- Bir lokmanın gücü / 29.04.2009