Hak yolculuğu-IIKamil insanın nazar ve himmeti ile bu Levvame vadisi de geçildikten sonra "Mülhime ülkesi"ne varılır. Bu makamda "Hu" ismi vird edinilir. Bu alem sinyaller alemidir. Esma-i İlahiye'nin tecellisini salik bu makamda görür, çeşitli nurani berzahlardan geçer. Kapılmaması, "maksadım Allah rızasıdır" deyip teslimiyetle yolculuğuna devam etmesi şarttır. Bu makam nefis aleminde Hak ile batılın sınırıdır. Kamil mürşidi olmayanın buradan öteye seyri mümkün değildir. Yaptığı zikrin mükafatını alır. Fakat manen yolculuğu burada noktalanır.
Nefs-i Mülhime'de Nazar-ı Hak, kamil insan vasıtasıyla zuhur edince salik, beşeri sıfatlardan kurtulup ilahi sıfatları hal edinmeğe başlar. Esma-i İlahiye'nin ve Ef'al-i İlahiye'nin tecellileri zuhur eder. Resulullah muhabbeti gönül aleminde kök salmaya başlar. Mana aleminin hazinelerinin bulunduğu bu makam Nefs-i Mutmainne halidir. Burada nefis mutmain olmuş gönül de huzur-u Resulullah'a varmıştır. Her an Peygamber aşkı artar. Korlaşan bu aşk saliki Peygamber huzurundan ayırmaz olur. Bu hale Fena fi'r-Resul denir. Bu makamda "Hak" ya da "Hay" ismi vird edinilir. Yolculuk hızlanmıştır. Gönül Sıfat-ı Bari'nin tecellisini ve nurlarını seyreder. Nefis Razıye ve Merzıye makamındadır. Artık kul Rabb'inden Rabb'i de kulundan razı olmuştur. Nefsin bu halinden sonra Tecelli-i zat zuhur eder. Bu, Seyr-i Süluk'ta kemal noktasıdır. Bu halde Fena Fi'llah zuhur eder. İkilik ortadan kalkmıştır. Görünen kendi zatıdır; "değil sanma gayrullah" ölçüsünde yok olunmuş, nefis aradan çekilmiştir.
* * *
"Ey iman edenler! Sizi ne mallarınız, ne çocuklarınız, Allah'ı anmaktan alıkoymasın. Her kim bunu yaparsa işte onlar hüsrana düşenlerdir." (Münafikun: 9)
Nefs-i Mülhime'de Nazar-ı Hak, kamil insan vasıtasıyla zuhur edince salik, beşeri sıfatlardan kurtulup ilahi sıfatları hal edinmeğe başlar. Esma-i İlahiye'nin ve Ef'al-i İlahiye'nin tecellileri zuhur eder. Resulullah muhabbeti gönül aleminde kök salmaya başlar. Mana aleminin hazinelerinin bulunduğu bu makam Nefs-i Mutmainne halidir. Burada nefis mutmain olmuş gönül de huzur-u Resulullah'a varmıştır. Her an Peygamber aşkı artar. Korlaşan bu aşk saliki Peygamber huzurundan ayırmaz olur. Bu hale Fena fi'r-Resul denir. Bu makamda "Hak" ya da "Hay" ismi vird edinilir. Yolculuk hızlanmıştır. Gönül Sıfat-ı Bari'nin tecellisini ve nurlarını seyreder. Nefis Razıye ve Merzıye makamındadır. Artık kul Rabb'inden Rabb'i de kulundan razı olmuştur. Nefsin bu halinden sonra Tecelli-i zat zuhur eder. Bu, Seyr-i Süluk'ta kemal noktasıdır. Bu halde Fena Fi'llah zuhur eder. İkilik ortadan kalkmıştır. Görünen kendi zatıdır; "değil sanma gayrullah" ölçüsünde yok olunmuş, nefis aradan çekilmiştir.
* * *
"Ey iman edenler! Sizi ne mallarınız, ne çocuklarınız, Allah'ı anmaktan alıkoymasın. Her kim bunu yaparsa işte onlar hüsrana düşenlerdir." (Münafikun: 9)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.