'Avrupa'da, İslam düşmanlığı artıyor' genellemesi başlığında onlarca haberler yapılmaya başlandı. Haberler doğru. Avrupa'nın birçok ülkesinde, İslam karşıtı, Müslümanlara hakaret eden birçok eylemler yapılıyor. Hatta camiler taranıyor, metro istasyonlarında, otobüs duraklarında Müslümanlar dövülüyor, hakaret ediliyor, öldürülüyor bile.
Oysa bu şaşılacak bir durum değildir. Dün de böyleydi, bugün de böyle oluyor ve yarın da böyle olacak hatta Batı daha da vahşileşecek.
Medyamız ise dün olduğu gibi bugün de bu tip inançlara karşı eylemleri artı ırkçı söylemleri ancak dünyada gündem olmuşsa milletimize sadece haber olarak veriyor, yarın da öyle olacak. Medyamız, gündem AB veya ABD olduğunda ayrıntıya girmeyi sevmiyor. Herhalde bir yakınlıkları olsa gerek!
Dediğim gibi Haçlı dünyası dün de aynıydı, bugün de aynı. Yarın daha da vahşileşecekler.
Tabi gündem, ABD başkanı Trump'a kilitlendiği için Avrupa'nın İslam düşmanlığı geri planda kalıyor. Oysa İslam-Müslüman düşmanlığı veya bakış açısı anlamında Trump eşittir Vatikan. Trump eşittir Almanya, Trump eşittir Fransa. Kısaca Trump eşittir Haçlı dünyası.
Unutmayın! Alman Merkel'in, benim ülkemde, 'İslami terör' söylemiyle, Trump'un 5 yaşındaki İran asıllı bir çocuğa kelepçe taktırması arasında hiçbir fark yoktur.
Macar kazıklı Voyvoda'nın torunu (Macaristan'da bir kasabanın belediye başkanı) açıkça, 'Buraya Müslümanlar giremez' açıklaması ile Kıbrıs Güney Rum Kesimi'nin meclisinin geçtiğimiz günlerde, 1950 Enosis Referandumu'nu (Türk-İslam düşmanlık hareketini) okullarda etkinlik olarak kutlama kararı alması arasında da hiçbir fark yoktur.
ABD halkı, Trump'tan farklı mı zannediyorsunuz! 2001 İkiz Kuleler saldırısından sonra ABD sokaklarını hatırlayın! Başörtülü gördüklerine saldırıyorlar, ibadethaneleri yakıyorlardı. O günlerde yapılan bir araştırmada ABD halkının % 77'si, Müslümanlar ile terörü aynı kefeye koyup, Müslümanları ABD'de istemiyordu. Oysa İkiz Kuleleri yıkan, binlerce insanı katledenleri herkes çok iyi biliyordu.
Şubat başında İngiltere merkezli düşünce kuruluşu Chatham House tarafından 10 büyük Avrupa ülkesinde, 10 binden fazla kişi üzerinde yapılan bir anket sonuçlara göre ankete katılanların yüzde 55'i ABD Başkanı Trump gibi Müslüman ülkelerden göçün tamamen durdurulmasından yana görüş belirtiyordu.
Yani Hıristiyan dünyası Müslümanları görmek istemiyor. Bunun sebebi asla terör olamaz. Çünkü terör, zulüm, soykırım denince akla batı dünyası gelir.
1995'i hatırlıyorsunuz, değil mi! Avrupa'nın ortasında bir soykırım yaşandı. Sırplar, Bosnalı Müslümanları katletti. Namuslarını, mallarını talan etti. Srebrenitsa'da 8 bin 372 kişi "Ratko Miladiç" komutasındaki ağır silahlı Sırp ordusu tarafından katledildi.
Oysa BM barış gücü (!) oradaydı. NATO oradaydı ve bu katliamın yapılacağını çok iyi biliyorlardı. Vahşilere izin verdiler.
Sonra bu katliam mahkemelere götürüldü. AİHM belgeleri yeterli görmediği için Sırbistan ve Miladiç ve vahşi askerleri için karar vermedi.
Çağdaş, modern, hukukun üstünlüğüne inanan, eşitlik, özgürlük, demokrasiden yana olan Avrupa ve ABD halkı bu süreci film izler gibi izledi.
(Ama kanıma dokunan, Müslüman'ım iddiasındaki İslam ülkeleri yöneticilerinin de bu süreci aynı Hıristiyanlar gibi izlemesiydi.)
Yani, terör, vahşet, kan, ırkçılık, dinsel ayrıştırıcılık Avrupa'nın damarlarında var.
Hatırlayın!
29 Ağustos 2006'da Papa 16. Benedikt ile Merkel medyada ortak bildiri yayınladılar: "AB'ye giriş kartı yani izni kiliseden, Hıristiyanlıktan geçer" demiştiler.
Anlamını açıklamaya gerek var mı?
Türklerin kanını içmeye ant içen Papaları yazmıyorum.
Bizler, millet olarak da, ümmet olarak da kimseye yaranmak zorunda değiliz, olmamalıyız da. Yaranmak için yalvaracağımız sadece Yaratandır.
Bizleri (İslam Coğrafyasını) vahşetle, terörle itham edenlerin önüne ayna koyalım yeter?
Oysa bu şaşılacak bir durum değildir. Dün de böyleydi, bugün de böyle oluyor ve yarın da böyle olacak hatta Batı daha da vahşileşecek.
Medyamız ise dün olduğu gibi bugün de bu tip inançlara karşı eylemleri artı ırkçı söylemleri ancak dünyada gündem olmuşsa milletimize sadece haber olarak veriyor, yarın da öyle olacak. Medyamız, gündem AB veya ABD olduğunda ayrıntıya girmeyi sevmiyor. Herhalde bir yakınlıkları olsa gerek!
Dediğim gibi Haçlı dünyası dün de aynıydı, bugün de aynı. Yarın daha da vahşileşecekler.
Tabi gündem, ABD başkanı Trump'a kilitlendiği için Avrupa'nın İslam düşmanlığı geri planda kalıyor. Oysa İslam-Müslüman düşmanlığı veya bakış açısı anlamında Trump eşittir Vatikan. Trump eşittir Almanya, Trump eşittir Fransa. Kısaca Trump eşittir Haçlı dünyası.
Unutmayın! Alman Merkel'in, benim ülkemde, 'İslami terör' söylemiyle, Trump'un 5 yaşındaki İran asıllı bir çocuğa kelepçe taktırması arasında hiçbir fark yoktur.
Macar kazıklı Voyvoda'nın torunu (Macaristan'da bir kasabanın belediye başkanı) açıkça, 'Buraya Müslümanlar giremez' açıklaması ile Kıbrıs Güney Rum Kesimi'nin meclisinin geçtiğimiz günlerde, 1950 Enosis Referandumu'nu (Türk-İslam düşmanlık hareketini) okullarda etkinlik olarak kutlama kararı alması arasında da hiçbir fark yoktur.
ABD halkı, Trump'tan farklı mı zannediyorsunuz! 2001 İkiz Kuleler saldırısından sonra ABD sokaklarını hatırlayın! Başörtülü gördüklerine saldırıyorlar, ibadethaneleri yakıyorlardı. O günlerde yapılan bir araştırmada ABD halkının % 77'si, Müslümanlar ile terörü aynı kefeye koyup, Müslümanları ABD'de istemiyordu. Oysa İkiz Kuleleri yıkan, binlerce insanı katledenleri herkes çok iyi biliyordu.
Şubat başında İngiltere merkezli düşünce kuruluşu Chatham House tarafından 10 büyük Avrupa ülkesinde, 10 binden fazla kişi üzerinde yapılan bir anket sonuçlara göre ankete katılanların yüzde 55'i ABD Başkanı Trump gibi Müslüman ülkelerden göçün tamamen durdurulmasından yana görüş belirtiyordu.
Yani Hıristiyan dünyası Müslümanları görmek istemiyor. Bunun sebebi asla terör olamaz. Çünkü terör, zulüm, soykırım denince akla batı dünyası gelir.
1995'i hatırlıyorsunuz, değil mi! Avrupa'nın ortasında bir soykırım yaşandı. Sırplar, Bosnalı Müslümanları katletti. Namuslarını, mallarını talan etti. Srebrenitsa'da 8 bin 372 kişi "Ratko Miladiç" komutasındaki ağır silahlı Sırp ordusu tarafından katledildi.
Oysa BM barış gücü (!) oradaydı. NATO oradaydı ve bu katliamın yapılacağını çok iyi biliyorlardı. Vahşilere izin verdiler.
Sonra bu katliam mahkemelere götürüldü. AİHM belgeleri yeterli görmediği için Sırbistan ve Miladiç ve vahşi askerleri için karar vermedi.
Çağdaş, modern, hukukun üstünlüğüne inanan, eşitlik, özgürlük, demokrasiden yana olan Avrupa ve ABD halkı bu süreci film izler gibi izledi.
(Ama kanıma dokunan, Müslüman'ım iddiasındaki İslam ülkeleri yöneticilerinin de bu süreci aynı Hıristiyanlar gibi izlemesiydi.)
Yani, terör, vahşet, kan, ırkçılık, dinsel ayrıştırıcılık Avrupa'nın damarlarında var.
Hatırlayın!
29 Ağustos 2006'da Papa 16. Benedikt ile Merkel medyada ortak bildiri yayınladılar: "AB'ye giriş kartı yani izni kiliseden, Hıristiyanlıktan geçer" demiştiler.
Anlamını açıklamaya gerek var mı?
Türklerin kanını içmeye ant içen Papaları yazmıyorum.
Bizler, millet olarak da, ümmet olarak da kimseye yaranmak zorunda değiliz, olmamalıyız da. Yaranmak için yalvaracağımız sadece Yaratandır.
Bizleri (İslam Coğrafyasını) vahşetle, terörle itham edenlerin önüne ayna koyalım yeter?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- İstanbullular neden sokağa çıkıyor? / 27.04.2025
- Ekonominin kitabını yazdılar / 26.04.2025
- 23 yıllık iktidarın her daim mazereti olabilir mi? / 25.04.2025
- Çatlayan sadece fay hatları değil ar damarıdır / 24.04.2025
- Bizim 23 Nisan’dan anladığımız / 23.04.2025
- Türkiye’ye ‘Escobar sistemi’ kurmuşlar / 21.04.2025
- ‘Erdoğan Amca adım Danya Ebu Muhsin’ / 20.04.2025
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Ekonominin kitabını yazdılar / 26.04.2025
- 23 yıllık iktidarın her daim mazereti olabilir mi? / 25.04.2025
- Çatlayan sadece fay hatları değil ar damarıdır / 24.04.2025
- Bizim 23 Nisan’dan anladığımız / 23.04.2025
- Türkiye’ye ‘Escobar sistemi’ kurmuşlar / 21.04.2025
- ‘Erdoğan Amca adım Danya Ebu Muhsin’ / 20.04.2025
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025