Milletinizi memnun edecek milli politikalardan yüz çevirerek, yabancıları memnun etmek için taviz vermeye yöneldiğinizde önemli bir gerçekle yüzleşirsiniz:"Taviz tavizi doğurur. Verilen her taviz yeni tavizlerin kapısını açar."Bu gerçeğe tarihimizden birçok örneği verebileceğimiz gibi, son 7 yıllık AKP iktidarında yaşadıklarımız özellikle altı çizilecek niteliktedir.Dilerseniz, güncel iki misalle konuyu somutlaştıralım:Birincisi, AB'nin "nüfuz cüzdanlarınızdaki din hanesini kaldırın" kararı?Türkiye, AB sürecinde onlarca yıldır, denilen her şeyi yaptı. Buna rağmen ne AB'ye girebildi, ne yaranabildi, ne de taviz taleplerinin ardı arkası kesildi.Bizimle beraber aynı dönemlerde AB'ye müracaat eden Yunanistan, çok sonraları müracaat eden ve hala komşularıyla sorunları çözülmemiş olan Güney Rum Kesimi ve yakın zamanda müracaat eden birçok ülke AB'ye rahatlıkla girebilirken, AB için her türlü fedakarlığa katlanan Türkiye hala kapıda bekletiliyor.Hiçbir AB ülkesinden istenmeyen talepler Türkiye'nin önüne konuldu ve hala konulmaya da devam ediliyor.AB üyesi ülkelere bile yapılmayan müdahaleler daha AB üyesi olmamış, olması da mümkün gözükmeyen Türkiye'den isteniyor. Son olarak nüfuz cüzdanımızdaki din hanesine bile el attılar.Neymiş efendim, dini ayrımcılığa neden oluyormuş. Kim diyor bunu? AB. Hani şu marşında ve bayrağında bile Hıristiyan motifler bulunan AB. İçinde milyonlarca Müslüman yaşamasına rağmen, sözde laik ama attığı her adımda dinini ön plana çıkaran ve bunu ayrımcılık olarak görmeyen AB?Hani şu camilerin minarelerine bile takan, ezana müsaade etmeyen, içinde yaşayan Müslümanlara, göçmenlere her türlü eşitsizliği, haksızlığı, adaletsizliği reva gören AB. Hani şu "Crusade"i yani haçlı seferlerini başlatan ABD'nin gönüllü neferi olan AB.İşte bu AB ayrımcılık oluyor diye bizim nüfuz cüzdanımıza sataşıyor.Eee ne yapsın AB. Türkiye'de taviz vermeye meyilli öyle bir siyasi anlayış var ki, yolunacak kaz bulmuşken zevkini çıkarıyor.İkinci misalimiz ise bu hafta içinde Türkiye'ye gelen şu "çuvalcı" ABD'li komutan meselesi?ABD ile ilgili ilişkilerimiz maalesef hep tek yönlü. ABD hep "ver" diyor, bizimkiler de hep "buyur hepsi senindir" diyor.İşte çuvalcı komutan da bu kapsamda Ankara'ya geldi.ABD'nin bu çuvalcı komutanla ilettikleri taviz talepleri Mahmur kampıyla alakalı? ABD, konuyla alakalı öyle bir temsilci gönderdi ki evlere şenlik!Bu çuvalcı komutan, hani şu Süleymaniye'de 11 askerimizin başına çuval geçirme hadisesinin baş mimarı olan ABD'li komutan?Yaptığı hakaretin hala ne özrünü diledi, ne de cezasını çekti. Buna rağmen sanki bir şey olmamış gibi, ABD'nin temsilcisi olarak bizimkilerin karşısına dikildi.Çuvalcı komutan da, karşısında el pençe divan duran siyasilerimize de taviz taleplerini bir bir sıraladı:Mahmurlu teröristlere kucağınızı açın, onların güvenliğini sağlayın, onlar ABD'nin emanetidir onları baş tacı edin?Bizimkiler de uzatılan bu diplomatik çuvalı ikinci kez başlarına giydiler. Aradaki fark, Süleymaniye'deki askerlerimiz çuvalı zorla giydi, şimdikiler ise büyük bir itaatkârlıkla, hatta memnuniyetle?Daha ilk çuvalın hesabı sorulmamışken, ikinci çuval da altın tepside sunuldu.İşte böyle, çuvalların hesabı sorulmazsa, daha kapsamlı olanları mutlaka başımıza geçirilir.Bu hafta içinde yaşanan bu iki olay bile taviz vermenin ne anlama geldiğini bizlere anlatıyor.Sen tavizkarlığa devam ettikçe adamlar nüfuz cüzdanına da, hutbene de dinine de, diline de, hatta namusuna da müdahale eder; ülkeni koruyanı terörist yapar, gerçek teröristleri de baş tacı ettirir.Doğrular eğri, eğirler doğru gösterilir; dost düşman, düşmanlar ise sahte dost oluverir. Taviz politikalarını sonu hiç de hayırlı değildir.Gelin bu aciz anlayıştan vazgeçelim, milli politikalar uygulayarak ve uygulayacak olanlara fırsat vererek dimdik ayakta kalmayı başaralım.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- İstanbul'daki tüm riskli binalar yeniden inşa edilebilir! / 26.04.2025
- 23 Nisan neden çocuklara armağan edildi? / 23.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- 23 Nisan neden çocuklara armağan edildi? / 23.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025