Mevcut iktidarın on beş yıllık icraatlarını değerlendirirken tarafsız bir gözle ve gözlemle rahatlıkla diyebiliriz ki, hemen her alanda ne yazık ki tilkiler kümese bekçi yapılmış.
Ahlaki çöküntü ve yaşanan aile faciaları bunu gösteriyor.
Boşanmak için mahkemelere baş vuran ailelerin sayısının evlenmek için nikah memurluklarına baş vuranların sayısının önüne geçmiş olması bunu gösteriyor.
Devletin de, milletin de, istikbal ve istiklalin de temeli olan, olmazsa olmazı olan aile kurumunun bugün çatırdıyor olması bunu gösteriyor.
Bekçisi tilki olan kümesten gelir beklenmesi, varidat beklenmesi de ayrı bir felaket ve apayrı bir basiretsizlik örneği.
Devletin cari açığının Cumhuriyet tarihinin zirvesine çıktığı halde, açlık sınırının çok çok altında yaşayan milyonlara her gün yeni milyonlar eklendiği halde, millete çay kaşığı ile verilenlerin hemen ertesi gün kepçe ile toplandığı halde, fertlerin yaptığı gibi devletin de borç alarak borçlarının faizini ödemeye çalıştığı halde alakasız gündemlerle günlerin heba edilmesi de tilkinin kümese bekçi yapıldığını işaret ediyor.
Ülkenin kalkınması, üretimin artması, işsizliğin sıfırlanması, herkese iş ve aş bulunması gibi acil meseleler dururken biz yıllarca "Ergenekon ve Balyoz" kumpaslarını konuşmadık mı?
Bugün nefretle ve hatta iğrenerek hatırladığımız o yılların, o suni gündemlerin 15 Temmuz felaketine giden yola döşenen taşlar olduğunu başımıza mermiler yağdığında anladık ama hala bütün bu felaketlerin, tilkilerin kümese bekçi yapılmış olmasının tabii bir sonucu olduğunu anlamış değiliz.
Tilkiler, kendileri gibi hain tilkilerine yol açmak için, yer açmak için namuslu ve vatanperver Türk subaylarına akla-hayale gelmeyecek iftiralar atarken, şeytanları bile hayretlere düşürecek kumpaslar kurarken, "Türkiye bağırsaklarını temizliyor" diyen sözde devlet adamlarını elbette unutmadık.
15 Temmuz felaketi, tilkileri kümese bekçi yapıp ardından da çevirdikleri fırıldakları, devlete ve millete kurdukları tuzakları milletten saklayan basiretsiz yöneticilerin eseridir.
Gelinen noktada, çok acil çözüm bekleyen nice problemler varken, günlerdir ve haftalardır gündemimizi meşgul eden Zarrab davası da aynı şekilde tilkilerin kümese bekçi yapılmış olmasının bir sonucudur ve devletimize kumpas için kullanılmaya çalışılan bu mesele de gösteriyor ki koskoca devlet, bakkal Mehmet amcanın, bakkalını yönetirken gösterdiği ciddiyetten de uzak bir umursamazlıkla yönetilmiştir.
Tilkileri kümese bekçi yapıp da sonra da o kümesten hayır bekleyenlere en başta tilkiler güler.
Ahlaki çöküntü ve yaşanan aile faciaları bunu gösteriyor.
Boşanmak için mahkemelere baş vuran ailelerin sayısının evlenmek için nikah memurluklarına baş vuranların sayısının önüne geçmiş olması bunu gösteriyor.
Devletin de, milletin de, istikbal ve istiklalin de temeli olan, olmazsa olmazı olan aile kurumunun bugün çatırdıyor olması bunu gösteriyor.
Bekçisi tilki olan kümesten gelir beklenmesi, varidat beklenmesi de ayrı bir felaket ve apayrı bir basiretsizlik örneği.
Devletin cari açığının Cumhuriyet tarihinin zirvesine çıktığı halde, açlık sınırının çok çok altında yaşayan milyonlara her gün yeni milyonlar eklendiği halde, millete çay kaşığı ile verilenlerin hemen ertesi gün kepçe ile toplandığı halde, fertlerin yaptığı gibi devletin de borç alarak borçlarının faizini ödemeye çalıştığı halde alakasız gündemlerle günlerin heba edilmesi de tilkinin kümese bekçi yapıldığını işaret ediyor.
Ülkenin kalkınması, üretimin artması, işsizliğin sıfırlanması, herkese iş ve aş bulunması gibi acil meseleler dururken biz yıllarca "Ergenekon ve Balyoz" kumpaslarını konuşmadık mı?
Bugün nefretle ve hatta iğrenerek hatırladığımız o yılların, o suni gündemlerin 15 Temmuz felaketine giden yola döşenen taşlar olduğunu başımıza mermiler yağdığında anladık ama hala bütün bu felaketlerin, tilkilerin kümese bekçi yapılmış olmasının tabii bir sonucu olduğunu anlamış değiliz.
Tilkiler, kendileri gibi hain tilkilerine yol açmak için, yer açmak için namuslu ve vatanperver Türk subaylarına akla-hayale gelmeyecek iftiralar atarken, şeytanları bile hayretlere düşürecek kumpaslar kurarken, "Türkiye bağırsaklarını temizliyor" diyen sözde devlet adamlarını elbette unutmadık.
15 Temmuz felaketi, tilkileri kümese bekçi yapıp ardından da çevirdikleri fırıldakları, devlete ve millete kurdukları tuzakları milletten saklayan basiretsiz yöneticilerin eseridir.
Gelinen noktada, çok acil çözüm bekleyen nice problemler varken, günlerdir ve haftalardır gündemimizi meşgul eden Zarrab davası da aynı şekilde tilkilerin kümese bekçi yapılmış olmasının bir sonucudur ve devletimize kumpas için kullanılmaya çalışılan bu mesele de gösteriyor ki koskoca devlet, bakkal Mehmet amcanın, bakkalını yönetirken gösterdiği ciddiyetten de uzak bir umursamazlıkla yönetilmiştir.
Tilkileri kümese bekçi yapıp da sonra da o kümesten hayır bekleyenlere en başta tilkiler güler.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025
- Tuttuğumuz oruç bizi tutamıyorsa… / 06.03.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025
- Tuttuğumuz oruç bizi tutamıyorsa… / 06.03.2025