Devlet idaresinde rotamızı batıya çevirdiğimiz andan itibaren bir türlü yüzümüz gülmedi. Birçok konuda, sözde iyileşme gibi gösterilen işlerin derinliği yoktur. Yani iyi gibi gösterilen şeylerin çoğu, temeli sağlam olmayan binaya benzemektedir. Temeli çürük yapıların küçük bir sarsıntıda yerle bir olduğunu, gerek dünyada gerekse de ülkemizdeki bazı depremlerde görüyoruz. Temeli sağlam olan yapılar küçük de olsa mütevazı yapısını korumaya devam etmektedir.
Bu örnekten yola çıkarak toplumu oluşturan en küçük birim olan aileden en büyük yapıya devlet ve millete varıncaya kadar, sağlam temeller üzerine bina edilmeyen hiçbir yapının uzun süre ayakta durması asla mümkün değildir. Tarihte adı sanı bile kalmayan ve fakat geçmişte güçlü devletlerden söz edildiği bu örneğimizi destekler niteliktedir. Devletler ve milletler, sağlam ve güçlü olmanın şartlarını yerine getirdiği zamanlarda güçlenilmiş, hüküm sahibi olmuş; ancak yapının bozulması başlayınca da yıkım baş göstermiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti son yıllarda geleceğini ve bağımsızlığını tehdit edebilecek tehlikeli oyunlarda rol almaktadır. Gerek bu oyunda rol alanlar, gerekse de Türkiye'nin bu rolünü destekleyenler, kendisi gibi düşünmeyenleri dışlamakta, hakarete varan eleştirilere başvurmaktadırlar. Hâlbuki yapılan uyarıları nasihat olarak alsalar, bakışlarını ve düşüncelerini bir de bu açıdan değerlendirseler ne kaybedecekler ki? Sayın hükümet ve destekçileri şunu asla unutmasınlar ki tarihsel hadiseleri idrak etmek ve doğru bir yol haritası çizmek öyle sıradan bir iş değildir. Devletin yapısında; asırlık tecrübeler, tarihi gerçekler, yaşanmış olaylar, geleceğe yol gösterir. Eğer geçmişten gerekli dersler çıkarılmaz ise başa gelecek tehlikelere de katlanmayı göze almak gerekmektedir.
Türk'ün tarihindeki tecrübeler, çok ağır bedeller ödenerek kazanılmış ve dost düşman kolay tanınmamış, elde edilen başarılar kolay kazanılmamıştır. Bu kadar tarihi birikimi bir tarafa bırakıp adeta tarihimizle çelişen politikalarla doğru hedefe varmak mümkün değildir. İktidar sahipleri geçmişteki dost ve düşman kavramlarını ter düz etmiş; dünkü düşmanlar dost, dostlar düşman konumuna geçirilmiş, devletimiz ve milletimiz için tehdit unsurları şimdi tehdit sıralamasından bile çıkartılmıştır.
ABD ve AB'nin çizdiği yol haritalarıyla yola devam ederek bölgemizdeki halk hareketlerini organize ettiklerini açıkça ilan eden iktidar sahipleri; komşuların iç işlerine karıştıklarını, inanç birliği ve komşuluk ilişkilerimiz olan devletleri düşman kazandığımızı, hatırlarına getirmiyorlar mı acaba?
Batının taşeronluğunu yapmakla düşmanın ekmeğine yağ sürdüğümüzün, ters teptiği takdirde asırlarla ölçülemeyecek zararlar göreceğimizi nasıl akıl etmezler. Bizler bu kadar derin kaygılar çekerken, iktidar sahipleri başkalarını idraksizlikle suçlayacaklarına, oynadıkları tehlikeli oyunlardan vazgeçseler daha hayırlı bir iş yapmış olacaklar.
Bu örnekten yola çıkarak toplumu oluşturan en küçük birim olan aileden en büyük yapıya devlet ve millete varıncaya kadar, sağlam temeller üzerine bina edilmeyen hiçbir yapının uzun süre ayakta durması asla mümkün değildir. Tarihte adı sanı bile kalmayan ve fakat geçmişte güçlü devletlerden söz edildiği bu örneğimizi destekler niteliktedir. Devletler ve milletler, sağlam ve güçlü olmanın şartlarını yerine getirdiği zamanlarda güçlenilmiş, hüküm sahibi olmuş; ancak yapının bozulması başlayınca da yıkım baş göstermiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti son yıllarda geleceğini ve bağımsızlığını tehdit edebilecek tehlikeli oyunlarda rol almaktadır. Gerek bu oyunda rol alanlar, gerekse de Türkiye'nin bu rolünü destekleyenler, kendisi gibi düşünmeyenleri dışlamakta, hakarete varan eleştirilere başvurmaktadırlar. Hâlbuki yapılan uyarıları nasihat olarak alsalar, bakışlarını ve düşüncelerini bir de bu açıdan değerlendirseler ne kaybedecekler ki? Sayın hükümet ve destekçileri şunu asla unutmasınlar ki tarihsel hadiseleri idrak etmek ve doğru bir yol haritası çizmek öyle sıradan bir iş değildir. Devletin yapısında; asırlık tecrübeler, tarihi gerçekler, yaşanmış olaylar, geleceğe yol gösterir. Eğer geçmişten gerekli dersler çıkarılmaz ise başa gelecek tehlikelere de katlanmayı göze almak gerekmektedir.
Türk'ün tarihindeki tecrübeler, çok ağır bedeller ödenerek kazanılmış ve dost düşman kolay tanınmamış, elde edilen başarılar kolay kazanılmamıştır. Bu kadar tarihi birikimi bir tarafa bırakıp adeta tarihimizle çelişen politikalarla doğru hedefe varmak mümkün değildir. İktidar sahipleri geçmişteki dost ve düşman kavramlarını ter düz etmiş; dünkü düşmanlar dost, dostlar düşman konumuna geçirilmiş, devletimiz ve milletimiz için tehdit unsurları şimdi tehdit sıralamasından bile çıkartılmıştır.
ABD ve AB'nin çizdiği yol haritalarıyla yola devam ederek bölgemizdeki halk hareketlerini organize ettiklerini açıkça ilan eden iktidar sahipleri; komşuların iç işlerine karıştıklarını, inanç birliği ve komşuluk ilişkilerimiz olan devletleri düşman kazandığımızı, hatırlarına getirmiyorlar mı acaba?
Batının taşeronluğunu yapmakla düşmanın ekmeğine yağ sürdüğümüzün, ters teptiği takdirde asırlarla ölçülemeyecek zararlar göreceğimizi nasıl akıl etmezler. Bizler bu kadar derin kaygılar çekerken, iktidar sahipleri başkalarını idraksizlikle suçlayacaklarına, oynadıkları tehlikeli oyunlardan vazgeçseler daha hayırlı bir iş yapmış olacaklar.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Kıldığımız namaz, bizi kötülüklerden alıkoymuyorsa? / 12.04.2025
- Namaz kılmak bütün Müslümanlara farzdır / 11.04.2025
- Namaz kulun Allah’a en yakın olduğu haldir / 08.04.2025
- Fatiha suresindeki Allah ile kul arasındaki sır / 07.04.2025
- Ahlak bulaşıcıdır / 05.04.2025
- Şevval ayında yapılacak ibadetler / 03.04.2025
- Bayram bize umut neşe getirsin / 30.03.2025
- Arayışa devam etmeliyiz / 29.03.2025
- Kadir Gecesi’ni nasıl değerlendirmeliyiz? / 26.03.2025
- Kadir Gecesi önemli bir fırsattır / 25.03.2025
- Namaz kılmak bütün Müslümanlara farzdır / 11.04.2025
- Namaz kulun Allah’a en yakın olduğu haldir / 08.04.2025
- Fatiha suresindeki Allah ile kul arasındaki sır / 07.04.2025
- Ahlak bulaşıcıdır / 05.04.2025
- Şevval ayında yapılacak ibadetler / 03.04.2025
- Bayram bize umut neşe getirsin / 30.03.2025
- Arayışa devam etmeliyiz / 29.03.2025
- Kadir Gecesi’ni nasıl değerlendirmeliyiz? / 26.03.2025
- Kadir Gecesi önemli bir fırsattır / 25.03.2025