Tasavvuf zevk ve marifettir. Onunla zevklenmeyen, tasavvuf ehlinin kullandığı terimleri ve anlamlarını bilmeyen konuya yabancı kalır.
Tasavvuf dinin elinde nefsin kar gibi erimesidir, nefsin elinde dinin kar gibi erimesini önlemektir.
Tasavvuf tekrar tekrar edilen "Allah" çığlığı, çılgın bir yalvarışla etkileyici ses.
Tasavvuf "enginlerden seni çağırdım Ya Rabb" diyen bir ruhun Allah'a koşan insanlığın yüce çığlığı.
Tasavvuf kişinin kendi kendini aşmasının, Ruh'un nefsinin üstüne çıkmasına izin vermesinin İslami bir yolu.
Tasavvuf insan nefsinin bittiği, ilahi sırların açıldığı bir mahaldir.
Tasavvuf her zaman "vahyedilen" ayetlere kendilerini "daldırarak", fani olanda ebedi olanın varlığını hissetmeye çalışmaktır.
Tasavvuf Peygambere bildirilen ilk emirlerden birisi olan: "Rabbinin adını an, her şeyi bırakıp yalnız O'na yönel"mektir.
Tasavvuf bütün anlamıyla Kur'an'dır. Bütün anlamıyla Allah'tandır, aynı özdendir ve biricik teması O'dur.
Tasavvuf "Biz ona şahdamarından daha yakınız" ebedi yakınlığıdır.
Tasavvuf bir kutsi hadiste Rabbimizin dediği gibi "Her zaman kulum Bana nafile ibadetleriyle yaklaşır. Nihayet Ben ona muhabbet ederim. Artık Ben kulumu sevince onun işiten kulağı, gören gözü, tutan eli, yürüyen eli olurum" demektir.
Tasavvuf İsa (AS)'ın havarilerine söylediği "Göklerin melekutünün sırlarını bilmek"tir.
Tasavvuf gece Can'a, Ay Kalbe ve Güneş de Ruh'a benzetilirse "Gecenin karanlığında Ay'ın aydınlığı son noktasına geldiği gibi, kalbin de ilahi Nur'un son noktasına gelmesidir.
Tasavvuf zikir meclislerinde, zikredilen harflerin birer "Nur" haline gelip her bir nefes alıp vermede böyle devam etmesi...
Tasavvuf yaşanılan zikir "anının" ebediyete taşınması ve onun için "geçen zamanın" farkına varılmamasıdır.
Tasavvuf Allah'ı zikreden ruhun bütün mahlukatın, bütün izafiyetlerin ötesine geçmesi ve Mutlak ile geçicinin fark edilmesi halidir.
Tasavvuf zikreden kişinin "Nurun alen Nur" Nur üstüne Nur'la kalp gözünün aydınlanmasıdır.
Tasavvuf "Şu dünyada bir ağacın altında gölgelenecek kadar kalıp ayrılan bir garip geçici yolcuyum..." diyen bir dinin Peygamberine Biat-ı Rıdvan intisap geleneğinin, bir manevi bağlılık, bir sadakat sözüdür.
Tasavvuf nihayetinde "Yeryüzünde bulunan her şeyin fani olduğunun, ancak Yüce ve Cömert olan Rabbinin varlığının baki olduğunun" idrakine ulaşılmasıdır.
* Adnan ULUTAŞ
Tasavvuf dinin elinde nefsin kar gibi erimesidir, nefsin elinde dinin kar gibi erimesini önlemektir.
Tasavvuf tekrar tekrar edilen "Allah" çığlığı, çılgın bir yalvarışla etkileyici ses.
Tasavvuf "enginlerden seni çağırdım Ya Rabb" diyen bir ruhun Allah'a koşan insanlığın yüce çığlığı.
Tasavvuf kişinin kendi kendini aşmasının, Ruh'un nefsinin üstüne çıkmasına izin vermesinin İslami bir yolu.
Tasavvuf insan nefsinin bittiği, ilahi sırların açıldığı bir mahaldir.
Tasavvuf her zaman "vahyedilen" ayetlere kendilerini "daldırarak", fani olanda ebedi olanın varlığını hissetmeye çalışmaktır.
Tasavvuf Peygambere bildirilen ilk emirlerden birisi olan: "Rabbinin adını an, her şeyi bırakıp yalnız O'na yönel"mektir.
Tasavvuf bütün anlamıyla Kur'an'dır. Bütün anlamıyla Allah'tandır, aynı özdendir ve biricik teması O'dur.
Tasavvuf "Biz ona şahdamarından daha yakınız" ebedi yakınlığıdır.
Tasavvuf bir kutsi hadiste Rabbimizin dediği gibi "Her zaman kulum Bana nafile ibadetleriyle yaklaşır. Nihayet Ben ona muhabbet ederim. Artık Ben kulumu sevince onun işiten kulağı, gören gözü, tutan eli, yürüyen eli olurum" demektir.
Tasavvuf İsa (AS)'ın havarilerine söylediği "Göklerin melekutünün sırlarını bilmek"tir.
Tasavvuf gece Can'a, Ay Kalbe ve Güneş de Ruh'a benzetilirse "Gecenin karanlığında Ay'ın aydınlığı son noktasına geldiği gibi, kalbin de ilahi Nur'un son noktasına gelmesidir.
Tasavvuf zikir meclislerinde, zikredilen harflerin birer "Nur" haline gelip her bir nefes alıp vermede böyle devam etmesi...
Tasavvuf yaşanılan zikir "anının" ebediyete taşınması ve onun için "geçen zamanın" farkına varılmamasıdır.
Tasavvuf Allah'ı zikreden ruhun bütün mahlukatın, bütün izafiyetlerin ötesine geçmesi ve Mutlak ile geçicinin fark edilmesi halidir.
Tasavvuf zikreden kişinin "Nurun alen Nur" Nur üstüne Nur'la kalp gözünün aydınlanmasıdır.
Tasavvuf "Şu dünyada bir ağacın altında gölgelenecek kadar kalıp ayrılan bir garip geçici yolcuyum..." diyen bir dinin Peygamberine Biat-ı Rıdvan intisap geleneğinin, bir manevi bağlılık, bir sadakat sözüdür.
Tasavvuf nihayetinde "Yeryüzünde bulunan her şeyin fani olduğunun, ancak Yüce ve Cömert olan Rabbinin varlığının baki olduğunun" idrakine ulaşılmasıdır.
* Adnan ULUTAŞ
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.