logo
11 NİSAN 2025

Tecdit mi tahrip mi?

06.11.2007 00:00:00
Gülen hareketi yavaş yavaş İslam dünyasında da yayılıyormuş ve o dünyanın dönüşümünü gerçekleştirecekmiş ve zaten adını koymadan sayın Gülen 'tecdit' yapıyormuş. 'Tecdit' bilindiği gibi yenileme anlamında kullanılmaktadır.Londra'da Lordlar kamarasında yapılan konferansın adının:"İslam dünyasının dönüşümü: Gülen Hareketinin bu sürece katkıları" şeklinde olduğunu hatırlarsak konuyu daha rahat takip ederiz.Gülen hareketi, iddia edildiği gibi ulaştığı hiçbir yerde tecdit yapmamış/yapmamaktadır, tam aksine tamiri zor tahripler yapmaktadır.Söz konusu konferansta, kendi gazetelerinde örnek tebliğ diye sundukları metin şöyle başlıyor: "Terör eğilimi, ancak İslam'ın kendi içinden çıkan ve İslami terminolojiyi kullanan Fetullah Gülen Hocaefendi gibi isimlerin söylemleriyle tedavi edilebilir".Sadece bu cümlenin söylenmesine zemin hazırlamış olmak, yani İslam'ın özünde terör eğilimi olduğunu, bunun tedaviye muhtaç olduğunu ve bu tedaviyi de İslami terminolojiyi kullanan Gülen gibi isimlerin yapabileceği iddiasını bir gayri müslimin ağzından seslendirmek ve alkışlamak İslam'ın temeline bomba koymaktan farksızdır.Bir İslam düşmanının, Yüce İslam dinini, terör dini olarak lanse etmesi için, salon tutuyorsunuz, konferans düzenliyorsunuz, konuşturup alkışlıyorsunuz, yetmiyor, bir de onun tebliğini seçip gazetenizde örnek olarak yayınlıyorsunuz. Bütün bunların anlamı nedir? Demek ki, siz de bu adamın bu tespitine katılıyorsunuz, söylediklerini onaylıyorsunuz. Bu durumda sizden yenileyici olarak değil de ancak tahrip edici diye söz edilebilir.Biz soruyoruz, dinini her şeyden aziz bilen her Müslümanın da sormasını istiyoruz; sayın Gülen ve ekibi, lütfen açıklar mısınız: Terör eğilimi İslam'ın neresinde var, hangi surede, hangi ayette, hangi hadis kitabında ve hangi uygulamada?Konferansın adından da anlaşıldığı gibi, bu hareket, İslam dünyasını dönüştürme ihalesini üzerine almış ve yıllardır küresel güçler adına, emperyalist dünya adına çalışmaktadırlar. İslam dünyasını Batı adına dönüştürmeye çalışırken maalesef Müslümanları ve kaynaklarını kullanmaktadırlar.Diyalog adına, hoşgörü adına, Gülen hareketi adına bu güne kadar nerde ne yapılmışsa, her biri İslam düşmanlarını sevindiren İslam alemini üzen hareketler olmuştur. Daha önce İngiliz kültürüne hizmetten dolayı alınan ödüller ve bu gün, Lordlar kamarasının kapılarının açılmış olması söylediklerimizi izaha yetiyor zaten.Anlayan birileri varsa lütfen anlatsın biz de anlayalım ve eleştirmekten vazgeçelim.Saldırıya uğrayan, işgal edilen, talan edilen İslam coğrafyası değil mi?Başından aşağı bomba yağdırılan, yurdu,yuvası yıkılan, çoluk-çocuğu katledilen, ırzı-namusu kirletilen Müslümanlar değil mi?Yıkılan minareler, çökertilen kubbeler, ateşe verilen medreseler İslam'ın sembolleri değil mi?Ramazan'da, Bayramda, Kadir gecesinde ve camilerde namazda iken kurşunlanan Müslümanlar değil mi?Peki bu cinayetleri işleyenler haçlı-siyonist uşakları, cellatları değil mi?Bütün bunlar şu anda dahi devam ederken; söyler misiniz bu Gülen hareketi neden ısrarla Müslümanlara diyalog çağrısı, hoşgörü çağrısı yapıyor?Böyle bir ortamda Müslümanlara diyaloğu ve hoşgörüyü tavsiye etmek; "arkadaşlar, teslim olun, ses çıkarmayın, bunarlın işini zorlaştırmayın" demek değil midir?Peki bunun neresi hizmet,neresi tecdit? Düpedüz ihanet ve tahripkarlık değil midir? İşgal kuvvetlerinin öncüsü gibi çalışmak değil midir?Zaten Zaman gazetesinde,Hüseyin Gülerce'nin köşesinde örnek olarak sunulan o tebliğde sayın Gülen'e böyle bir görev verilmiyor mu? Tekrar okuyalım:"Terör eğilimi, ancak İslam'ın kendi içinden çıkan ve İslami terminolojiyi kullanan Fethullah Gülen Hocaefendi gibi  isimlerin söylemleri ile tedavi edilebilir".Bunun anlamı şu değil midir?"Hocam, lütfen önden buyurun. Özünde terör eğilimi olan İsalm'ın bu yanını tedavi edin.Dolayısıyla Müslümanları bu manada ıslah edin ki, ileriki zamanlarda işgalini düşündüğümüz ülkelerde bize zorluk çıkarmasınlar.Nasıl olsa sen bu işin içinden geliyorsun, İslami terminolojiyi de iyi kullanıyorsun.İslam dünyasının dönüşümünde senin söylemlerine ihtiyacımız var.Bütün haçlı dünyası senin emrindedir,yeter ki sen bu dönüşümü sağla?"İşin içinde böyle bir itoğluitlik olmasa?Londra'nın,Bürüksel'in, Washington'un derdindeymiş; İslam dünyasında dönüşüm gerekiyormuş ta,yok Türkiye'den falanca hareketin buna katkıları nasıl olurmuş da?Lütfen aklımızı başımıza alalım, yarın çok geç olabilir?Bana inanmıyorsanız biraz da Nuray Hanıma kulak verin lütfen:"Geçtiğimiz günlerde Londra'da, Fethullah Gülen düşüncesi, çevresi, hareketi üzerine bir konferans yapılmış. Haber ve izlenimleri başta Zaman (ve tabii Today's Zaman) gazetesi olmak üzere, muhafazakâr yazarlardan okuyoruz. 'Gülen'den bahsedilmeden İslam dünyası araştırılması yapılamaz'mış, 'Huntington'ın çatışma gördüğü yerde Gülen barış imkânı arıyor'muş. 'Gülen ve barış inşasına yaptığı küresel katkı' ne kadar önemliymiş. Ne barışı, ne küresel katkısı? Hangi barış, ne katkısı? İslam coğrafyası işgal, savaş, savaş tehdidinden yıkılıyor.Söz konusu konferansın yapıldığı İngiltere'de temel hak ve özgürlükler Müslümanlar söz konusu olduğunda askıya alınmış vaziyette. Tüm bunlardan bahsetmeden kimle ne diyaloğu kurulacak? Bu olsa olsa başını kumdan çıkarmayan devekuşu barışı, devekuşu diyaloğu olur. İngiltere'nin yeni Başbakanı Gordon Brown, görevi devralır almaz, haziran ayında yaptığı bir konuşmada yeni Soğuk Savaş ilan etti. Soğuk Savaş döneminde kullanılan ideolojik mücadele, benzeri metotlara ihtiyaç duyulduğundan söz etti. Fethullah Gülen düşüncesi, hareketi denilen yapı, bu tür bir mücadele için bulunmaz araçlardan biri olabilir. Nitekim, Londra'daki konferansın yayımlanan bildirilerinde, Gülen'in barışçı mesajlarının 'öfkeli' Müslümanları yatıştıracağı yönünde görüşler dile getiriliyor. Müslümanların yaşadığı coğrafya işgal edilecek, henüz işgal edilmeyenler tehdit edilecek, ama Müslümanlar öfkelenmeyecek, barış, diyalog söylemiyle uyutulacak öyle mi? Dahası, Batı dünyasının tehdit olarak gördüğü İslam kökenli şiddet, öfkeli Müslümanların silaha sarılmasıyla başlamadı. Afganistan'da Sovyet işgaline karşı, radikal İslam ideolojisinin ve cihat hareketinin ABD başta olmak üzere müttefikleri tarafından desteklenmesi, bakılıp büyütülmesiyle başladı. Artık, radikal İslam'a ve cihada gerek kalmadığı bir döneme girilmesi ve işlerin kontrolden çıkması ile sorun İslam'a veya Müslümanlara ilişkin bir sorunmuş gibi takdim edilmeye başlandı. Sanki mesele İslam'a ilişkin bir mesele imiş de, ılımlı, barışçı yorumlar öne çıkarsa sorun çözülecekmiş gibi davranmanın hiçbir anlamı yok. Küresel çatışmanın diyalogla çözüleceğini iddia etmek için, peşinen sorunun İslam'ın iyi anlaşılmaması gibi bir nedenden kaynaklandığını düşünmek gerekiyor. Oysa, konu bu kadar basit değil. Dahası, sorunun kaynağı, sadece Müslümanlar falan değil. Batı dünyasının çıkarları peşinde, onlarla işbirliği yapan İslamcı hareketlerden şikâyet etmek için bile, hangi Batı politiklarının bu istikamette yapılar ürettiğini sorgulamak gerekiyor. ABD önderliğindeki Batı ittifakı, Soğuk Savaş dönemi boyunca, Müslüman coğrafyada Sovyetler ve sol tehdide karşı İslami hareket ve çevreleri destekledi. Bu işbirliği Soğuk Savaş'ın son perdesinde, yani Sovyetler'in çözülüş sürecinde doruk noktasına çıktı. Bu noktada, Afganistan'daki Sovyet işgaline karşı radikal İslam, İran İslam Devrimi'ne karşı ılımlı İslam hareketini desteklemek gibi iki yönlü bir politika izlendi. Fethullah Gülen hareketi, ılımlı İslam kanadının bir unsuru olarak desteklendi. Yoksa, dünyanın dört bir yanında okul açmak, faaliyet göstermek, kendi halinde bir sivil hareketin tek başına başaracağı şey mi? Şimdi, belli ki, bu hareket benzer bir rol üstlenme hevesinde. Bu hareket içinde yer alan insanların birçoğunun iyi niyetle barıştan, diyalogdan yana olduğuna hiç kuşkum yok. Ancak genel tablo içinde ne rol oynadıklarını sorgulamalarını beklemek durumundayız. Yoksa, yeni Soğuk Savaş'ın bir uzantısı olmaya devam edecekler. Barış istiyorlarsa önce Irak işgaline karşı çıksınlar, diyalog istiyorlarsa, bir de Iraklı direnişçilerle konuşmayı veya onları dinlemeyi denesinler. " (Nuray mert,Radikal)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Aziz Karaca / diğer yazıları
Serbest bırakıldılar
Yurt dışı yasağı ve adli kontrol şartı
Atatürk’ün hazırlattığı hutbeler
Nifak ve haset
Okullar tatil
Ankara'da kar ve fırtına beklentisi
Tutuklama talebi
Murat Ağırel ve Timur Soykan adliyede
'Mustafa Kemal örnektir'
Endonezya lideri TBMM'de konuştu
Hüseyin Baş’tan gözaltılara tepki
‘Gözaltı değil özgür basına gözdağı’
Erdoğan - DEM Parti görüşmesi gerçekleşti
Beklenen görüşme 13.30'da başladı
Hedef Kıbrıs'taki Türk varlığı
Rumlardan Türklere karşı yeni terör örgütü
Mısır, Avrupa'dan destek istiyor
9 milyondan fazla mülteci var
Trump, Karelina'yı Putin'den aldı
12 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı
Avrupa, Trump'ın kararından memnun
Leyen misilleme konusunda renk vermedi
Cumhurbaşkanlığı kurullarına yeni atamalar
140 isim Resmi Gazete'de
Ahmet Minguzzi'nin kabri tahrip edildi
Cinayet davasında ilk duruşma başladı
1 ay önce özelleştirilen madende göçük
İşçiler özelleştirmeye karşı çıkıyordu
Murat Ağırel ve Timur Soykan gözaltına alındı
Tehdit ve şantaj iddiası var
Serbest bırakıldılar
Yurt dışı yasağı ve adli kontrol şartı
Atatürk’ün hazırlattığı hutbeler
Nifak ve haset
Okullar tatil
Ankara'da kar ve fırtına beklentisi
Tutuklama talebi
Murat Ağırel ve Timur Soykan adliyede
'Mustafa Kemal örnektir'
Endonezya lideri TBMM'de konuştu
Hüseyin Baş’tan gözaltılara tepki
‘Gözaltı değil özgür basına gözdağı’
Erdoğan - DEM Parti görüşmesi gerçekleşti
Beklenen görüşme 13.30'da başladı
Hedef Kıbrıs'taki Türk varlığı
Rumlardan Türklere karşı yeni terör örgütü
Mısır, Avrupa'dan destek istiyor
9 milyondan fazla mülteci var
Trump, Karelina'yı Putin'den aldı
12 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı
Avrupa, Trump'ın kararından memnun
Leyen misilleme konusunda renk vermedi
Cumhurbaşkanlığı kurullarına yeni atamalar
140 isim Resmi Gazete'de
Ahmet Minguzzi'nin kabri tahrip edildi
Cinayet davasında ilk duruşma başladı
1 ay önce özelleştirilen madende göçük
İşçiler özelleştirmeye karşı çıkıyordu
Murat Ağırel ve Timur Soykan gözaltına alındı
Tehdit ve şantaj iddiası var
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.