Seçim sonuçlarının açıklandığı gece Başbakan Erdoğan üç temel tespitte bulundu: "Şımarmayacağız, seçmen icraatlarımızı onayladı ve bundan sonra başta Kıbrıs olmak üzere her meselede daha cesur olacağız."
Şımarma faslı ile ilgili şu kadarını söyleyelim ki, seçim öncesi miting meydanlarında sesini yükseltmek isteyen bir iki kısık sese dahi tahammülde zorlanan bir mağduriyet havasını unutmadık.
Dileriz iktidar şımarmaz. Ancak, medya gazına gelirse bu yönde beliren alametler kalıcı bir edaya dönüşebilir diye korkuyoruz.
Başbakanın en büyük yanılgısı, seçim sonuçlarını AKP hükümetinin icraatlarının onaylanması olarak görmesi.
Oysa milletimiz istikrara ve hizmet vaadine oy verdi. Umutlarını tazeledi.
Biraz da AKP'nin hiç bir şey yapamamasına oy verdi. Nasıl mı?
Kur'an kursu dendiğinde cumhurbaşkanı karşı çıkıyor, İmam Hatip dendiğinde YÖK karşı çıkıyor, başörtüsü ne oldu diye sorulunca asker karşı çıkıyor, Kıbrıs dendiğinde AB karşı çıkıyor.
İsrail'in zulmüne niçin payanda oluyorsunuz dendiğinde ABD müsaade etmiyor, acil eylem planı hatırlatılınca IMF karşı çıkıyor, mazeretine sığınan iktidara yerel iktidar da teslim eden milletimiz net bir mesaj veriyor hükümete...
Vatandaş diyor ki;
Her iki kişiden bir kişi olarak sana destek verdik. Anayasayı değiştirecek, her sokağa hizmet götürecek iktidar gücünü verdim. Top artık sende. Hala iktidar olamazsan sendeki sorun fizyolojik.
Eğer aksine Başbakan gibi hadiseyi okursak bu neye benziyor biliyor musunuz?
Derebeyi emir vermiş,
Köprüden geçenden bir, geçmeyenden iki vergi alın diye.
Sonra vatandaşın halini sormuş. Hallerinden şikayetçi olmadıklarını görünce geçenden iki, geçmeyenden 4 alın demiş. Şimdi sorun bakalım bir şikayetleri var mı diye.
Vatandaşın durumdan memnun olduğunu gören derebeyi, hem vergi alın, hem de köprünün iki ucuna eli sopalı iki bekçi dikin geçene vursun demiş.
Ve yine sormuş, vatandaşın bir şikayeti var mı diye?
Vatandaşın biri utana sıkıla "evet, ben şikayetçiyim" demiş. Derebeyi sormuş "Nedir şikayetin?"
"Şu vergi iyi ama, eli sopalı bekçi sayısı az olduğu için kuyrukta çok bekliyoruz. Sopalı adam sayısını artırın da işimizi çabuk görelim" demiş.
Hükümet eğer vatandaş icraatlarınızı onayladı diyorsa, durum hikayedeki gibi demektir.
Bence vatandaş tam tersine iktidarın mazeret değil hizmet üretmesi için bir şeyini esirgemedi.
Şimdi top hükümette.
Bakalım, gerçekten muktedir bir iktidar olabilecekler mi?
Şımarma faslı ile ilgili şu kadarını söyleyelim ki, seçim öncesi miting meydanlarında sesini yükseltmek isteyen bir iki kısık sese dahi tahammülde zorlanan bir mağduriyet havasını unutmadık.
Dileriz iktidar şımarmaz. Ancak, medya gazına gelirse bu yönde beliren alametler kalıcı bir edaya dönüşebilir diye korkuyoruz.
Başbakanın en büyük yanılgısı, seçim sonuçlarını AKP hükümetinin icraatlarının onaylanması olarak görmesi.
Oysa milletimiz istikrara ve hizmet vaadine oy verdi. Umutlarını tazeledi.
Biraz da AKP'nin hiç bir şey yapamamasına oy verdi. Nasıl mı?
Kur'an kursu dendiğinde cumhurbaşkanı karşı çıkıyor, İmam Hatip dendiğinde YÖK karşı çıkıyor, başörtüsü ne oldu diye sorulunca asker karşı çıkıyor, Kıbrıs dendiğinde AB karşı çıkıyor.
İsrail'in zulmüne niçin payanda oluyorsunuz dendiğinde ABD müsaade etmiyor, acil eylem planı hatırlatılınca IMF karşı çıkıyor, mazeretine sığınan iktidara yerel iktidar da teslim eden milletimiz net bir mesaj veriyor hükümete...
Vatandaş diyor ki;
Her iki kişiden bir kişi olarak sana destek verdik. Anayasayı değiştirecek, her sokağa hizmet götürecek iktidar gücünü verdim. Top artık sende. Hala iktidar olamazsan sendeki sorun fizyolojik.
Eğer aksine Başbakan gibi hadiseyi okursak bu neye benziyor biliyor musunuz?
Derebeyi emir vermiş,
Köprüden geçenden bir, geçmeyenden iki vergi alın diye.
Sonra vatandaşın halini sormuş. Hallerinden şikayetçi olmadıklarını görünce geçenden iki, geçmeyenden 4 alın demiş. Şimdi sorun bakalım bir şikayetleri var mı diye.
Vatandaşın durumdan memnun olduğunu gören derebeyi, hem vergi alın, hem de köprünün iki ucuna eli sopalı iki bekçi dikin geçene vursun demiş.
Ve yine sormuş, vatandaşın bir şikayeti var mı diye?
Vatandaşın biri utana sıkıla "evet, ben şikayetçiyim" demiş. Derebeyi sormuş "Nedir şikayetin?"
"Şu vergi iyi ama, eli sopalı bekçi sayısı az olduğu için kuyrukta çok bekliyoruz. Sopalı adam sayısını artırın da işimizi çabuk görelim" demiş.
Hükümet eğer vatandaş icraatlarınızı onayladı diyorsa, durum hikayedeki gibi demektir.
Bence vatandaş tam tersine iktidarın mazeret değil hizmet üretmesi için bir şeyini esirgemedi.
Şimdi top hükümette.
Bakalım, gerçekten muktedir bir iktidar olabilecekler mi?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
İbrahim Berk / diğer yazıları
- Cübbe düştü haç göründü / 07.01.2020
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014