Terörle mücadelede yeni bir yapılanmaya gidiliyor.Sivil ağırlıklı Milli Güvenlik Kurulu'nda böyle bir karar çıktı.Belki medya ve basından bu yapılanmanın neler olduğunu az çok öğrendiniz ama bir değerlendirme yapabilmek için özetle tekrar ifade edeceğim.İçişleri Bakanlığı bir adım öne çıkarılıyor ve Bakan, Başbakan yardımcılığına yükseliyor. İç Güvenlik Yüksek Kurulu ve İç Güvenlik Genel Sekreterliği oluşturuluyor. Bunların AB ve Ortadoğu'da temsilcilikleri olacak. Emniyet Müdürlüğü müsteşarlığa dönüşüyor. Sahil Güvenlik Komutanlığı bu yapıya dâhil ediliyor. Sınır güvenliği konusunda da müsteşarlık kuruluyor.Burası oldukça önemli yeni yapı halka karşı sorumlu, denetlenebilir, hesap verilebilir olacak. Bilgi bankası kurulacak ve istihbarat havuzu oluşturulacak.Alınan kararlarda hükümetin ağırlığı belli. Hükümet derken yanlış anlaşılmasın AB'nin taleplerine göre şekilleniyor. Bana bu kararlar AB ilerleme raporlarında ve taslaklarda bize dayatılan bir takım maddeleri andırdı.AB, her fırsatta Türk Silahlı Kuvvetleri'nin gelişen olaylar karşısında sessiz kalmasını ve daha fazla sivil kontrolüne girmesini talep ediyordu.Kabul etmek lazım ki, ülkemiz üzerinde hesabı olan ülkelerin iki önemli hesabı var: Birincisi millet, ikincisi Türk askeridir. Siyasilerimizden pek çekinmiyorlar çünkü özellikle Atatürk'ün vefatından sonra gelen bütün siyasiler Batılıların bir dediklerini iki etmemiştir. Yine AB'nin talepleri arasında sınırlarımızın güvenliğinin -özellikle güneydoğu- Türk askeri tarafından değil de uluslar arası güvenlik unsurları tarafından sağlanması vardı. Burada Sevr hesaplı AB'nin niyeti malum.Şimdi terörle mücadelede yeni yapılanma adı altında alınan kararlara baktığımızda ister istemez bu taleplere bir adım olduğunu, bu noktada tavizler verildiğini görüyorum.Yeniden yapılanmanın temelinde sivil iradenin daha fazla etkinleştiğini görmekteyiz. Terörle mücadelede askere daha fazla yetkiden ziyade, AB'nin talepleri doğrultusunda, siyasilerin kontrolüne daha fazla girme söz konusu.Maalesef siyasilerimizin AB, ABD ve İsrail ile olan ilişkileri dikkate alındığında terörle mücadelede böyle bir adımın bizi hiçbir olumlu neticeye götürmeyeceği kanaatindeyim.Terörle mücadele mahrem bir konu olmalı. Kontrolün, PKK terörüne "Kürt sorunu" deme gafletinde bulunanlarda olduğu, yanlış politikalar sebebiyle sıfır noktasında olan terörün bugünkü yaygın konumuna getirildiği bir ortamda, istihbarat paylaşımı adı altında silahlı kuvvetlerimizin elinin kolunun bağlandığı, PKK'dan bize değil de bizden PKK'ya haberlerin uçurulduğu bir atmosferde bilgi bankasının ya da istihbarat havuzunun kime ve nasıl fayda sağlayacağı da merak konusu.AB ve Ortadoğu'da açılacak temsilciliklerin fonksiyonu ne olacak. Tabii, Ortadoğu denilince akla ABD ve İsrail geliyor. Bu istihbarat paylaşımı gibi olmasın!Diğer konu da sınır güvenliği için müsteşarlık hadisesi, sizce bu AB'nin uluslar arası koruma talebine doğru bir adımın kokusunu vermiyor mu?Velhasıl bizler millet olarak daha etkin bir mücadele beklerken biraz daha AB ve ABD kontrollü, daha içe kapanık ve soru işaretleriyle dolu yeni yapılanmaya gidiyoruz.Bununla neyin hedeflendiğini ve nasıl bir sonuca ulaşılacağını zaman gösterecek.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025